Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sabiha Rana Melekler Yüreğinizden Öpsün

http://blog.milliyet.com.tr/sabiharana

01 Ocak '07

 
Kategori
Edebiyat
 

Aşk nedir?

Aşk nedir?
 

Aşk şiirdir!
Şiirin başka dillere çevrilemediğini biliyor muydunuz?

Şiir hepimizin ama yazıp ama çizip, içimizin öyküsünü sessizce yine kendimize fısıldadığımız bazen de dünyaya haykırdığımız, arkasında duygusal ordular toplayan harflerin eline hislerimizi teslim edişimizdir diyorum..

İşte o şiirler ki neler anlatır?

Sevgilerimizi, aşklarımızı, özlemlerimizi, yanıp yandırdıklarımızı.. Ama yaşayıp ama yaşayamadıklarımızı.. Bazen de şiir, sisler içinde dans eden düşlerimizi, gerçekleşmesini isteyip beklediğimiz hayallerimizi anlatır.. Kimi zamanda şiir, dondurur o zaman diliminde bizi..

Kendi hayatlarımızda verdiğimiz savaşlar ve yüreğimizin yangınları da engel olamaz sözcüklere köle olmamıza..

Duygularımızın savaşlarında yitirdiğimiz askerler, o hiç gelmeyecek olan beyaz atlı prensler, Donkişot’tan olma şövalyeler, elmayı sahtekar gülüşüyle uzatan cadılar, iyilerle kötülerin dansı ve yaşadığımız ormandaki ama bilge ama cüce ama mutlaka kül kedisine yardım eden o iyilik perisi olmuyor mu şiirler?

İşte burası mühim! Bizler şiir yazanlara her ne kadar şair diyor isek de her şiir yazanın şair olmayacağını bildiğimiz gibi, şairliğin bir duruş olduğunu bu yüzden şiiri yazan için, ''O en mühim'' diyoruz.

Şiir çoğunlukla da yar yanımızdır uçup konmak istediğimiz yar kanadımızdır.

'' Bir kadının ve bir erkeğin birbirlerine anlatamadığı o insani sevgiyi, aşkı, özlemi, nefreti, kıskançlık ve sadakat duygularını, birbirlerinin kalplerini bulandırmadan genellikle de önünü dahi göremeyen kör fırtınalar çıkaran kusma şekline yani '' Şiir yazıyla gerçekleşen bir anlatma sanatıdır '' diyorum.

Ve................ sabiş der ki

'' AŞK ŞİİRDİR ''

'' Aşikar Duygularımın Sahibi!''

Eyyyyy
Duygularımın şırası adam. Şimdi beni iyi dinle herif.

Öcümü alacağım bu hayattan bilesin istedim.

Yandığım kadar, yakacağım sensiz geçen geceleri bahtımla peşin ödedim çünkü bedelini.

Gıkını çıkartma sakın hırpalayacağım adı geçen sensizliği.
Tek başına evlenince cahilliğim kendi kendine ne yapardı ki aklım..

Bir sürü şeyi aşacak sandım oysa ki yandım Allah yandım.
Ne dengim ne de ahengimdi kısmetim anneliğimdi sadece yüzüme gülen.
Kader midir nedir bilinmez cehennemden azap çaldım.

Sebebini sorarsan şayet ''Yasak aşk'la'' suçlandım.
İşte sırf bu yüzden. Vebali?

Tabii ki sevaplarımın boynuna.
Bak, düşen düşlerimize geliyor çığ gibi üzerimize.

Haram tenden utanmış masumca can çekiyor.

Ama sen süzülürken içimden nasıl da renk veriyor.
Kısrakların azgın kişnemelerine karışıyor çılgınca arzularım susturduğum çığlıkları duyuyor musun?
Anılarıma bakıyorum da yarınlarıma varmadan seninle yaşadığım her şeye bağlı kalmışım ardından.
Sensizliğin açtığı yaralara söylenip sonra da kahkahalar atıyorum sitemli.
Sen söyle, hangi aşk yumuşatır ki bizi?
Duaların ve inanmanın şifa olduğunu şükür melekleriyle avuç açtığımı umut ektiğimi yüreğime bilmez misin be adam?
Aşk hali işte bu. Bir gece vakti en delice çıkıp gelsen diyorum aniden.

Bedenimdeki yaşlı acılara söz geçiremiyorum artık ben de istemez miyim sanıyorsun be adam.
Diyorum ki sana , birlikte uyutsak birlikte büyütsek şu aşkımızı.

Bakire akşamlar da para etmiyor.
Ruhum daralıp paralanıyor varsam şefkatli kanatlarına ne olur?
Sarmaz mısın delice be adam?
İçimde kalan son güneş ışıltısıyla yol alacağım.

Bir kuş yuvası arayacağım hemen.

Neden diye sorma yumurtalarımız için.
Çok yorgunum.

Son kez uçmak ve konmak istiyorum doğurmak istiyorum şu Kafdağı masalına.
Yüzündeki bal beneklere sığamıyorum kalbinin duvarından kanıyor göz yaşlarım.

Sakın bitme
Sarhoşluğumsun benim.

Kadehinim senin doldursana bana.
İstiyorum ki hayatımdaki her şey sen ol ,

Ya da beni seninle delirt.
Yoksa, aklım sende nasıl yaşarım adam?

Zaman mı? Arta kalan mı?
Yirmi Altı Ekim İki Bin Altı Dünya Yılı

(Sabiha Rana)

Şiire bakışlar:

*İçinizde olmayan şiiri hiçbir yerde bulamazsınız. (Shelley)

*Şairin kullandığı sözcüklerde insanlar için çeşitli anlamlar vardır; herkes beğendiğini seçer. (Tagore)

*Şiirin ilkesi, insanın üstün bir güzelliği özlemesidir. Bu ilke bir coşkunlukla, bir ruh taşkınlığında kendini gösterir. Bu coşkunluk, aklın yoğurduğu gerçeğin dışındadır. (Baudelaire)

*Şiir sanatı, eksiklikleri güzelliklere çeviren bir simya bilimidir. (Aragon)

*Ne masayı anlatacağım diye masa sözcüğünü kullanacaksınız, ne kuşu anlatacağım diye kuş sözcüğünü; ne de aşkı anlatacağım diye aşk sözcüğünü. (Cocteau)

*Şiir olmayan yerde insan sevgisi de olmaz. İnsanı insana ancak şiir sevdirir. Şiir, insanı insana yaklaştıran şeydir. (Sait Faik)

*Şiirin konuları hiç eksik olmayacaktır; çünkü dünya o kadar büyük, o kadar zengin, yaşam o kadar değişik manzaralı ki... Hiçbir gerçek konu yoktur ki şair onu gereği gibi işlemesini bildiği andan itibaren şiirden yoksun olsun. (Goethe)

*Gerçek şiirin, asıl sanat eserinin kendi varlığından başka bir amacı yoktur. Kendisinde başlar, kendisinde biter. Bütün soyluluğu da buradan gelir. (Valéry)

 
Toplam blog
: 1989
: 4996
Kayıt tarihi
: 26.10.06
 
 

Gazeteci - Yazar (NLP Uzmanı - İlişki ve Yaşam Koçu) Yaşarken dünyayı dolaşmayı, topraktan güneşe..