Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '09

 
Kategori
Öykü
 

Aşk şampiyon kalbimde -9.Bölüm

Aşk şampiyon kalbimde -9.Bölüm
 

"RESİM:ALINTI"


AŞK ŞAMPİYON KALBİMDE

9.BÖLÜM


Esma karanlık salonda camın kenarında oturmuş yıldızları seyrediyordu… Çiçek bir bardak su içmek için kalkmıştı sıcak yatağından. Uyku sersemi kardeşinin geceliği çarptı gözüne… Fosforluydu kızın geceliğinin çiçekleri… Gözlerini kırpıştırdı Çiçek… Esma kollarını çenesinin altında kilitlemiş çenesini dayamıştı birbirine bağlı kollarının üzerine… Başı gökyüzüne dönüktü.Kendinden geçmişçesine yıldızları seyrediyordu..

“Esma…”

“Hıh “diyerek irkildi kız…

“Çiçek sen miydin ödümü kopardın.”

“Gecenin bu saatinde ne işin var senin burada.”

“Bilmem? Hiç uykum yok bu gece…Ve yıldızlar öyle güzeller ki onları seyrediyordum…”

“Seyret seyret… Yarın dersin yok mu senin?”

“Öğleden sonra… Ben de yatarım birazdan… Sen niye kalktın? Seni de mi uyku tutmadı yoksa Zekeriya enişteyi mi düşünüyorsun…”

“Bizim düşünecek bir şeyimiz yok. Adı konmuş bir ilişki bizim ki ama senin durumun vahim yani…”

“Nasıl yani? Yıldızlar falan hikâye… Sen düpedüz Selim’i düşünüyorsun…”

“Ne? Ne dedin sen? ?Bunu da nerden çıkardın? “dedi Esma öfkeli bir şekilde.

“Görünen köy kılavuz istemez kızım… Gözlerinizi gördüm kaç kez birbirinizin gözlerinde kaybolmuştunuz. “derken gözlerini baydı Çiçek kardeşini taklit ediyordu…

Ama bir an da tam da başına çarpan yastıkla irkildi…

“Dua et Esma attığın yastıktı yani yumuşaktı ama bir daha ki sefere affetmem …”diyerek muzip muzip sırıtarak mutfağa gitti.

“Gecenin bir vakti sinirlerimi başıma zıplattı bu kız… Yok bakışlarımızı yakalamışmış da… Yok gözlerimizde kaybolmuşuz da… İlahi Çiçek ya masum bir yemekten neler çıkarıyorsun. “diye düşündü Esma ve tam oradan geçen Çiçek’e haykırdı adeta…

“Sen bırak reklâm şirketinde çalışmayı… Sen senaryo yaz… Baksana iki dakikada Selim’i bana yazdın…”

Çiçek önce elini ağzına götürdü sonra da “ bak şuraya çiziyorum “ dedi ve göz kırparak kardeşine odasına yöneldi… Esma artık yıldızları seyretmek istemiyordu…Neşesi sabun köpüğü gibi sönüvermişti…Kalktı odasına gitti…

………………


“Günaydın evlat…”

“Günaydın Hocam…”

“Nerde yeni asistanın? Yoksa daha söylemedin mi?”

Selim , Esma’yı korumak istercesine…

“Bugün söyleyeceğim. “ dedi.

“İyi… İyi…” diyerek çıktı odadan Tuğrul…

Selim saatine baktı… Gecikmişti Esma…

“Arasam mı acaba? “diye düşündü genç adam…

Dayanamadı ve çevirdi kızın numarasını…

Esma’nın başucunda çalan telefon bir türlü onu uyandırmaya yetmiyordu. Eh sabaha kadar oturursa olacağı buydu… Yastığının altındaki telefonu aldı ve kimin bile aradığına bakmadan kapadı telefonu…

“Hay Allah kapandı telefon. “diye mırıldandı Selim ve yeniden tuşladı numarayı.

Kız somurdanarak aldı telefonu ve gözlerini bile açmadan…

“Alo… Çiçek sana dersim öğleden sonra demiştim rahat bırak beni uykum var. “dedi…

“ Alo… Esma…”

Esma Çiçek’in sesinin yerine bir yabancının sesini işitince fal taşı gibi açıldı gözleri.

“Alo… Kimsiniz? “

“Selim ben. “dedi gülümseyerek…

“Uyandırdım galiba…”

Esma onun adını duyunca yatağın içinde kaskatı kesilmişti… Selim ‘in sesi soğuk duş etkisi yapmıştı kızda adeta.

“Şey… Evet… Yok… Ben…”

“Esma sakin ol bir…”

“Günaydın…” dedi kız biraz sakinleştikten sonra.

“Ben… Öğleden sonra dersim olunca… Ama unuttum tabii…”

“Daha ilk gün … Alışkanlıklar kolay değişmez… Zaten dün çok da yoruldun çekimler falan…Dinlen bugün… Ben idare ederim…”

“Ben …Özür dilerim Selim tamamen aklımdan silinmiş…Gece de uyku tutmadı…Sabaha karşı uyuyunca da…”

“Tamam… Abartılacak bir şey yok… Özre gelince de…Bir düşünelim… Eğer dersten sonra benimle bir fincan kahve içersen… Özrün kabul edilecek… ”

Bir kahveyle yırttım demek… Peki kabul…” diyerek telefonu kapadığında kocaman bir gülümseme yayılmıştı kızın yüzüne..Genç adamın da yüzü ondan farksız değildi…Kendi kendine tatlı tatlı gülümsüyordu ..Kapının tıklatıldığını bile fark etmemişti Selim…Derya kapıyı aralayarak usulca başını uzattı…

“Selim…”

“Hhıhh…Derya…”

“Müsait misin? “diye sordu kız sanki müsait değilim dese içeri girmeyecek gibi.

“Tabii... Gelsene…”

Kız bu teklifi bekler gibi hemen oturdu Selim’in masasının yanındaki koltuğa..

“Ne ikram edeyim sana …”

“Bir fincan kuşburnuna hayır demem…”

Selim telefonla çay ocağının numarasını çevirerek istedi siparişleri…

“Yeni asistanın görünmüyor ortalarda… Daha ilk günden yan çizmeye mi başladı?”

“Henüz haberi yok bu durumdan… Bugün söylemeyi düşünmüştüm…”

“Haa… Anlaşıldı…”dedi kız fincanındaki kırmızı renkli sıvıdan bir yudum alırken…

“Emin misin Selim?”

“Neden?”

“Esma Kozan’ın doğru kişi olduğundan…”

“Evet…Neden?” dedi Selim manalı bir şekilde…

“Bilmem ama içimde bir his o kızın bu işi başaramayacağını söylüyor.”

“Bırak da buna ben karar vereyim Derya…”

“Tabii..”dedi kız zoraki bir gülümseme yerleştirerek yüzüne..

“Ben seni düşündüğüm için söyledim zaten bana ne.”

“Sen bir şey mi görüşmek istiyordun benimle?”

“Ah evet… Sohbete daldık … Unutuyordum az kalsın… Üniversitenin her yıl düzenlenen geleneksel satranç turnuvası var…Ve bu sene organizasyon işinde ikimizi görevlendirdi Tuğrul Hoca.”

“Aktiviteleri severim… Bu çocuk oyuncağı… “dedi Selim kendinden emin bir şekilde…

“Sevindim zira ben bu işlerden hiç anlamam…”dedi kız, kızıl saçlarından bir tutamı kulağının arkasına sıkıştırarak…

“Merak etme yardımlaşarak hallederiz…”


Kız dili ile hafifçe dudaklarını ıslattı… Göz süzerek baktı arkadaşına…

“Teşekkür ederim Selim… Yanımda olduğunu bilmek ne güzel. Sanki üzerimden büyük bir yük kalktı…”dedi ayağa kalkarak…

“Ders çıkışı konuşalım mı ayrıntıları…”

“Bugün müsait değilim ne yazık ki ama yarın konuşuruz bir ara…”

“Peki.” dedi kız gözlerini aradı adamın … Gülümsedi ve çıktı odadan.

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..