Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '14

 
Kategori
Sevgililer Günü
 

Aşk mıdır bizi kendine köle eden yoksa biz miyiz ondan beslenen?

Aşk mıdır bizi kendine köle eden yoksa biz miyiz ondan beslenen?
 

Takvimler daha 14 şubat 2014' ü göstermeden seven sevilen herkeste bir telaş havası. Belki iki günlük sürecek aşklar, belki yılları kovalayacak. Ama mühim değil ki süresi. Asıl olan ufak bir sevinç çığlığı.

Kimisine göre sevginin günü olmaz. Seven insan sevdiğini her fırsatta belli eder çünkü. Ne bileyim işte söylenen güzel sözler, alınan küçük çapta hediyeler veya süpriz etkisi yaratabilecek çeşitli şeyler. Oysa aşkın günü olmadığı gibi hesabı da olmaz. Yaşanılan her güzel günün kötüsü de olacak ki hayat çekilsin. Zaten hiç anlamam aşkım, cicim, şekerim gibi kelimeleri telafuz edenleri. Ne yani ben şimdi erkek arkadaşım ya da sevgilime böyle hitap edince daha mı mutlu oluyor? Türkçemizde sonradan türeyen bu lakayık sözcükleri hiç sevmiyorum. Hayır yani bir erkeğe tatlım ne demek ya? Bunlar nasıl bir sevgi pıtırcıkları böyle. İnanın ben gülüp geçiyorum ama o kadar çok sinirleniyorum ki. Yakışmıyor dile anlatabiliyor muyum abes duruyor. Daha nice kötü benzetmeler var ki vıcık vıcık vallahi. Sevin efendim buna kimse karşı değil ki. Fakat sevgi bu mu sizce?

Gençken kapılıp gidersiniz aşka, aşık olduğunuzu zannederseniz ya da gerçekten ömür boyu sürecek bir aşk yaşar sonunda da evlenirsiniz. Kimse geleceği göremediği için sonucunu da bilemez. Eskiden yaşanan şu dillere destan aşklar gibi olsun isterseniz aşkınız. Sizi kimse üzmesin, kırmasın hep sevsin istersiniz. Sevilirsiniz ya yine de yetmez bu. Öylesine doyumsuzuz ki hep bir başka mutluluk ararız. Adımıza yazılan şiirler olur, mektuplar olur, şarkılar olur. Mutlu ve umutlu oluruz beraberliğimizden. Ama ya sonra...Hiç ummadığımız anda hiç ummadığımız o insandan darbe de yeriz. Aldatılırız, terk ediliriz, iftiraya uğrarız hatta yerin dibine de gireriz. Sonuç : Yine affeder ve sevmeye mecbur bırakılırız.

Hayatınıza değer katan insanları ayırt etmeye başladığınız anda gerçekten seversiniz işte. Bu duyduğunuz sevgi yemekten içmekten kesilmek sadece ona bağımlı olmak değildir. Huzur demektir. Nefes almaktır. Nefes vermektir. Yağmur altında sırılsıklam olmaktır. Ruhun arınmasıdır. O zaman anlarsınız yeni doğan güneşin gülümsediğini. Sevmek ne güzel şeydir doğru insanla doğru şekilde doğru zamanda yaşandığında. Sevgini paylaşmak paylaştıkça çoğalmak gerek. Aşkı yaşayan ve yaşatacak olan bizler kıymetini bildiğimiz her şeyi elimizde tutmalıyız ki bu günleri özelleştirebilelim.

Gelelim sevgililer gününe... Bu gün olsa da olurdu olmasa da. Niye derseniz zaten o kadar çok şeyi kutluyoruz ki sevgilimizle. İlk tanışma yıldönümü, evlilik yıldönümü, doğumgünü falan. Ama bu da ilaveten ayrı bir gün ve hepsinden farklı bir havası var aslında. Birincisi sevgiliniz var (tabi bu eşiniz ya da nişanlınız da olabilir) ve seviliyorsunuz. İkincisi onu seviyor ve değer veriyorsunuz ki içinizden geldiği gibi davranabiliyorsunuz. Ve üçüncüsü aşkınızın ifadesi olarak işin birazda ticari yanını katarak hediyeler alıyorsunuz.

Sevgilinizle nasıl bir ilişkiniz olduğunu kimse bilmez sizden başka. Siz sadece sevin bırakmayın elinizi. Gerekirse her şeye herkese inat aşkınızın peşinden gidin. Unutmayın katlanacak olan yine sizsiniz. Nice 14 şubatlara... 

 

 

 
Toplam blog
: 14
: 580
Kayıt tarihi
: 30.12.10
 
 

2010 yılı Turizm ve Seyahat İşletmeciliği 2012 Açıköğretim İşletme mezunu. Yalnız ben bunlardan z..