Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '09

 
Kategori
Öykü
 

Aşk şampiyon kalbimde 12. bölüm

Aşk şampiyon kalbimde 12. bölüm
 

"RESİM:ALINTI"


AŞK ŞAMPİYON KALBİMDE

12.BÖLÜM

“KISKANIRDIM SENİ BEN KENDİ GÖZÜMDEN BİLE
NASIL VERİRDİM SENİ BİR GÜN YABANCI ELE
SANA GELEN YOLLARDA DAİMA BENİ BEKLE
BENDEN EVVEL BAŞKASI SAKIN SENİ GÖRMESİN
BENDEN EVVEL BAŞKASI SENİ GÖRÜP SEVMESİN”

“Esmmaaa…Esmmaa…Hadi kalk uykucu kahvaltı hazır…”

Kıpırdamadı bile kız.

“Esmmaa…Esma”diyerek açtı kapıyı Çiçek.

Yorganın altındaki başını uzattı Esma.

“Esma… İyi misin?”

“Bilmem…”

“Gözlerin kan çanağına dönmüş…Ağladın mı sen.?”

“Ağlamadım.”

Üstelemedi Çiçek…

“ Uyumadın bütün gece değil mi?”

Evet anlamında başını iki yana salladı kız.

“Hadi kalk. Elini yüzünü yıkayalım… Sonra bir şeyler atıştır…”

“ Beni rahat bırak Çiçek… Yalnız kalmak istiyorum…Okula da gitmeyeceğim bugün…”

Kardeşine baktı kız… Saçlarını okşadı.

“Peki… Dinlen bugün…Ben çıkıyorum.”, ,

“Güle güle Çiçek..”

“Ne istersin ne getireyim sana gelirken?”

“Çocuk muyum ben şekerle sakızla kandıracaksın beni…”

“Değilsin elbet…Hadi çıktım ben.”

………………………

Selim’in gözleri anfideki sıraları tek tek dolaşmıştı ama aradığı kişi yoktu sınıfta… Defalarca aramasına rağmen telefonda “aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor “diyen o mekanik sesle karşılaşmıştı her seferinde… Acele ile çıktı genç adam dersten…Merdivenleri indi ikişer ikişer…Asistanlar odasında aldı soluğu…

“Zehra Hanım…”

“Efendim Selim Bey.”

“Esma Hanım geldi mi bugün…”

“Görmedim efendim…”

“Peki.Teşekkürler…”diyerek odadan çıkıyordu ki Derya’nın sesi ile döndü…

“Selim… Merhaba…”

“Merhaba Derya…”

“Acaba Tuğrul Hoca’ya sorsam mı? Onu aradı mı? Ama bir de haberi yoksa gelmediği ortaya çıkacak… Ne yapsam?”diye düşündü genç adam.

“Selim… İyi misin?”

“Evet. Neden?”

“Bilmem… Bir tuhaf görünüyorsun da…”

“İyiyim ben… Bir şey mi vardı Derya?”

“Bir kahve sözün vardı ya dünden bana… Satranç federasyonunda işimiz bittikten sonra… İçebiliriz diyecektim sana da uygunsa…”

“Ah… Satranç Federasyonuna gidecektik değil mi? Bugüne randevu almıştık… Tamamen çıkmış aklımdan…”

“İstersen iptal edelim…”

“Yok … Olmaz şimdi. Zaten zor kopardık randevuyu…Gidelim de bitsin bu iş…”

“Peki o zaman..”

………………

Esma grup olarak çektirdikleri resmi defterinin arasına koydu… Kalktı yataktan...Bir fincan kahve aldı kendine…

“Acaba gelmediğimi fark etti mi? Gözleri aradı mı beni? Merak etti mi?” diye düşündü…

…………………..

“O kadar da bekledik… Olacak şey değil… Federasyon Başkanı ile görüşemeden gidiyoruz…”

“Büyük başların büyük dertleri olur Derya…”

“Yarın bir daha mı geleceğiz yani buraya?”

“Başka çare var mı?”

“Yok…” diyerek gülümsedi kız…

“Kahve içecek miyiz?”

“İçimiz dışımız kahve çay oldu… Sekreter hanım bizi oyalamak için durup durup kahve, çay söyledi”

İkisi de gülmeye başladı…

“Meyve çaylarını saymıyorum…” dedi Derya..

“Ama hali çok komikti…”


“Gerçekten de… Ne de kibar bir kadındı…”

“Evet ama … Benim tek bir yudum bir şey içecek halim kalmadı…Uzun bir süre içecek bir şey görmek istemiyorum…”

“Peki…”dedi kız ama adamdan ayrılmak istemeyen bir havası vardı…

“O zaman… Yürüyelim mi sahil boyunca?”

“Halletmem gereken işlerim var…Başka bir gün inşallah…”

“Tamam…Ben …Bir taksiye atlayayım o zaman..”

“Bırakırım seni…”

“İşerine engel olmak istemem… Görüşürüz yarın…”

“Anlayışlı insanın hali bir başka oluyor. “Görüşürüz…

………………..

Cep telefonunu aldı eline kız…Evirdi…Çevirdi…

“Acaba aradı mı beni?” diye mırıldandı.

Telefonu açıp bakmak için ölüyordu ama açmadı telefonu. Masanın üzerine bıraktı…Ve gersin geriye odasına gidip yatağına girdi.

“Tanrım ne oluyor bana? İçim neden bu kadar acıyor? Neden hep Onu düşünüyorum? Beni aramasını… Benim için endişelenmesini… Neden Onun sesini duymak, Onun yanında olmak istiyorum? Bana neler oluyor? İçimde farklı bir Esma varmış meğer ve ben onu yeni yeni tanımaya başlıyorum…”

…………………..

“Allah kahretsin… Yine ulaşılamıyor aradığım numaraya..”diye söylenerek yeni bir numara tuşladı Selim.

“Buyurun “dedi Zekeriya numaraya bakmadan açtı cep telefonunu.

“Zekeriya … Benim, Selim…

“Alo…Selim…Hayırdır aramazdın bu saatte sen…”

“Kimi arayacağımı bilemedim doğrusunu istersen Zekeriya…”

“Hayırdır ne oldu ki.Sesin de kötü geliyor.”

“Zekeriya… Çiçek ile konuştun mu bugün?”

“Evet…”

“Hiç Esma’dan bahsetti mi sana?”

“Evet…Kendini iyi hissetmiyor okula gitmedi bugün dedi.”

“Hhım…”

“Ne oldu Selim? Esma ile iyi gitmeyen bir şey mi var?”

“Bilmiyorum Zekeriya… Belki de bir his benim ki… Boşuna kuruntu yapıyorum.. Peki… Görüşürüz..”

“Görüşürüz üstat.”

……………………

Esma kapının çalınması ile sıyrıldı düşüncelerinden…

Yüreği hopladı yerinden öyle kendinden geçmiş ve zaman içinde bir yolculuğa çıkmıştı ki…

“Kim geldi acaba? Çiçek bu saatte gelmez... Gelse de anahtarı var zaten…”diye söylenerek kalktı yataktan…

“Belki de pazarlamacı falandır… Hiç çekemem şimdi …”diyerek kapıdaki göz deliğine dayadı gözünü.

“Hhhii…”diyerek geri çekildi.

Tekrar çaldı zil…

Kız yeniden gözünü yerleştirdi deliğe..

“Aman Allah’ım… O gelmiş…” diyerek geri döndü ….

“Ne yapacağım ben şimdi …” dedi elini hızla çarpan göğsünün üzerine bastırarak…

Kendini gördü o an aynada.


“Berbat görünüyorum…” dedi saçını düzeltmeye çalışırken.

“İyi de neden geldi acaba? Sen de Esma…Gelmesini o kadar çok istedin ki… Belki de duydu seni…Hadi kızım açsana kapıyı… Ağaç oldu zavallı kapının önünde beklemekten… Yok yok… Açma Esma… Bu halinle görmesin seni… Şu gözlere bak…Kan çanağı gibi…Saçlar tarumar… Üzerinde sabahlık…”

Selim bir kez daha bastı zile…

“Anlaşılan evde kimse yok. “dedi kendi kendine ve merdivenlerden inmek üzere döndü arkasını…

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..