Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk üçgeni: Kıskanç bir kadın, bir adam, bir de o hedonist varlık

Aşk üçgeni: Kıskanç bir kadın, bir adam, bir de o hedonist varlık
 

Dün akşam epeydir tanıdığım (yada tanıdığımı sandığım) bir arkadaşımla beraberken bana gözlerinin içi gülerek, bir şeyler anlatmaya başladı. O ana kadar; rengi solgun, omuzları hafifçe çökük canı sıkkın gözüküyordu. Bu duruşunu son zamanlarda yoğunlaşan iş temposuna ve buna eşlik eden ukusuzluğuna, biraz da aramızdaki bir kaç günlük geçici nahoşluğa yormuştum.

Hatta belli belirsiz de olsa bu son saydığım duruma , dokundurma yapan cinsten bir kaç kinayeli söz bile sarf etmişliğim oldu bu arada. Halbu ki; o benim için bu halini şahsileştiripte benimle vakit geçirmekten pekte keyif almıyor olmasına yormayacak kadar bildik biriyidi.

Yine de dikkatimi çeken bu hailine kendimce yorum getirken itiraf etmeliyim ki; onun haklı sebeplerine inanmaktan çok ( biraz da kasti olarak) kadınlara özel o alınganlığı bu yoruma alet edip tabloya bu gözlükten bakmayı bilinçli olarak tercih ettim.

"Berabraber vakit geçirmekten, benim almasını istediğim tadı almıyor olması " varsayımını ortaya atıp, fazlaca da abartmadan, şaka yollu üzerine gitmekten keyifte aldım doğrusu. Biz kadınlar çoğu zaman istek ve beklentilerimizi, fazlasıyla farkında olduğumuzdan bu doğrultuda adım adım plan yapıp, hareket ettiğimizi kendimiz bile fark edemiyebiliyoruz galiba.

Neyse ben konuya döneceğim. Yukarıda çizmeye çalıştığım tabloyu gözünüzün önünde canlandırabilirseniz, sizin için de, bu adamın birden bire yüzünde beliren bu aydınlanmaya neden olan kişinin ayırt ediciliği, ortaya çıkacaktır. Ve böylelikle, belki de az sonra anlatacak olduklarımı okuduktan sonra siz de bana hak verirsiniz…

Bana söylediği şu oldu: "Dün sabah kahvaltımı bir kediyle yaptm. Kediyle kahvaltımı paylaşmadım, gerçekten bir kediyle beraber kahvaltı ettim." Ve gülümsedi. İlgimi çekmeyi başarmıştı gerçekten. Kedileri sevdiğini biliyordum. Ama son günlerde içinde bulunduğu ruh halini bir yana bıraktığımızda bile, yeterince keyifsiz günler geçiriyordu. Birde üstüne üstlük, yorgun olan bu adamın birden bire canlanması hem de gözümün önünde sadece bir kediyle yaşadığı “aşk ilişkisi” ni anlatırken adeta tekrar yaşama bağlanışı; Beni hem mutlu etti, hem de şaka bir yana kıskandırdı.

Kahvaltıdan önce, yanına sokulan kediyi kucağına alıp, garsonun gelişini beraberce beklemekle başlayan bu yeni ilişki; ahenkli ve yumşak dokunuşlar eşliğinde, kısa sürede flört havasına bürünmüş. Eee buraya kadarına, pek şaşırdığım söylenemez.

Ardından garsonun yanlarına gelişiyle dahi bölünmeyen bu sıcak dokunuşlara, bizim kedinin de kayıtsız kalmadığı, aşikarmış anlaşılan. Bu arada, kendi siparişini vermekle de yetinmeyen bu adam, bir de kedi için kocaman bir dilim peynir ve bir bardakta süt sipariş etmeyi ihmal etmemiş.

Durun daha bitmedi. Hikayenin en can alıcı kısmına şimdi geliyoruz: Dilediğinde aldığı hazzı, en az bir kadın kadar alenen belli edebilen ve bunu gösterirken sizi de parelel duygulara sürekleyen bir hayvan söyleyin, dense; ben "kedi" derdim. Ama yine de bu kadarı da fazlaydı doğrusu: O genizden gelen anlamlı mırıltıları yetmezmiş gibi, ön ayaklarını karnına çekerek uzandığı kucağa, aldığı keyif arttıkça iyice gömülen kedimiz, bir yandan zamanla yerini sahiplenir olmuş. Ben bu manzaralara bir kaç kere daha şahit olmuş bir kadın olarak, size garanti edebilirim ki : Bu varlık, onları seyrederken “ben asla kıskanç bir kadın değilim” diyen değme kadını rahatlıkla çileden çıkarır.

Bu hayvanlar, karşılıklı devam eden bu flörtiz havanın, git gide ağırlaşmasıyla beraber; gözlerini iyiden iyi kısarak yaşadığı hazzı pervasızca ortaya koyar. Ve sizide durduk yere kıskanç bir kadın haline sokarlar.

Eğer kucağında uzandığı adam, sizin için de bir kediden dahi kıskanılacak kadar özelsene, demek istediğimi anlayabildiğinize eminim. İşte bu durumda bir kadının, en büyük rakibi bir kedi olabilir. Sakın siz o fotoğrafta ki gibi, sinsi sinsi gülmeyin de; isterseniz bir deneyin…

Sevgi ve ışıkla

Ayna

04.12.06

 
Toplam blog
: 268
: 1969
Kayıt tarihi
: 15.09.06
 
 

Var olan her oluş ve bozuluş hakkında gözlem, tahlil ve sonuca varma sürecindeki yolculuğumu, siz..