Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Klinik Psikolog Serhat Damar

http://blog.milliyet.com.tr/serhatdamar

06 Ocak '15

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk ne demek?

Aşk ne demek?
 

Aşk ne demek


Hayatta karşılaşabileceğimiz en zor sorulardan olan “Aşk nedir?” sorusuna  bazıları “Sevgidir”, “Bağlanmadır”, “Koşulsuz sevmektir” şeklinde cevaplar verirken, bazıları da “Aşk ne demekmiş, aşk diye bir şey yoktur” diyerek kestirip atarlar.
 
Aşk, güçlü duyguların, güçlü hislerin hakim olduğu, aşık olunan kişiyi ve onunla ilişkiyi yoğun biçimde önemsemeyi de içinde barındıran derin bir ruhsal algıdır. Yoğun bir sevginin yanında, aşık olunan kişiye yönelik cinsel arzuyu da barındırır.
 
Aşk kimilerine göre yaşanılası bir durumdur. Kimilerine göre gereksiz ve aptalca, kimilerine göre ise korkutucu ve tehlikelidir.
 
“Aşık olmak” bizim kültürümüzde ayakların yerden kesilmesidir. Hayallere dalıp gitme halidir. Aşık olan sürekli “O”nu düşünmekten kendini alamaz. Tüm varlığı, benliği, dikkati “O”na odaklandığı içindir ki, yapmak zorunda olduğu görevlerinde zorlanır. Aşkın ilk kıvılcımının çakması ve alevlenerek yanması, aşık olan kişide heyecan ve panik duyguları yaratır. Bu heyecan ve panik hali insana enerji verdiği içindir ki, kişi kıpır kıpırdır, yerinde duramaz. Adeta büyülenmiş gibidir. Bir aşk büyüsü yapılmış ve büyü tutmuştur. Büyünün başka bir büyücü tarafından bozulması imkansız görünür çünkü aşk büyüsüyle oluşan hisler olanca şiddetiyle aşığın ruhunu ve bedenini etki altına almıştır.
 
Aşkın bu heybetli ihtişamının tükenerek sona ermesini düşünebiliyor musunuz?
 
Aşkın sona ermesi, büyünün bozulmasıdır. Bir tür “uykudan uyanma” hali, ya da karanlık bir gecenin ardından aydınlık bir sabahın doğuşu gibi de düşünülebilir. Gerçekleri görebilmek ancak bu sabahın gelişiyle mümkün olabilmiştir.
 
Aşkın başlayışı ve bitişi bizim kültürümüzde üç aşağı beş yukarı aynı şekilde yaşanır. Aşık olunan yüceltilir, abartılarak övülür. Ona hiç sahip olmadığı özellikler yüklenir. Bu yüklemeler öyle aşırıya kaçar ki, bazen aşık olan kişi onu insanüstü bir varlıkmış gibi algılar. Ona bu kadar özellik yükleyen aşık, onu insanüstü bir varlıkmış gibi algılayarak abartmakla kalmaz, ondan beklentilerini de abartmaya başlar. Şiştikçe incelen ve güçsüzleşen balon gibi, beklentiler karşısında çaresizlik içinde kalan aşk, bir yerde kaçış için fırsat kollamaya başlar.
 
Aşkın ölümsüz olduğuna, birbirine aşık olan çiftlerin sevgisinin hiç bitmeyeceğine inanmış olarak bazılarımız seneler boyunca aşık olacağı, ya da kendisine aşık edeceği insanı beklerler. Seneler umutsuzca geçse de beklemeye değeceğine inanırlar.
 
Aslında bir insanı sevmek, onunla yaşamı paylaşmak, ona bağlanmak, ona değer vermek ve ondan değer görmek basit ve sıradanmış gibi görünse de, gerçek sevgi budur.
 
Gerçek sevgide abartılı hissedilen arzular, fırtınalı, alevli hisler, abartılı yüceltmeler ve abartılmış beklentiler yoktur. Gerçek sevgide bu yapay ve abartılı özellikler bulunmadığından, gerçekten sevdiğiniz bir gün gelince sizden kaçıp kurtulmak için fırsat kollamaz. Her şey doğal, kendiliğinden, ve olduğu gibidir.
 
Çocukluk hayalleri gibi sisli, büyülü, insan aklına şaşkınlık veren aşk nedir ki bu gerçek sevginin yanında?
 
Toplam blog
: 2
: 397
Kayıt tarihi
: 03.01.15
 
 

Klinik Psikolog Serhat Damar, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Psikoloji Bölümü 2002 mezunudu..