Aşk oyunu

Dünyanın en güzel oyunu bu, belki de en zor olanı ve belki de en acı vereni ama dedim ya dünyanın en güzel oyunu bu.

İki kişilik bir oyun, aşk diyor bazıları , bazıları sevda, bazılarına göre hiç var olmayan bir oyun, bazılarına göreyse imkansız. Hiç kuralı olmayan tek oyun bu belki de.

Oynamadan anlayamazsınız bu oyunu, anlatamazsınız da aynı zamanda. Kendine has bir kokusu, bir tadı vardır, farklı bir müziği. Hissedemezsiniz beş duyu organınızla. Ancak ruhunuzla yüreğinizle farkedebilirsiniz.
Kazananı veya kaybedeni yoktur. Ya ikisi de kazanır ya da ikisi de kaybeder. Sonu yoktur, sınırları da olmadığı gibi.1-0 gibi bir sonucu beklemezsiniz ondan, ya 10 olursunuz ya da 0.

Güven eksikliğidir en büyük düşmanıdır, bazıları kıskançlık derler buna. Bir büyüsü olduğu söylenir. Kural koymaya kalkışınca bozulan bir büyüsü. Küçük çatışamalarla beslenir küçük ayrılıklarsa vitaminidir.
Yürüyemezsiniz oynarken, devamlı koşmak zorundasınız. Oyuncu da değiştiremezsiniz. Yani çok yorucudur sizin anlayacağınız. Ama dinlenebilirsiniz bir gülümsemesiyle yarin. Her dokunuşta her sözcükte yeniden doğarsınız.
Fikstürü de yoktur. Zira bilemezsiniz oyun arkadaşınızı önceden, oyuna başlayacağınız yeri ve zamanı da bilmediğiniz gibi.

Korkmayın, özel bir yeteneğinizin olması da gerekmez bu oyun için. Bir kalbinizin olması kafidir. Sadece kulak vermelisiniz arada bir. Fısılayacaktır o size nerede, ne zaman, nasıl ve kiminle oynayacağınızı...