Aşk uğramıyor artık!

Bu mesele ile onca uğraşıp, ıcığını cıcığını çıkardıktan sonra huzura erdim galiba "aşkım"!.. Huzurlu bir yalnızlığa desem daha doğru olacak belki.. Şu böğrüme saplananlar çok zıpladığımda bazen acıyor ama, oda karaciğerin oralarda artan yağ baskısındandır büyük olasılık.. Hele ki mavitüy ile anılarım aklıma geldiğinde üç gün kendime gelemiyorum..Hala kızıp tepiniyorum kendi üstümde. Çivit badanalı taşlarını birlikte temizlediğimiz uzak bir diyarda bir ev; artı iki kişilik bir müfreze hayal etmiştik, Mitka'nın müfrezeleri misali.. Öncelik sanıyordum bunları hayalmiş, o herkes gibi olmayı özlemiş.

Az zamanda çok fırtınalar atlatıp, bir dönüp baktığımda hayata dair inatla yürüdüğümü sandığım, tutkuyla kendimi ifade ettiğim yolda hep bir şeyler eksik. Öyleyse yürü ya kulum.. Dönüp bakmıyorum artık; peki şimdi bu yaptığım nedir? Oluversin!. Herhalde bu Ankara'nın havasındandır deyip geçiyorum.. İstanbul diye boşuna debelenmedim.. Şimdi diyorum kendime dostluklar da temize çekilmeli, kuvvetlendirilmeli.. Ama kırkından sonra bu hisler kendinizi artık oturmuş gibi hissetseniz de insanın içini burkuyor, insanı yoruyor; zaten memleketin hali malum.

Kardeşinden özür diliyorsun, en yakın dostun zamanı değildi diyor, bir başka zaman diğerleri de; 301 ensende dediklerinde anlıyorsun yoklar orda, sen de yalnızsın.. Sana koyan 301 değil o hissettiğin yalnızlık dostların arasında. Diyorsun bu memlekette 141-142 den geçmişsin birde 301 olmazsa eksik kalırsın, sofra da soğuk rüzgarlar esiyor..

Peki nerde bu güneşin sofrası, nerde kuruluyor..
Bugün "40 savcı değil, 367 savcı olsun" demek için, (28 Ocak Çarşamba saat 13:00'te) Beşiktaş DGM önünde kuruldu, biliyorum.. 27 Ocak 2009 Salı 19.00 Taksim Hill Otel’de, kuruldu olmak isterdim oralarda. Bugün Beşiktaşta adaletsiz mahkemelerde yargılanan olarak, bir korku imparatorluğunda yaşamaya mecbur edilen insanlar olarak, Hrant Dink’in acısını dindiremeyenler olarak, darbelere, faili meçhul cinayetlere, sansasyonel cinayetlere, cephaneliklere, suikastlara dur demek için kuruldu.

"Bankları hiç edilmiş Beşiktaş iskelesinde duvara oturup yine çay yudumlamak isterdim seninle."

Yakında bu sofra 21 haziranda mutlaka kurulur uzun günde istiklalde.. Ondan öncesi 31 Ocak 2009 Cumartesi 16.00 da yine İstiklal’de Tünel Meydanı’nda kuruluyor..

Aşk uğramıyor artık!
Seni çağırıyor.
Yeniden keşfet.
Yalnızken çoğunlukla ya geçmişi hatırlarız ya da geleceğe yükleniriz,
el ele yürümektir an,
dostların arasında güneşin sofrasında.



"Herkes kırılamaz;

bazen ipince bir dal olmak gerekir

kırılmak için:

Ama dünya kütüklerin…

Ağlayamaz herkes;

ağlayabilecek kadar büyümek gerekir:

Dünya ise küçüklerin…

Sevemez herkes;

bir orman olmak gerekir sevmek için:

Bak ki dünya çöllerin…

Ve vâkur bir damla olmak

dalga için.

Katılmak okyanusa aşk için, isyan için!"

Yılmaz ODABAŞI