Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '16

 
Kategori
Müzik
 

Aşk'tan Olsa Gerek

Aşk'tan Olsa Gerek
 

Aşkın Nur Yengi


 

Aşk’tan Olsa Gerek

 

Pop müziğin sesi ırmak gibi, bambaşka bir ışığı olan, az sayıdaki “güçlü pop” yıldızlarından biri Aşkın Nur Yengi… Nitekim 30 yılı aşan kariyerinde, hepimize ezber olmuş onlarca şarkısı, anılarımıza nakış gibi işlenen Aşkın Nur Yengi, ne zaman yeni şarkılar çıkarsa büyük heyecan veriyor. 5 şarkılık yepyeni EP “Aşk’tan Olsa Gerek” Sony Music Türkiye etiketiyle çoktan piyasada. Hangi şarkısı aşk acımıza eşlik eder şimdi? Hangi şarkısı yeni aşk heyecanına ortak olur? Biliyoruz ki güçlü melodiler, güzel sözler seçmiştir. Sesi güzel bir kere. Ne söylese yakışır…

Cenk Erdem

Ne var ki müzikalitesi yüksek yıldızların trendlerle bağdaşması zor oluyor ya da zaman alabiliyor. Belki biraz temkinli yaklaşıyorlar. Ancak Aşkın Nur Yengi yeni albümü “Aşk’tan Olsa Gerek” ile hem trendlere yaklaşmış; hem de 90’lar lezzeti veren şarkılar seçmiş. Albümün düzenlemelerinde Erhan Albayrak öne çıkıyor. Ne kadar güzel sesi olan kadın varsa kulüplerde hepsine iyi birer hit çıkaran Erdem Kınay da albümde. Albümün tam Aşkın Nur Yengi dedirtecek şarkıları “Elin Oğlu” ve “Çağırma Lütfen”. Gökhan Tepe ve Şebnem Sungur imzalı “Çağırma Lütfen’i” Aşkın dinler dinlemez kapmış. Albümde son dönemin popüler şarkı yazarı ve sesi Ayla Çelik’ten 3 şarkı var. Bana kalırsa kulüplere girecek şarkı ise “Hafta Sonu”, ayrıca Soner Sarıkabadayı şarkısı “Altın Kaplama” tam radyoluk ve hem hüzünlü hem de hüznün coşkusunu taşıyor. Sezen Aksu şarkıya bayılmış. Albümün 90’lar lezzetini en çok taşıyan şarkısı yine Ayla Çelik imzalı “Bi Sebepten”… Velhasıl güzel sesli az sayıdaki pop süperstar kategorisinin pırıl pırıl sesi Aşkın Nur Yengi’ye kavuştuk. Ne sohbet ettik, ne sohbet, hepsini yazıya dökmeye çalıştım.

 

*Son yıllarda farklı proje albümlerde, Erol Evgin şarkısı “Söyle Canım” gibi ya da Kayahan şarkısı “Atın Beni Denizlere” gibi dolu harika şarkıyı yeniden yorumlamış oldunuz; böyle yeni projeler var mı?

Biliyorsun Harun Kolçak albümünde de şarkım var, şimdi Muazzez Ersoy’un albümü çıktı, pop albümü yaptı; orada da bir şarkım var. Muazzez hanım, “Çağırma Beni’yi” okudu; ben ona vokal yaptım. Ayrıca Yaşar Gaga projesi çıkıyor orada da bir şarkı söyledim.

*Aslında son albümünüzün üzerinden 5 yıl geçtiği halde pek ara vermiş değilsiniz, özellikle Metin Özülkü projesindeki şarkınız “Unutulmuş muydum?” size çok yakışmıştı; tam da dertli bir aşk şarkısı değil mi?

Aslında evet müziğe ara vermiş de değilim; senin kadar ilgili olanlar biliyor zaten. O şarkıyı ben de çok seviyorum. Hala döndürüp döndürüp dinliyorum. O şarkının hikayesi de başka ama… Önce bana yapılmıştı zaten, fakat albümün 10 şarkısı bittikten sonra çıktığı için “11. şarkı olarak koyalım mı? koymayalım mı? “sohbeti esnasında vakit kalmadı. Sonra döndü dolaştı; şarkı yine bana geldi. Çok enteresan.

*Peki bir önceki albümünüzde klip hak ettiğini düşündüğüm çok güzel şarkılar niye öyle çabucak esti geçti?

Aslında çabuk geçmek değil de; şöyle söyleyeyim, insanlar iyi şarkı dinlemeyi unuttular. Çabuk tükettikleri için her şeyi, bir albüm alıp o şarkıları tek tek ve tane tane uzun zamana yayarak dinleme özgürlüklerini unuttular. Şimdi öyle, o anda aklına takılırsa, duyarsa dinliyor insanlar, şarkıların da başına kötü şeyler geliyor.

*90’ların bana göre en büyük ayrılık şarkısı “Yazık” ve belki de o yıllarda ayrılığı pek de bilmeyen biri olarak söylüyordunuz, şimdi ayrılığı bilerek şarkı okuyan bir kadın var karşımızda; bu açıdan kariyerinize baktığınızda hangi şarkılar size en çok dokunuyor?

Tüm şarkılarıma dönüp bakarsam “Kalpsiz” var mesela, Bülent’in, Şovşak Bülent’in şarkısı. Hakikaten el değmemiş bir şarkı. Çok keşfedilmedi belki ama benim için çok özel. Mesela bir “İmkansızım” var. Bir daha tekrar mümkün değil böyle şarkıların gelmesi.  O kadar da iddia ediyorum yani. Bir kere entervalleri çok geniş şarkılar. Öyle kolay söylenebilecek şarkılar da değil. Bunlar da çok iyi diyebileceklerim de yolunu buldu; aktı gitti…

*Bazen sevdiğimiz şarkılara göndermeler de yapılır yeni kayıtlarda, yeni EP yayınladığınızda “Çağırma Lütfen” şarkısından öyle bir duygu aldım. Sanki “Çağırma Beni” şarkısına gönderme yapar gibi düşünülmüş olabilir mi?

Hiç zannetmiyorum.  Gökhan Tepe ve Şebnem Sungur’un tamamen bağımsız yaptığı bir şarkı… Ben yaptıkları şarkılar arasından cımbızla aldım. 5 tane şarkı dinledim ve aldım. Hiç öyle aklıma bile gelmedi. Ama bana radyoda konuşurken hala “Çağırma Beni” diye söylüyorlar; ben düzeltiyorum. Ama ne olursa olsun 90’lardaki gibi melodisi çok kuvvetli olan ve ifadesi kuvvetli olan şarkıları dinlerken tercih ediyorum. Beni belki derinlerimde böyle bir sinyal uyardı… Zaten “Aşk’tan Olsa Gerek” koyduk albümün adını da. O şarkının içerisindeki başka bir ifadeyi kullandım…

*Ben yeni EP haberleri gelince Ayla Çelik’ten de şarkı alacağınızdan şüphelenmiştim…

Şüphelenmiştim. (Gülüyor.)

*Neden şüphelenmiştim söyleyeyim. Çünkü canlı performanslarınızda onun şarkısını “Bağdat’ı” sahnelerde okuyordunuz. Yeni EP çıktığında 3 şarkıda imzası olunca hiç şaşırmadım desem?

Ayla benim çok iyi arkadaşım. Görüşüyorum, tatile gidiyorum, birlikte yiyorum, içiyorum. Özelini biliyorum; o benimkini bilir. Öyle bir arkadaşlığım olduğu için hani o bana uygun olan şarkıları, ne istediğimi biliyor.

*Albümde DJ, aranjör ve prodüktör olarak düzenlemeleriyle güzel sesli kadınları kulüplere sokan Erdem Kınay da var ve Ayla Çelik şarkısı “Hafta Sonu”, Erdem Kınay düzenlemesiyle trendleri en iyi yakalayan şarkınız gibi; ne dersiniz?

Biliyorsun, Erdem benim eski albümlerimden. “Yasemin Yağmurları” albümünde de var. Açıkçası zamana uymak diye bir şey var ve şu andaki ruhum buydu ve bunları yaptık. Hafta Sonu’nu dinlediğim zaman ilk olarak “Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor.” cümlesinin hepimizin hayatında artık irrite eden bir kadın sesi olduğunu ama bir yandan da çekici olduğunu çünkü şu meret telefon sürekli kulağımızda yapışık ikiz gibi yaşarken bu cümleyi ve şu kadını hep duyduğumuzu düşündüm. Doğal olarak bu versiyon benim hayatımda genç kitleye tekrar hatırlatacağım bir şey olacak ve belki de Aşkın ablalarını öyle hatırlayacaklar.

*Sizinle yıllar önce yaptığımız söyleşimizde “hüznün coşkusu” diye bir tanımınız vardı ki bayılırım o tanıma. Bu albümde o tanıma en çok yakışan şarkınız bir Soner Sarıkabadayı şarkısı olan ”Altın Kaplama”  gibi ve bu albümle tarzınızdan bağımsız şarkılara daha fazla yaklaşıyor sayılabilir misiniz?

O şarkı da benden biraz bağımsız çünkü Soner bağımsız bir müzisyen. Bizim müzikal formun dışında yapıyor. Soner’in beste anlayışı bana çok farklı geliyor.

*Duyduğuma göre kızınız Nazlı da seviyormuş “Altın Kaplama” şarkınızı?

Bayılıyor, bayılıyor. Ödev yaparken açıyoruz. O şarkının sözünden çok eğlencesine, müziğine bakıyor. “Hafta Sonu’na” da bayılıyor.

*Açıkçası eski şarkılarınızın hızlandırılmış yeni versiyonlarını başkalarından duymaktansa kulüplerde Aşkın Nur Yengi sesini dinlemek bir DJ olarak da çok işime gelir; özellikle “Hafta Sonu“ şarkısında hem bu duygu var hem de Latin dokunuşlar; remixlerle harika olmaz mı?

Bir yandan da sanki “Ay İnanmıyorum” ve “Yabani” arasında bir yerlerde. Erdem’le bazı dokunuşları o Latin dokunuşları da özellikle çok da benden ayrılmasın diye koyduk…

*Peki yeni EP için şarkıları seçerken ne kadar süre gerekti size, ne kadar zamandır şarkıların peşindesiniz?

3 sene. Valla sorma. Ama gerçekten bulamadım. Yok, şarkı yok. Çıkmıyor. Tamam Soner’den 2 şarkı alamaz mısın? , alırsın ama o zaman da başka bir form oluyor. “Elin
Oğlu” gibi bir şarkı her zaman çıkmıyor zaten; bulduğum an yapıştım. “Hafta Sonu” zaten Ayla’nın bana sana uyar mı? uymaz mı bilemiyorum, dediği bir şarkıydı ben uyar, dedim seçtim. Bana, “al senin olsun” dedi, hediye etti… Öyle yola çıkıldı. “Çağırma Lütfen” tam benim istediğim şarkıydı. Duyduğum an, Gökhan dedim, bu benimdir, yapacak bir şey yok.

*Albümün şarkılarını kendi müzisyen arkadaşlarınıza dinletmişsiniz ve bildiğim kadarıyla Sezen Aksu’ya da dinletmişsiniz; o nasıl bir atmosferde oldu?

O stüdyodaydı. Telefon etti bana. Sen hep yapıyorsun, yapıyorsun; bana getirmiyorsun şarkıları, dedi. Ben de çekiniyorum o ara, kendi de başka bir albüme girmişti; çalışıyordu. Hatta Erol Evgin’e bir şarkı okuyordu. Bir de korkuyorum tabii, olmamış bu derse, diye. (Gülüyor.) Ödüm patlıyor. Gittik. Soner’e bayıldı. Altın Kaplama’ya bayıldı. Elin Oğlu’na da bayıldı.

*Sezen Aksu “Elin Oğlu’nu” sevmiştir demiştim, ben de kendi kendime.

Hepsine pek bir bayıldı.

*Albümde 90’lar tadı veren şarkı da bence “Bi Sebepten”; ne dersiniz?

O da Ayla’nın iddiası. Ben o şarkıyla ilgili hiçbir şey söylemiyorum. Neden? Ayla bana ısrarla, bu şarkıyı al, dedi. Hafta Sonu’nu sana ben gönülden veriyorum ama lütfen bunu al, dedi. Öyle deyince akan suyu durdurdu. Çünkü ben onu Erhan’la öyle bir hale getireceğim ki, şarkı baştan sona “sen” olacak, dedi. Sonra Erhan, deli adam, albümde benim büyük şansım, öyle bir düzenleme yaptı ki. Erhan benim bu albümdeki büyük şansım. O kadar profesyonel mi olunur, kardeşim? Benim 90’lı yıllardaki aranjörlere alışkanlığım var. O insanların müzikal ahlakları beni çok ilgilendiriyordu.

*Peki nasıl tarif ediyorsunuz o dönemin müzikal ahlakını?

Zamanında stüdyoda olmak, zamanında teslim etmek, şarkıda bir yerde ruhumuz ortak değilse hemen düzeltmek… Hiç üşenmemek, şarkının sonuna kadar arkasında olmak. Albüm çıkar, notalarını yazarlar, teslim ederler, orkestra için. Nerede bunlar artık?

*Bir yandan da sizin Latin müziklerini ve dansı sevdiğinizi de biliyoruz; o meşhur dans yarışmasında da bir anınız oldu; hatta bir ara Berlin’e gidecektiniz, Latin Festivali’ne, festivalleri hala takip ediyor musunuz? nasıl hala dansla aranız?

Tango, Latin… Seviyorum çok. Berlin’deki festivale de gittim. Festivallere daha çok katılmak taraftarıyım. Buradaki gecelerde herkes benimle dans etmek istediği için olmuyor. Yani herkes derken, ukalalık olarak söylemedim. “Dansı biliyor, birlikte şov yapalım diye” heveslenen çok oluyor. Ondan hoşlanmıyorum çünkü refüze etmek hoşuma gitmiyor. Berlin’deki festivalde hiç kimseyi tanımıyorsun, öyle bir yer ve hocalar ağırlıklı. Şovlar yapıyorlar, biz seyirci olarak katılıyoruz. Her gece bir şov yapılıyor. Dünyanın her yerinden en iyi dans eden çiftler geliyor. Şovlarını yapıyorlar, sonra herkes serbest, kendi okul gruplarıyla danslarını yapıyorlar. Şu ara gitmiyorum tabii, işlerimden…

*Sizi biraz takip eden, sahnede izleyen herkes ne kadar hoş sohbetli, keyifli, ne kadar esprili biri olduğunuzu gayet kolay görebilir; ama size sürekli söyleşilerde günlük hayatınızda hüzünlü biri olup olmadığınızı soruyorlar; nereden çıkarıyorlar bunu?

Senin işin psikolojik bölümünden bakıyorsun.

*Peki kızınız olarak Nazlı nasıl yetişiyor?

Çok eğlenceli. Bayağı gülüyoruz ikimiz. Anne kızın dışında artık arkadaş olmaya başladığımız bir dönemdeyiz. Bayağı eğleniyoruz biz ya… Nasıl en yakın arkadaşımla kahkahalar atarak gülüyorsam, kızımla da öyleyim. O da benimle öyle. Canımız sıkılmaz yani…

O şimdi kaça gidiyor?

Beşe gidiyor. Ortaokul sayılıyor yani. 10 yaşında.

*Ariana Grande, Selena Gomez mi dinliyor mesela; Nazlı kimleri seviyor?

Katy Perry’i seviyordu bir ara. One Direction dinliyordu, dinlemiyor artık. Zayn’ı da sevmiyor artık. Rihanna çok seviyor. Yalnız şu anda adını bile hatırlamadığım popüler şarkıların hepsini biliyor. Musically diye bir uygulama var. Kendini koymuyor oraya, ben müsaade etmiyorum ama bana yapıyor playback şarkıları, seyrettiriyor. Yeni çıkan bütün şarkıları biliyor.

*Yeniden size dönecek olursak, çello’yla nasıl aranız? Çok mu uzak kaldınız?

Çello çok güzel böyle duruyor. (Gülüyor.) Nazlı çalıyor şimdi biraz. Okulda ikinci enstrüman olarak seçti. Piyano ilk enstrüman, zaten ders alıyor.

*Sonuçta 10 yaşında piyano dersleri alan kızınız da büyümüş; artık kendinizi aşklara açık bırakıyor musunuz?

Her zaman. O olmadan, nasıl besleneyim canım? Taş bile yosun bağlıyor.

*Bunu hissettirmiyorsunuz ama sanki. Oysa ki aşka çok yakışacak güzel bir kadınsınız?

Bunun bir formülü mü var? Aşk sadece yanındaki gördüğü zaman ispat edilen bir şey. Belki de yaşıyorum, nereden biliyorsun?

*Peki günlük hayatınızda nasıl alışkanlıklarınız var? mesela spor yapan bir kadın mısınız?

Spor yapıyorum. Pilatese gidiyorum. Ama haftada iki gün pilates yapıp, sonra bol bol yürüme.

*Oyunculuk maceralarınız da arada sırada devam ediyor; en son Bodrum Masalı’nda konuk oyuncu oldunuz; yeni haberler var mı?

Onun ilk bölümünde konuk olarak katıldım. Ama hikaye nasıl gelişir?, bilmiyorum. 13 bölüm Bodrum’da çekildi. Benim tam albümün stüdyo aşamalarında mümkün değildi. 13 bölümden sonra ratingler iyi gidip, İstanbul’a dönerlerse, belli olmaz. Bilmiyorum sonrasının ne olduğunu ama oyunculuk şöyle dönemlerde sürekli devam edemiyor, insanın hayatında. 9- 7 işçisi gibi çalışman gereken bir ortam ya, o zaman müzik işlerini kim devam ettirecek diye düşünüyorsun, doğal olarak… Bazen aralarda giren çıkan önemli bir karakter olur bazı hikayelerin içerisinde. Mesela öyle bir karakter haftada 3 günümü alacaksa seve seve.

*Daha önceleri albüm çok uzun sürüyor artık piyasa için diyordunuz ve bir EP yaptınız; bundan sonra daha çok single mı olacak peki?

Bir şarkı, bir şarkı çıkaracağım. Piyasa tuhaf bir hal almış. Artık diyelim itunes üzerinden alındığı için bazı albümler bulunmuyor bile piyasada. Genel olarak albümleri yok etmek için mücadele ediliyor. Ben mesela bir albüm alıp, kimler vokal yapmış, fotoğrafları kimler çekmiş, saç, tasarım, makyaj, süpervizör kim? bunları öğrenmek istiyorum. Onlar bir hayal olmaya başladı. O zaman sanatçı açısından bin dereden su getirmeye gerek yok. Ver bir tane resim, ver iki tane şarkıyı, yolla gitsin. Ama bu sence whatsapp ‘tan iyi bayramlar mesajına benzemedi mi? Single çıkaracağım ben de bundan sonra.

*Son olarak albüme kaç klip olacak en az, çok olsun?

Olacak, olacak. En az 3 tane çekiyor olacağız. Çok titizleniyoruz ama…

 
Toplam blog
: 20
: 119
Kayıt tarihi
: 21.03.16
 
 

Boğaziçi Üniversitesi, "Eğitim Fakültesi, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık" bölümüyle birlikte..