Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Aralık '17

 
Kategori
İlişkiler
 

Aşk Üçgeni

Aşk Üçgeni
 

İnsanoğlu ne garip bir varlık böyle.  Celladı için ağlayıp yanarken kahramanını elinin tersiyle itiyor.  Kahramanı da onun için ağlarken zerre umursamıyor.  Tek derdi cellat...

Cellat ise hayatına bakıyor. Onun için yanana bakmıyor bile. Aksine onun ölümü için uğraşıyor.  Canı yansın diye çabalıyor.

Baktığınızda duruma yok ya ben böyle bir şey yapmam, kahramanım varken ne celladı dersiniz.

Ama aşık olduğunuzda durum aslında bu şekildedir. Siz onun peşinden gidersiniz başkası da sizin peşinizden gelir. Bide o gelene kızarsınız beni bir rahat bırakmadı diye.

Aslında farkında olmadan siz de cellat olursunuz. Ama bu durum genel olarak pek te umurunuzda olmaz. Ama bazen öyle bir an gelir ki kendinize çok kızarsınız. Ben bu kadar mı aciz oldum yâ da bu kadar vicdansız mıyım diye?

Bir başkası benim için ağlarken ben hala be mi ağlatanın peşindeyim diye söylenirsiniz. Sonra bir karar verirsiniz. Ve sizi yerden yere vuran bir volkan gibi yakan ateşe su dökmeye. Oysa su döktüğünüzü sanıp hayatınıza o kahramanı alırsınız. Ama farkedersiniz ki su ile ateşi karıştırmışsınız. Su dökmek yerine ateşe kor ekleyip daha da alevlendirmişsiniz. Yanarsınız, boğulursunuz delice. O kahramana cellat olmaya karar verirsiniz vicdanınızı susturarak. Bunu yaparken de aslında ruhunuzu yakarsınız.  Ama mecbursunuzdur.  Çünkü ateşin üstüne ateş eklediğiniz için artık bu volkanı taşıyamıyorsunuz. Ve kararınızı uygulayıp kahramanınıza cellat olursunuz. Kahraman şimdi daha da acı çekmektedir. Çünkü verdiğiniz umut dalı tuzla buz olmuştur. O bir yandan yanarken siz de bir yandan yanarsınız.

Hem kendinize kızarsınız hem de acırsınız.  Ben böyle kötü biri olamam diye yakınır durursunuz.  Sonra kalbiniz sızlar ve aklınıza o gelir. Sevdiğiniz...

Gözünüzden bir damla yaş akar. Ve yolunuza devam etme kararı alırsınız. Ta ki o da birine aşık olana kadar.

Sonra bir bakarsınız o da birine aşık olmuş. Önce bir donup kalırsınız. Ağlayamazsınız bile. Aradan birkaç gün geçer ve bum…

Ağlama seli başlamıştır. Daha da yanan bir volkanınız vardır. Ama artık mecbursunuzdur. Cellat sizi öldürmeden siz onu öldürmeye.  Kalbinizin mezarlığına onu da gömersiniz.

Arada gördüğünüzde onu diriltmek istersiniz ama imkânlar el vermez. Artık ölmüştür o. Dirilemez... Sonrasında hayata karşı ne güveniniz ne de umudunuz kalır. Ta ki bir başkası sizi gelip kendine aşık edene kadar...

 

 
Toplam blog
: 14
: 188
Kayıt tarihi
: 14.10.17
 
 

Y kuşağının sıradan bir bireyiyim. ..