Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk oyunu 3-5-2 sisteminde oynanır -Defans-

Aşk oyunu  3-5-2  sisteminde oynanır -Defans-
 

Efendim, oyun kurgusunun üçlü, defans-savunma hattını irdelemeye başlayalım. Bu hattın ve oyuncularının ana görevi, aşk ile yürütülen beraberliklerin -ki bu birlikteliklerin adının ne olduğu çok da önemli değil- kaza gollerine ve tatsız mağlubiyetlere, bozgunlara uğramasına engel olmaktır. Çok nitelikli evlilikler, arkadaşlıklar, nişanlılıklar, sözlülükler ya da arkadaşlıklar biliriz ya da yaşarız ki pamuk ipliğine bağlıymışcasına en ufak sarsıntılarda yıkılıp giderler. Ardından bakar kalırız yaşlı gözlerle, kırık kalplerle. İşte bu nedenle, defans hattının çok sağlam, nitelikli ve organize oyunculardan kurulu olması gerekir.

"Susmak", çok önemli bir savunma oyuncusudur. Kimin olduğunu hatırlayamadığım -belki de benim, bilen varsa lütfen yazsın bana- bir şiirde, şair şöyle der:

"Hani, anlatırmış ya bazen anlatılamazı susmak

Anlatmak için seni, susuyorum işte bak"

Nerede konuşacağını bilmekten, çok daha önemlidir nerede susacağını bilmek. Gereksiz yere devam ettirilen tartışmalar, ağız kavgaları, polemikler ve demagojiler ne kadar da çok ve ne kadar da gereksiz yaralar, değil mi ilişkilerimizi? Aslında, saatlerce konuştuğumuz ya da tartıştığımızı sandığımız diyaloglarımızın bir tutanağı olsa ve bunu salim kafayla daha sonra bir incelesek; güleriz, ağlanacak halimize. Çevirip çevirip söylediğimiz hep aynı ifadeler, aslında sevdiğimiz kişi ile aynı noktada olduğumuzu fark edemeyişimiz, amacımızın hiç de üzüm yemek olmadığını anlayıp da kendi kendimize öfkelenmelerimiz ve daha neler neler. Bunları, o an hiç ama hiç düşünemeyiz. O lahza, tek bir amacımız vardır, sevdiğimiz kişiyi çıtır çıtır harcamak. Binmek tepesine. Hakkını avucuna vermek. Ne işimize yarayacaksa? Yıkılan, yara alan, zedelenen; o çok değer verdiğimiz ilişkidir, haberimiz olmaz. Bu nedenle; "susmak" adlı defans oyuncusuna çok iş düşer maç esnasında. Defans, hata affetmez. Hata olursa, gol de olur.

Defansın tam orta göbeğinde "konuşmak" yer alır. Yanındaki takım arkadaşıyla zıt gibi görünür ama aslında değildir. Bu "konuşmak", nitelikli iletişimi ifade eder. Yani doğru yerde ve ortamda, doğru zamanda, doğru dille ya da iletişim kanalı ile mesajlarınızı karşı tarafa doğru iletebilme becerisidir. Ailemin yanında yaşadığım yıllarımda; annemin hiç bir zaman, problemini, babam işten gelip de akşam yemeğini yemeden kendisine açtığına şahit olmadım. İlişkilerimizde, bizi en çok yaralayan nedenlerden biri konuşamamaktır. Gereksiz ve lüzumsuz her şeyi konuşuruz ama bizi biz yapan konuları, aşkımızı ve sevgimizi ifade edeceğimiz diyalogları, sıkıntılarımızı, arzu ve isteklerimizi, istemediklerimizi sağlıklı olarak bir türlü konuşma becerisini gösteremeyiz. Konuşma ve iletişimin olmadığı yerde mesajlar farklı kanallardan verilmeye başlanır. Hareketlerimize, tavırlarımıza, giyimimize, kuşamımıza, konuşmalarımıza, üslubumuza, mutfağımıza ya da yatağımıza akseden bu mesaj alış verişi de çok ama çok büyük oranlarda bizi hata yapmaya sevk eder. Ne diyordu, o, eskilerden gelen arabesk şarkı:

"Konuşsana birtanem, neden hep susuyorsun?

Susmak neyi halleder, neden konuşmuyorsun?"

Defans üçlüsünün son ve belki de en önemli oyuncusu "dinlemek"tir. Nitelikli dinlemektir. Aktif dinlemektir. Dinlemeden, karşı tarafı, sevdiğimizi anlamamız adeta imkansızdır. Dinlerken, eşimizin, arkadaşımızın, sevgilimizin ya da herneyse, gözlerinin içine bakmalıyız. Tüm ön yargılarımızdan, peşin hükümlerimizden, kafamızda kurduğumuz senaryolarımızdan, kendi değer yargılarımız, tutum ve değerlerimizden müteşekkil kalıplarımızdan olabildiğince kendimizi arındırıp karşımızdaki insanın bize ne anlatmak istediğine yoğunlaşmalıyız. Onu, anlamak istediğimizi ve bu çaba içinde olduğumuzu karşı tarafa, iliklerine kadar hissettirmeliyiz. Seven insan, değer veren insandır. Değer verdiğiniz insanların sözleri sizler için çok ama çok önemli olmalıdır. Bir futbol maçı ya da bir yemek programında yemek tarifi dinlerken gösterdiğiniz özeni; eşinizi dinlerken de gösterdiğinize inanıyor musunuz? Ben bunun büyük oranda böyle olmadığına yürekten inanıyorum. Çünkü böyle olsaydı, birbirini sevip de yine birbirini böylesine yemeye, yutmaya uğraşan insanlar olmazdı.

Aşkınızı, sevginizi, beraberliklerinizi; her türlü olumsuzluğa karşı savunacak olan defans oyuncuları: Susmak, konuşmak ve dinlemektir. Bu üç oyuncu, sizin oyun kurgunuzun sigortalarıdır. Hücum ya da orta saha hatlarında meydana gelebilecek her türlü olmusuzluğun içselleştirildiği, takımın zarar görmesinin engellendiği ve sistemi normale döndürecek, tekrar, orta saha da oyun kurup, ilişkimizi hücuma geçirecek adımların atıldığı müdafaa hattını çok sağlam kurmak gerekir.

Gereksiz ve ısrarlı konuşma ve didişmelerden vazgeçip susabildiğimiz; derdimizi, sıkıntı ve taleplerimizi hareketlerle, tavırlarla, karakter atarak değil de doğru yer ve zamanlarda, doğru iletişim üslubuyla konuşabildiğimiz; karşımızda bulunan ve dünyada en çok değer verdiğimiz birkaç insandan biri olan sevdiğimizi, her türlü dar kalıbımızdan sıyrılmış bir şekilde, anlayabilmek için dinlediğimiz ölçülerde beraberliklerimizin sağlıklı, huzurlu ve mutlu devam etmemesi için inanın hiçbir sebep yok.

Yarın ki yazımızda; orta saha kurgusunu oluşturan beş oyuncuyu irdelemeye çalışacağız. Unutmayınız, oyunu çekip çeviren orta sahalardır. Defanslarla ilişkilerinizi güvence altına alır, hücum hattıyla skor yaparsınız ama beraberlikleriniz hep orta sahalarda yaşanır.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..