- Kategori
- Felsefe
Aşk nedir bilir misin?
Sen aşk nedir bilirmisin sevgilim
soğuk kış gecelerinde
üşürken hayalini yorgan gibi sarınım örtünmek
sıcakken terlediğinde
bakışı gözlerinin önüne gelince serinlemek
umutsuz anlarında bile elini tuttuğunda
bütün sıkıntılarını unutmaktır
aşk öyle birşeydir ki
kaçıp gittiğinde sevdiğini anlamak
anladığında tekrar bir araya gelemeyeceğini düşünüp hayıflanmak
bir daha dokunamayacağını düşündüğünde
öldüğünü sanıp kahrolmak
acı verdiğini bile bile sevmek
sevilmediğini bildiğin halde beklemektir
aşk öyle bir şeydir ki
kalbinin ortasında volkanlar patladığını hissetmek
kor ateşlerde yürüdüğün halde
acısını hissetmemek
duyup görmemektir yada görmezden gelebilmektir aşk
Ne kadar güzeldir "Aşk" denen o duygu. Tarifi bile yetersiz kalır, ne kadar anlatırlırsa anlatılsın yinede eksik kalır kelimeler de sözler de.
Sevgili "Orhan Veli" çok güzel anlatmış bir şiirin de;
ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda;
Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
Bazı şeyler anlatılmaz yaşanır, bunlardan biride şüphesiz ki "Aşk" Aşkı inkar eden kişiler çok bu devirde. oysaki aşk inkar edilmez bir gerçektir..
kimilerimiz bir çiçeğe, kimilerimiz bir aileye, kimilerimiz yaradana, kimilerimiz de başka şeylere aşıktır. Herşey bir yanada "anam babam bir yana, yar hepsinden tatlıdır" sözünü boşuna dememişler. Yar sevdası bambaşka bir şeydir. aşık olmayı o kadar çok isteriz ki bazen etrafımızdaki aşıklara özenmemek mümkün değildir. İnanın o duygu bambaşka. Yediğiniz yemekten tutunda, aldığınız nefese kadar anlamlı yaşıyorsunuz herşeyi. Bir hikaye yazdım geçenler de sizinle paylaşmaktan büyük keyif duyacağım.
GÖRMEYEN GÖZLERİM SENİN OLSUN
Gözleri görmeyen bir adam vardı. Ve bir kıza aşıktı. Kız öksüz kimsesiz biriydi ve her sabah adamın evine gelir, Kahvaltısını hazırlar, onu kendi elleriyle yedirir evini derler toplar giderdi. Adam görmüyordu fakat kızın güzelliğini hissederdi günler böyle devam etti ve sonunda kız adama aşık oldu. Tabi adamda kıza. Evlenmek istiyordu adam fakat kızın hayatını zindan etmek istemiyordu. İçinden; benim gibi kör birini bu kadar güzel ve iyi bir kız haketmiyor o daha iyilerine layık. İyisimi bu köyü terketmek. diye düşündü.
Kız yine her zamanki gibi sabah geldi kahvaltıyı hazırladı adamı yedirdi tıpkı bir çocuk gibi ve gitti. Adam daha fazla dayanamadı bu işkenceye. Görmesede onun varlığını hissetmek adamı kahrediyordu. Adam o kadar çok görmek istiyordu ki kızı her gece tanrıya yalvarıyordu; ne olur ne olur tanrım sevdiğimi dünya gözüyle bir kere göreyim. Gün geçtikçe ızdırabı derinleşmeye başladı ve dayanamayıp köyü terketti.
Kız olaylardan habersiz girdi içeriye ve ev bomboştu. Herhalde akrabaları götürdü diye düşündü. ertesi gün gelmiş olabileceğini düşünerek yine gitti adamın evine ve yine kimseler yoktu. Kız günler geçtikten sonra anladı ki adam köyü terketmişti Mutfakta Zar zor yazılmış bir kağıt parçası gördü; Ben seni çok sevdim istedim ki dünya gözüyle seni bir kerecik göreyim fakat nasip değilmiş. Dayanamıyorum bu işkenceye, hoşçakal. Kahroldu ve her gece dua etmeye başladı; tanrım sevdiğimin gözlerini aç, benim gözlerim onun olsun ama yeterki o görsün.
Günler sonra adam bir sabah kalktığında gözlerinin gördüğünü farketti. Tarifi imkansız bir sevinçle sıçradı yataktan; tanrım sen nelere kadirsin. Sevinçten önüne geleni öpüyordu dayanamadı ve hemen kızın yanına gitmeyi planladı ve nihayetinde kızın yanına gitti. Evlerinin kapısını tam çalacaktı ki, kendi evinin kapısında duran genç bir kadını farketti. Ve hemen sordu; Pardon bakarmısınız? genç bayan başını sesin geldiği yöne doğru çevirdi ve;buyrun dedi. Adam şaşırmıştı elini bayanın gözlerine doğru çevirdi ve birden gözlerinin görmediğini farketti. Pardon ben birini arıyorum adı nihal tanıyormusunuz acaba dedi. Genç kadın buyrun benim diye cevap verdi. Adam şaşırmıştı ve sevdiği kadını bulmanın heyecanını yaşıyordu. Kendini tanıttı ve kıza başından geçenleri anlattı. Kız sevinçten havalarda uçuyordu. Evlendiler ve mutlu mesut yaşadılar.
Bu hikaye biraz daha uzun fakat sizi sıkmamak için kısattım. Fakat hikayenin özünde şu yatıyor; Birini öyle sevin ki ona kendi gözlerinizi verecek kadar büyük bir fedakarlıkla.
Sevgiler.