Aşk nedir?

AŞK, “İyi geceler öpücüğünü” uzun tutmaktır. BEKLENTİDİR. 

· AŞK, delicesine flört ederken yanındakinin hiçbir şey yapmama hakkını teslim etmektir. SAYGIDIR. 

· AŞK, zaaflarınız olduğunu ortaya çıkarır. KABULLENMEKTİR. 

· AŞK, şimdi zamanı değil diye, beklemeyi bilmektir. SABIRDIR. 

· AŞK, saçlarda başlayıp topuklarda biten bir gezintidir. KEŞİFTİR. 

· AŞK, “Sevişelim” demeden sevişmek, yanındakinin ne istediğini bilmektir. ANLAŞMAKTIR. 

· AŞK, bağlandığını sandığında karşındakine “Hayır” deme şansını tanımaktır. İNCELİKTİR. 

· AŞK, korumaktır. SORUMLULUKTUR. 

· AŞK, ciddi bir tokalaşmayı kıkırdaşmaya dönüştürmektir. MİZAHTIR. 

· AŞK, “Durma yoksa seni öldürürüm” lafını duymaktır. ŞEHVETTİR. 

· AŞK, evinizdeki her şeyin yerinin değiştirilmesini kabullenmektir. TESLİMİYETTİR. 

· AŞK, sevgilinizin ne olduğunu bütün çıplaklığıyla görmektir. GERÇEKTİR. 

· AŞK, saatin kaç olduğunu bilip aldırmamaktır. NEŞEDİR. 

· AŞK, gecenin bir saatinde “Sen uyu benim gitmem gerek” dediğinizde “Uyanık kalıp seni biraz daha görmeyi tercih ederim” cevabını almaktır. SICAKLIKTIR. 

· AŞK, tanıdığınızı zannettiğiniz insanın yeni yanlarını keşfetmektir. TAZELİKTİR. 

· AŞK, uyandığınızda rüyanızı yanınızda bulmaktır. DÜŞLERİN GERÇEK OLMASIDIR. 

· AŞK, kocaman yatağın üçte birine sığışmaktır. YAKINLIKTIR. 

· AŞK, evin anahtarından bir kopya daha yaptırmaktır. GÜVENDİR. 

· AŞK, “Hoşça kal” dedikten sonra tekrar karşılaşacağını bilmektir. KADERDİR. 

· AŞK, gerindiğinde sızlayan vücut lafının anlamını keşfetmektir. DERSTİR. 

· AŞK, ecza dolabını açtığında diş macununu kapatılmamış bulmaktır. UYUMDUR. 

· AŞK, pencereden dışarıya baktığında gece kiminle olduğunu hatırlamaktır. DÜŞÜNCEDİR. 

· AŞK, rüzgârın ağaçların arasında dolaşırken çıkardığı sesi dinleyip sevgilinin yanında olmadığına hayıflanmaktır. YALNIZLIKTIR. 

· AŞK, asla anlatılamayacak hikâyelerdir. ÖZELDİR. 

· AŞK, sizi kucaklayan kolların gittikçe daha çok sarılmasıdır. MUTLULUKTUR. 

En pahalı hediye bile bunların yerini tutamaz. 

Baharın gelişine hazırlık yaparcasına birer hafta arayla, havaya, suya ve toprağa düşen cemrelerin kor ateşinden çıkan kıvılcımlar kalplere değer, ya da kalplerdeki ateşin kıvılcımları havaya, toprağa, suya karışır, hangisi gerçektir bilinmez. 

Halk arasında yaygın olarak havaya, suya ve toprağa cemrelerin düştüğüne inanılır. Cemre, kor halinde ateş demektir. Üç tane cemrenin birincisi havaya (19-20 Şubat), ikincisi suya (26-27 Şubat) ve üçüncüsü de (5-6 Mart) toprağa düşer. Her cemrenin düşüşüyle hava sıcaklığı artar, cemrelerin arasında ise azalır. 

Sonra kutlamalar gelir. Sigarayı Bırakma Günü (9 Şubat) , Sevgililer Günü (14 Şubat), Yardım Sevenler Haftası (19 şubat), Dünya Kadınlar Günü (8 Mart), Tıp Bayramı (14 Mart), Nevruz Bayramı (21 Mart), Dünya Tiyatrolar Günü (27 Mart) gibi başka güzelliklerle devam eder. 

Bahara hazırlanırken sigarayı elimizden bırakarak başlayalım, sonra, kırmızı gül niyetine, sıcak ve içten bir el tutuş ya da bir öpücük armağan edelim, sevgiliye. Ardından yardım sevenler olarak yardıma ihtiyacı olanlara, sevgiliye uzanan el gibi, bir el uzatalım. Miktarı önemli değil, yeter ki uzanan eli boş çevirmeyelim. 

Tuluyhan Uğurlu’dan “Sevgi’nin Başyapıtları” ile hoşçakalın... 

Kâinat birbirine sevgi ile bağlanmış. 

Sevgisiz insandan dünya korkarmış. 

Gönlünü, ne kadar büyük olursa olsun 

O görünmez nesne ile doldur. 

Yüreğin mutluluktan dolup taşınca,  

Ona istediğin adı ver. 

Mutluluk, sevgi, gönül, ışık… 

İsim gürültüden başka bir şey değildir,  

Göklerin ihtişamını bizden gizleyen bir sistir. 

Sevgi çeşit çeşittir, tarifsizdir… 

Sevmek paylaşmaktır. 

Sevmek, her işe yeni güzellikler katmaktır. 

Sevmek insanlık mabedine yeni bir tuğla koyabilmektir. 

Sevmek başkaları için çalışmaktır. 

Sevmek, yeni ufuklara doğru yol almaktır. 

İnsanlık, inanç, sevgi ve emek üçgeni içinde gelişir. 

Bu üçgenin bir köşesi ayrılınca dünya yaşanmaz olur. 

Sevgisiz topraklar çöl olur. 

Sevgisizlik bembeyaz karları kana bular. 

Sevgisiz bir dünyada birileri yerken birileri aç kalır. 

Sadece kendi için yaşayanların dünyası ise 

Gün gelir, çöker, yok olur. 

“Ben ne yapabilirim” diye düşünebilenler dünyayı ayakta tutar. 

Düşünmek, sevmek, ağlamak,  

Başkaları için yaşamak sadece insana özeldir. 

Dünya sevgiyle birleşen ellerin üzerinde yükselir. 

Sevgiyle,  

Zehra Ağdaş Ekinci