Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk'ta Sadakat

Aşk'ta Sadakat
 

Yandaki resmi görünce bu yazının başlığı ile ne ilgisi var diye düşündüğünüze eminim. Haklısınız !.. Ben de görseydim bir yazıda aynı soruyu sorar ama belki de meraktan okurdum.

Bu yazının konusu; Aşk’ta sadakat !. Bu sadakat denen şeyi sorguluyorum bir anlamda. Bu resim ise aslında çok şeyi anlatıyor. Bildiğiniz üzere, bu yazı Çin’ce ve anlamı, AŞK ve ERDEM… (soldan sağa).. Bu kelimelerin altında felsefi değeri çok yüksek olan şeyler yazılabilir. Ben de kalemim yazdığınca ve aklıma denk düştüğünce bir şeylerden bahsetmek istiyorum.

Aşk’ın tanımı çok kişiye göre değişebilmektedir ama, bence aşk sevgiyi iliklerinize kadar hissedebilmektir. Aşk’ta bir tek doğru vardır, o da temiz ve beklentisiz sevmektir. Bu ölçüde kimine göre değişebilmektedir. Kimisi de aşık olmanın tadına varmadığı gibi, aşık olmanın ne demek olduğunu bilmez. Bu yüzden de aşkın doğruluğu, yada aşkta doğrular çok yönlüdür. Bir tarafa düştüğüm şöyle bir not var : “Aşk hakkında her şey doğru, her şey yanlıştır. Hakkında söylenecek hiçbir şeyin saçma olmadığı tek şey aşktır".

Sadakat ise, aşktan ayrı düşmemesi gereken bir kelime. Sadık olma kökenidir. Sadakat, genelde aşk’ın, sevginin getirisi bir duygu olup, bir iliksi de "olmazsa olmaz"lar dandır. Sadık olma. Bağlı olma.. Alternatifsiz yaşama… Yani, sadakat bir güçtür, iradedir. İradesizliğin en güzel tamamlayıcısıdır aslında. İnsanın biraz da iradesiz bir yapısı varsa, biraz sağa sola meyilliyse, o zaman en ufak bir tetiklemede sadakatsizdir demektir. Kişi " ben istediğim şeyi yapıyorum, mutluyum" diye kandırabiliryorsa kendini "içim rahat benim" diyebiliyorsa, derinlerde bir yerlerde öyle olmadığını, iradesiz, güçsüz olduğunu biliyor, enazından hissediyordur. Ama bunu insan kendi kendine yediremez değil mi ? Özellikle biz erkekler bunu gurur haline getirmez miyiz.

Eğer insan bu durumun farkındaysan; sadakat kendine güvenmek, aksi kendine güvenmemektir. Eğer ortada sadakatsizlik durumu var ise, kişinin kendi kendine güvenmemesi gerektiğini bilmektir. Aşkta sadakat her zaman olmalı. Aşıksanız, sadıksınız demektir. Ya da sadakatiniz yok ise, aşkınızı sorgulama zamanı gelmiştir. Belki de sadakat karşındakine güvenmektir. Güven varsa, soru da yoktur, şüphe de.. Bir aşk’ta şüphe başlamışsa, o ilişki
aşk şeridinden çıkar, çatışmalara bırakır yerini.

Resimdeki diğer nesnenin Erdem olduğunu belirtmiştim. Ne alaka diye sorabilirsiniz elbette. Ama kısaca şöyle ifade edebilirim. Aşkınız varsa, aşık olmuşsanız, olabiliyorsanız. Aşkınızın arkasındaysanız, sadıksanız, sadakatiniz her şeyden önemliyse ve sadık bir aşıksanız eğer, erdemlisiniz demek’tir. Peki sadakat olmaz ise aşk olur mu ? Yada aşık olmadan da sadık olunabilir mi ? Bu sanırım erdemlilik sıfatına ve felsefesine biraz aykırı bir hal alırdı. Bence olmazdı. Aşk varsa sadakat de vardır. Yok diyenler kendisinde her ikisini de sorgulamalıdır.

Erdemli olmak için çaba sarf edildiğini pek görmedim, rastlamadım ama aşık olma için çaba sarf edenleri, emek harcayanları gördüm, gözlemledim. Ama aşkı tadan ve yaşattığını zannedenler arasında sadakatsizliği de gördüm. Sadakat yalnızca eylemde değil, yürekte ve beyinde oluşmalı ve olgunlaşmalı. Zaten yürek ve beyin bir bütün olarak çalışıyorsa, eylemde arkadan gelecektir. Bunu bir düstur olarak algılayıp, hayatı boyunca uygulayan, yaşamın olmazsa olmalarından varsayıp yaşayan her insanda da erdem kendiliğinden oluşacaktır.

Burada, bu kavramlar belki “yumurta-tavuk” ilişkisine benziyor gibi gözükebilir. Ama bu kavramlarla ilişkilendirmemek için, iyi bir irdeleme yapmak gerekiyor. Bireyler arasında önce sevgi olmalı. Gerçek aşkı tadan ve yaşayan insanların, özellikle kadın ve erkek rollerinde, sadakat ön planda olmalıdır. Her iki bireyde, karşısındaki insanın sadakatinden şüphe duymamalı. Şüphe duyulmaya başlandığında ise, o sevgi köprüsü sallanmaya, çöküntüler oluşmaya başlar. Meydana gelen hasarların onarılması çok zordur hatta kalıcı izler bırakabilir.

Görüldüğü üzere, sevmek hatta aşık olmak çok kolay. Ama aşkı bir erdem haline getirmek için oldukça uzun bir yol kat etmek gerekiyor. Sevgi kolay, aşk ise uzun bir yolculuktur. Geri dönüşü yoktur. Dönülmeye yada vazgeçilmeye çalışıldığında ise, hırpalanmış olursunuz. Bu yolculuğun başında da doğru olmak, dürüst olmak, sadık olmak, gözün başka bir şey görmemesi, yalan dolan olmaması, taraflardan birinin arkasını döndükten sonra, diğerinin
gizli saklı işler çevirmemesi gerekiyor. Aşkın paylaşımcılığının birlikte yaşanılması, aşkın sihrinin oluşturduğu büyük enerjinin birlikte hissedilmesi gerekiyor.

Ölümsüz aşklar yalnız filmlerde olmuyor. Yaşanılabilir bir aşk için fedakarlık gerekiyor. Bu fedakarlığı verebiliyorsanız, erdemli olmaya yakınsınız demektir.

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..