Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '09

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk nedir bilir misin?-2

Aşk nedir bilir misin?-2
 

ona koşanlar


Selam olsun, şu garip aşığın davetine icabet edenlere.

Haydi buyrun geçelim meselemize.

Geçen yazımda sizlere aşık olduğmuzu nasıl anlayacağımıza dair basit tüyolar vermiştim. Şimdi ise aslında o basit tüyoların yazılış amaçlarının bu kadar basit olmadığını anlatmak için yazıyorum bu yazıyı. Şimdi geçen yazımda ki maddeleri biraz daha açarak asıl amacına ulaştırmaya çalışacağım.

NOT: Bir önceki yazımla ilgili maddeleri az sonra vereceğim devam ediniz.

Evet dostlar;

İlk olarak önceki yazımın sonunda geçen şu iki ibareyi açıklama ihtiyacı hissediyorum.

GERÇEK AŞK’ ve ‘O’ ibareleri bunlar nelerdir, niye büyük harfle yazmıştım hiç merak ettiniz mi?

Elbette etmediniz. Neden? Çünkü sadece basit bir vurgulama kelimesi olduğunu düşündünüz. Ama öyle değildi. ‘O’ harfini Allah’ı anlatsın diye büyük yaptım. ‘gerçek aşk’ kelimesini de ona duyduğun aşkı anlatsın diye büyük yazdım . Ve şunu belirtmek isterim ki; eğer Rabb’imizi seviyorsak ve O’na olan bu sevgimiz de samimiysek sahip olduğumuz o gerçek aşk bizim dünyada da doğru aşkı bulmamızı sağlayacaktır. (her maddenin sonun gerçek aşkını bulmuşsun yazıyordu ben burada eklemeyeceğim.)

Önceki yazımda demiştim ki;

telefonundan müzik dinlerken dinlediğin müzik sana onu anlatmıyorsa ve sen hemen telefonundan o müziği siliyorsan,
Efendimiz (sav) bir hadislerinde şunları yapmamızı öğütlüyor. Kötü bir olaya şahit olduğumuzda onu elimizle engellememizi gücümüz yetmiyorsa dilimizle engellememizi ve ona da gücümüz yetmiyorsa kalbimizle buğzetmemiz (yani hoşnutsuz olmamız) gerektiğini söylüyor bunları yapamıyorsak imanımızı bir gözden geçirmemiz gerekir(biliyorum hadisleri tam vermek gerekir ama ben bilmiyorum ve bulamadım ama hadis aslında tam böyle değil ben neden bahsettiğini belirtmeye çalıştım)

Düşünsenize içinde bulunduğumuz dönemde şarkıların büyük bir çoğunluğunun içinde küfürler veya şarkı yazarlarının sapık hayalleri yer alıyor. Ve biz devletin gücüne sahip olmadığımız için bir şarkının yayınlanmasına elimizle müdahale etmemiz imkansız, dilimizle söylesek kaç şarkıcı bizi takar, sadece kalbimizle buğzedebiliriz.(en azından kendim elle ve dille müdahale edemem) peki insan kalbiyle hoşnut olmadığı bir şeyi kulağıyla neden dinlesin ki ve eğer biz bütün bunları düşünüp o müziği silebiliyorsak O’na aşık olmuşuz demektir.

Daha sonra ki madde de demiştim ki;

sen sahada maç yaparken topa vururken bir yerlerden bir şekilde seni gözetlediğini düşünüp daha sert vuruyorsan,

Burada da daima bizi gözetlediğini bilmemiz gerektiğine ve yaptığımız her işte onun rızasını gözetmemiz gerektiğine işaret etmek istemiştim. Topa vurmanın basit bir olay olduğunu düşündüğümüzde bu konuda bile O’nun rızasını gözetiyorsak demek ki Rabbimize karşı gerçekten görevimizi yapmaya çalışıyoruz demektir. Buradan şu anlaşılmasın arkadaşlar ’top oynarken sürekli Allah’I düşüneceğiz’ tabi ki hayır. Bu sadece basit bir örnek. Burada kastettiğimiz misalen; top oyarken sinirlenip de küfrettiğimiz de onun bunu işiteceği bilmemiz gerektiğidir. Bu sinir anında bile bunu hatırlarsak demek ki her yerde aklımızda O var.

Bir diğer konu da;

sen film izlerken izlediğin film sana onu anlatmadığında o filmden zevk alamıyorsan,

Belki filmin içerisinde kötü hiçbir sahne yok ama sorun o değil. Biz o filmi izleyince ne kazanacağız?

İşte sorun bu. Ve sanırım biler bunu düşününce filmi kapatıpta Kuran okuyabiliyorsak demek ki O’nsuz geçen bir dakika bile bizi rahatsız ediyor bu da aşkımızın GERÇEK AŞK olmaya doğru gittiğinin göstergesidir.

Ve sonraki mesele de;

yemek yerken 'acaba; o da benim bu yediklerimi yememi ister mi, ben bunları yersem benden uzaklaşır mı?' diye düşünüyorsan,

Bunun kabaca örneği sanırım içkidir. Ama onun haram olduğunun su götürmez bir gerek olduğunu hepimiz biliyoruz bü yüzden ona değinmeyeceğim. Daha da ayrıntıya inecek olursak lokanta da yemek yerken ‘yemeğin içinde domuz yağı var mı’ diye içimize şüphe düştüğünde’ banane ben mi yaptım yemekleri vebal lokantanın’ diye düşünüyorsak bu imanımızı önemsemediğimizi gösterir. Halbuki onun bedensel zararları da, bedene bağlı ruhsal bozuklukları da çok fazla. Öncelikle kan akışını hemen donan bir yağ olduğu için damar tıkanıklığına yol açıyor. Bu yasağın sadece bir yasak olmadığı bilimsel olarak da kanıtlanmış. Domuz yağının zararlı olduğu bilinmekte ve ayrıca insanı(af edersiniz) hayvanlaştırıyor. Ve bütün bunları bilip de bunu sorguluyorsak işte o zaman imanımızın elden gitmesinden korkuyoruz ve onun üstüne titriyoruz demektir.

Ve son olarak da;

ders çalışırken 'acaba o benim bu çalışmamdan hoşnut olur mu, acaba bu öğrendiklerim beni ona yaklaştırır mı?' diye düşünüyorsan,

Biz ders çalışırken ‘sadece kendim ve geleceğim için çalışıyorum’ diye mi düşünüyoruz? Yoksa ’ben bu çalışmamı sürdürünce ileride dinime hizmet edebilecek miyim’ diye mi düşünüyoruz? Eğer birincisi ise vay halimize ne dünyevi aşka ne GERÇEK AŞKa ulaşamayız. Yok, eğer ikincisi ise ne güzel bu sayede hem O’nun rızasını kazanmış oluruz hem de bu amaç uğrunda daha çok çalışıp daha iyi yerlere geliriz ve bunun devamında da para ve dünyevi aşk dediğimiz aşk gelir. Ve her yönden kârlı çıkmış oluruz.

Ve yine geçen yazımın en sonunda ki bir ifadeye değinmek istiyorum.

‘Sen eğer bu sevginde samimiysen O’da seni sevecektir belki hemen belki çok sonra’ işte burada da yaptığımız her iyi şeyin karşılığını hemen vermediğinde isyan etmememiz gerektiğini anlatmak istemiştim. Çünkü ödülünü belki hemen belki ötelerde ama mutlaka göreceğiz.

Herkese teşekkürlerimi iletmek istiyorum okuduğunuz için teşekkürler GERÇEK AŞKınızı bulmanız ümidiyle görüşmek üzere…

NOT: önceki yazımın devamı olduğu için aşk bölümüne yazdım.

 
Toplam blog
: 9
: 556
Kayıt tarihi
: 15.05.07
 
 

Belki daha 13 yaşındayım ama yazarlık çoğu kişi gibi bana da ilgi çekici geliyor. Ben GALATASARAYLIY..