Aşk mı para mı?

2009-2010 Sampiyonlar Ligi kuraları çekildi. Şampiyonlar Ligi’ nde Türkiye’ yi temsil edecek Beşiktaş’ ımızın rakipleri belli oldu. Bu ingilizler de çok oluyor artık dedirten İngiltere’ den Manu, Rusya’ dan CSKA, Almanya’ dan Wolfsburg. Beşiktaş, kuraya üçüncü torbadan katıldı ve birinci torbadan katılan Manchester United dışında kura sonucunda harika bir gruba düşmüş oldu. Geçen yıl ligde şampiyon olmak için sergilediği inatçı ve inançlı oyununu oynaması ve üstüne birşeyler eklemesi durumunda, ben Beşiktaş’ ın bu gruptan ikinci olarak çıkabileceğine inanıyorum.

En kritik maçlar içerideki CSKA ve Wolfsburg maçları olacak, denk ayarda olan bu rakiplere karşı galibiyet alınması durumunda elimiz rahatlayacak. Dışarıda berabere kalınırsa grubtan çıkılır. Manu maçları için pek ümitli değilim, Ronaldo’ yu elinden çıkaran Manu geçtiğimiz yıl kadar etkili degil, ama süper bir kadrosu var bu takımın, ayrıca takımı yüzyıllardır çalıştıran Alex Ferguson gerçeği artık tartışılmıyor zaten.

İngiliz takımların Beşiktaş’ a ters gelmesi, geçmişte bu takımlardan alınan farklı yenilgiler, psikolojik olarakta çok zor duruma sokacak Beşiktaş’ ı. Samimiyetimle belirteyim ben farklı olmaması dışında yenilgiyi doğal karşılayacağım. Yeterki kora kor bir mücadele olsun.

Geçtiğimiz döneme ait, beni en çok yaralayan, berbat bir oyunla 8-0 yenildiğimiz Liverpool maçından sonra Arsenal menajeri Venger’ in “şampiyonlar liginde kaliteli takımlar olmalı, zayıf takımlar degil” türünden sözleri olmuştu. Venger’in kulaklarını oldukça çınlatmışlığım vardı o dönemde, ama dediklerinde haksız sayılmazdı. Bir takım farklı yenilebilir ama maçı yöneten hakemin bile acırcasına maçı daha fazla uzatmadan bitirmek istemesine yol açan bir oyunla değil. Nefret ettim o gün futboldan. Resmen yıkıldım. Beni yaralayan yenilmek, 8 yemek değil, sahada ne yaptığından habersiz futbolcuların giydiği formanın Beşiktaş forması olmasıydı, gerçi o sahadaki takımın giydiği forma sarı-lacivert, sarı-kırmızı olsada üzüntüm aynı olurdu.

En iyilerle mücadele edebilmek için çok paranızın olmasına, süper yıldızlar transfer etmenize, kariyerli bir teknik adama ihtiyacınız yok. Takım olmak, yürekten oynamakla da şansınızı arttırabilirsiniz. Milyon Eurolar forma aşkını satın alamaz. Kabul heryıl hedefi Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu olan Manu, Real Madrid, Bayern, İnter, Barcelona v.s kadar iddialı olamazsınız ama yenilsenizde ezilmezsiniz en azından. Bu dediklerimin doğru olduğuna inanıyorum, doğru olmalı. Değilse futbolun ruhunuda satın almışlar demektir, öyleyse yıkıl Sezar ve kahrolsun kapitalizm.

Nihayetinde, ben Beşiktaş’ ım bu gruptan çıkar diyorum. Taraftarıyla büyük yankı uyandıran bu takım, oyunuyla da ses getirsin artık.

Çok şey mi istiyoruz?

Bu takım finale çıksın, maça gitmeyen Mehmet Top-uz olsun.