Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '15

 
Kategori
Deneme
 

Aşk mı dediniz?

Aşk mı dediniz?
 

youtube.com


Aşk mı dediniz?
 
Ağzınızda  diliniz  kurur, söyleyecek söz bulamazsınız; birilerini, yarinizi övmek istersiniz de şiir bulamazsınız, şarkı bulamazsınız.
 
Oturup düşünürsünüz, gözünüzün önünde onun hayali , günleri ve geceleri böylece geçirip gidersiniz. 
 
Bir gün bir türkü işitirsiniz.
 
İşte dersinsiz ki, bu türkü benim sevdamı söylüyor. Öyle iyi söylüyor ki… dinlersiniz, bir kez,  bir kez daha… Gözlerinizden damlalar sel olur çağlar…
 
Ama adam, sevdasını, sevgilisinin güzelliğini, tazeliğini ne güzel mısralara dökmüştür. Ondan sonra sazın tellerine takmıştır .Amanın… Ve ondan sonra yıllar geçer… Sevda biter de türkü bir daha bitmez ve dilinizin ucundan da gitmez. 
 
Alın size bir Kastamonu Türküsü. Dinleyin de , şöyle kalkın bir dolanın. İyi düşünün. Ondan sonrası bir “Vay anası ..” çekin. Bu kadar mı güzel yakalanır… Bu kadar mı güzel dile getirilir. Dinleyin şimdi “Sayidem” adlı türküyü …
 
“Sayidem Sayidem otur yanıma
Sürmeler mi çekeyim ela ela gözüne
Uyma da dedim uydun eller sözüne
 
Top zülüflü Sayidem otur otur yanıma
Kardan beyaz kollarını dola dola boynuma
 
Evlerinin önü hamam kapısı
Hamamdan geliyor nazlı yarin kokusu
Kendi küçük amma cilve kutusu
 
Top zülüflü Sayidem otur otur yanıma
Kardan beyaz kollarını dola dola boynuma” 
 
(http://www.zapkolik.com/video/ali-demirhan-sayidem-otur-yanima-kastamonu-689183)
 
Bir Kastamonu Türküsü bu kadar mı duygulu olur. Türküyü Ali Demirhan’dan dinledim. Daha başka söyleyenler de var kuşkusuz. Ama şaştığım şu ki, adı büyük Türkücüler nedense bu  güzel türküyü pas geçmişler.  Aslında bir çok türküseverin de bu türküyü iyi bildiği söylenemez. Ben bile türkülere bayılırım ama bu türküyü nedense pas geçmişim, repertuarıma koymamışım. “Repertuar” dediğim söylediğim türküler değil (türkü söylemek nerde ben nerde..!) belki bildiğim, mırıldandığım türküler.
 
Türküyü ben defalarca dinledim….Ahmet Turan Şan’dan ; Ömer Akpınar’dan; Bircan Pullukçuoğlu’ndan…  dinledim, dinledim…
 
Biraz sonra yanımdaki sedire eşim geldi , uzandı.
 
“Sana bir türkü çalayım mı?” dedim.
“Çal ..” dedi…
 
Çaldım. Bir daha çaldım. 
 
O benden daha duygusaldır. Yanımda duran kağıt mendillerden birini alıp uzattım. O da, ben de gözlerimizdeki yaşları sildik…
 
Niye ağladık bilmiyorum?
 
Türküdeki Sayide kimdir bilmiyoruz…
 
Ona aşık olan delikanlıyı tanımıyoruz.. Esasında böyle bir gönül akışı  oldu mu? Yoksa hepsi de , bir garip Aşık’ın saz tellerinden mi çıktı…. Bilmiyoruz. 
 
Fakat Anadolu’da böyle yüzlerce türkü, tülbent gibi havalarda esip savruluyor ve tutanı yere savuruyor…
 
Ne türkülerimiz var be. Eğer havasındaysanız, hele güzel bir türkücü söylüyorsa; damarlarınızdaki kanın ımıl ımıl aktığını duyarsınız da kendinizden geçersiniz.
 
Aşk mı dediniz… Aşk bir türküyle gönüllere girer, sonra sevda yeli gibi asılı durur ve sallanır durur… Hep oradadır…
 
Bilin ki  aşk, sevda türküsüz olmaz...Ya bir tane siz yakarsınız; yada daha önce yakılmış bir türküyü ödünç alırsınız, dudak uçlarına iliştirirsiniz. bir gül gibi...
 
Biraz sonra yatağa yatacağım… Dilimde , bu türküden mısralar…
 
Bilin bakalım rüyamda kimi göreceğim…?
 
 
 
 
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..