Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mart '09

 
Kategori
Öykü
 

Aşk şampiyon kalbimde 19. bölüm

Aşk şampiyon kalbimde 19. bölüm
 

"RESİM:ALINTI"


ADANA

İKİ HAFTA SONRA

“Hay Allah kim geldi acaba?” diyerek ellerini mutfak önlüğüne kuruladı Suzan.

Kapının hemen arkasında duran genç adam dizlerinin titrediğini, kalbinin yerinden çıkarcasını çarptığını duyumsadı.

“Ya kapıyı Esma açarsa… Ona bu kadar yakın olmak… Onu görmek için sabırsızlanıyorum.” diye düşündü genç adam. Ama bir anda Esma’nın onu görmeyi reddetme ihtimali gelince aklına yüzündeki neşe uçup gitti gökyüzüne doğru.


“Buraya kadar geldim onu mutlaka göreceğim… Görmeden İstanbul’a dönmeyeceğim “ diye geçirdi aklından.

Kapıyı açan kadın şaşkındı daha önce hiç görmediği bir adam duruyordu kapılarında…

“Hay Allah… Yine mi siz pazarlamacılar? Birinize olmaz diyoruz diğeriniz geliyor.Yok evladım yok… Hiç bir şeye ihtiyacımız yok…”diyerek kapıyı kapatmaya çalıştı Suzan.

“Bir dakika hanımefendi. Ben pazarlamacı değilim… Burası Esma Kozan’ın evi değil mi?”

“Evet.” dedi kadın şaşkın bir ifade ile…

“ Peki siz kimsiniz? Nerden tanıyorsunuz kızımı”

“Annesiymiş. “ diye düşündü Selim.

“Ben Esma’nın bir arkadaşıyım. Üniversiteden… Burada bir seminer vardı katılmam gereken. Gelince onu da ziyaret edeyim dedim… Esma ile görüşebilir miyim?”

“Esma’nın arkadaşısınız demek… İçeri buyurun…”

Selim içeri girdi.

“Buyurun oturun evladım… Kıyafetimi mazur görün..Mutfakta uğraşıyordum… Karnınız aç mı?”

“Tokum. Teşekkür ederim. “dedi gözlerini evin içinde gezdirerek Selim…

Neredeydi Esma? Şu merdivenlerden iniverecek miydi aşağıya? Yoksa mutfaktan mı çıkacaktı? Onu görünce ne yapacaktı?Dostça davranacak mıydı yoksa ondan kaçacak mıydı?

Selim’in aklında dolaşan binlerce soru vardı cevap bekleyen.Hepsi beklenen kişinin görünmesiyle son bulacaktı..

“O zaman bir kahvemizi için…”

“Teşekkür ederim. Habersiz geldim ben. İşlerinize engel olmak istemem… Esma ‘yı görebilir miyim?”

Kadın eteklerini toplayarak genç adamın karşısındaki kanepeye ilişti.

“Esma günlerden beri ilk defa dışarı çıktı oğlum”

“Evde değil mi yani? “diyen Selim hayal kırıklığına uğramıştı.

“Tabii ya oturup benim gelişi mi bekleyecekti? Tuğrul Hoca’dan zor izin koparabildiğimi nereden bilecek.Aksi adam tutturdu satranç şampiyonası bitmeden izin veremem diye “ diye düşündü Selim öfkeyle..

“Geldiğinde çok kötü, bitkin, perişandı kızım…”

“Ya…”

“Gülmüyor, söylemiyor, yemiyor, içmiyordu…Bir derdi vardı beliydi ama ağzını bıçak açmıyordu.Gözlerindeki ışık yok olmuştu.Yaşamdan zevk almadığı öyle belliydi ki… “

“Zavallı sevgilim. Boş yere acı çektin… Seni nasıl sevdiğimi bir bilsen “diye düşündü genç adam.

“Şimdi nasıl?”

Omuzlarını silkti yaşlı kadın…

“Bilmem… Arkadaşları sağ olsun her gün gelip yokladılar… Onlarla bir iki kelime ettiyse anca.”

“Anlıyorum.”

“Çok korktum a oğlum. Evladım gözlerimin önünde eriyip gidiyor sandım.Çaresiz kaldım. Çiçek de anne gitme üstüne, kendi haline bırak ..Toplayacak kendini dedi..”

“Ha unutmadan Çiçek’in selamlarını getirdim size…”

“Aaa… Çiçek’i de mi tanıyorsun oğlum?”

“Evet teyzeciğim “dedi Selim. Bu içi dışında kadını kendine çok ama çok yakın hissetmişti.

“Peki şimdi nereye gitti Esma? Yani ben onu görmeden gitmek istemiyorum da Çiçek’e söz verdim.”

“Dedim ya günlerdir evde. Aha şu kanepeye oturur camdan dışarı bakar saatlerce.Sanki bir beklediği var gibi…”

“Geldim sevgilim geldim sana geldim “ diye düşündü Selim.

Senden az önce çıktılar onlar.”

“Onlar”

“ Turgut geldi… Uzaktan akraba olur bize… Kaynımın torunu…Esma’da da gözü vardır hani…Esma İstanbul’a gidince unuttu sandıydım ya onu… Esma geldiğinden beri ayrılmadı kapıdan bacadan..

Selim midesine yumruk yemiş gibi hissetti kadının son cümlesiyle birlikte.

“Ne oldu evlat? Yüzünün rengi uçtu.”

“Yok bir şey…Yorucu bir gündü benim için…”

“Nereye gittiler peki?”

“Gezdireyim seni biraz dedi Turgut. Eve kapanıp kalmasına o da çok üzülüyordu. İstemedi çıkmayı bizim kız.Çok ısrar etti oğlan. Sonunda ikna etti bizim kızı. Baraj’a kebap yemeğe gittiler.”

“Anlıyorum…”dedi Selim dişlerini sıkarak…

“Esma’nın dönüşünü bekleyeceksin değil mi oğlum?”

“Eğer sizce bir sakıncası yoksa…”

“Yok, evladım yok… Sen kızımdan, Çiçeğimden haber getirmişsin bana. Dur sana bir sütlü kahve yapayım… Portakallı kurabiye yapmıştım bu sabah.” diyerek içini çekti kadın.

“Esmam pek sever portakallı kurabiyelerimi.”

Selim de içini çekti…

“Zahmet olmasın size.”

“Rahatına bak evlat. “ diyerek mutfağa yöneldi kadın.

……………………..

Selim sıkıntıyla saatine baktı…

“Geç oldu. Nerede kaldılar? “ diye sordu kendi kendine sıkıntıyla…

“Gelirler birazdan Turgut’um sıkıntıları dağılsın diye gezdiriyordur onu..”

“Bu Turgut da fazla oldu ama “ diye iç geçirdi Selim.

Tam o sırada kapının deliğinde anahtarın döndüğünü duyumsadılar.

“Esma olmalı… “diyerek ayağa kalktı kadın…

Selim o ilk gelişindeki kalp çarpıntısından daha kuvvetlisini hissetti sol göğsünün üzerinde.Sevdiğini görmesine an kalmıştı..

“Ah kızım… Geldiniz mi?”

“Geldik anneciğim “

“Turgut oğlum… Gelin hadi… Bir misafirin var Esma…”

“Misafirim mi?” dedi Turgut’un yüzüne bakarak ve “kimmiş?” diyerek salona yöneldi.

Onun sesini duyunca daha da heyecanlanan Selim ayağa kalktı

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..