Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '14

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk uyumu

Aşk uyumu
 

 

    Bütün gün deniz, merakla sahile koşmuş ve kıyıda oturan sevgilileri dinlemişti. Sevgililer de denizin sahil duvarına çarpmasından çıkan hışırtıyla daha da bir romantikleşmişlerdi.

"Beni bırakma sakın!"

"Bırakmayacağım. Her zaman hep daha sıkı kavrayacağım."

"Üşüyorum başıboş kalıyorum beni bıraktığında."

"Ya ben?"

"Nasıl yani?"

"Nasılı mı var? Kendimi sensiz boşlukta hissediyorum."

"Bunu bilmiyordum."

"Bilmediğin daha ne çok şey var. Ah! Bir bilsen. İçimi ferah tutamıyorum sensiz."

"Bende içimi ısıtamıyorum sensiz."

"Farkında mısın?"

"Neyin?"

"Ne kadar zıt olduğumuzun? Ve bir o kadar da uyumlu olduğumuzun?"

"Yoo... Pek fark etmemiştim Aslında zıtlığımızı fark etmiştim de uyumlu olduğumuzu fark etmemiştim."

"Gerçekten. Fark etmedin mi?"

"Hayır."

"Olabilir tabii. Ben ilk sana dokunduğumda geri çekilmiştin ya hani? O zaman anlamıştım."

"Nasıl?"

"Ben, kararlı ve atak sen kararsız, ürkek ve çekingen."

"Hatırladım. Ben buz gibi olmuştum."

"Evet."

"Sıkıca beni tuttuğunda kaçamamış, kurtulamamıştım senden."

"İyi ki de sımsıkı tutmuşum seni. Nasıl da heyecandan buz kesmiştin canım benim."

"Evet."

"Ne çok titriyor ne çok kurtulmak istiyordun."

"Evet. Kurtulamamıştım. Bırakmamıştın."

"İyi ki de bırakmamışım yoksa şu an burada böyle olamazdık canım."

"Haklısın iyi ki bırakmamışsın."

"Evet. Zıt yönlerimizi merak etmiyor musun?"

"Ediyorum elbette."

"Örneğin sen her zaman serinsin. Ben, hep sıcak."

"Bu kadar mı?"

"Olur mu hiç bu kadar?"

"Başka?"

"Sen, narin ve yumuşacıksın. Ben ise sert ve kuvvetliyim."

"Evet haklısın. Ne zaman gücüm tükense yardımıma koşuyorsun."

"Her zaman yardımına koşarım. Öyle söz vermedik mi? Yeter ki sen iste."

"Sağ ol."

"Sonra sen detaycısın ben genele bakıyorum."

"Detaylar olmadan hayat çok yavan geliyor bana ne yapayım?"

"Bir sıyrığımı görsen hemen oraya takılıp kalıyorsun canım. Çok acıyor mu, diyorsun hemen."

"Sana bir şey olsa sanki bana olmuş gibi geliyor. O kadar içime işlemissin ki anlatamam."

"Sen de benim içime işlemişsin. Beni önemsemen çok güzel biliyor musun?"

"Bak sen!"

"Sonra sen edebiyata düşkünsün ben tamire, teknik konulara. Sen kalem tutuyorsun ben tornavida ve her türlü alet."

"Şiirsiz, öyküsüz kısaca sanatsız yaşanmaz ki."

"Ben de seviyorum sevmesine yinede senin kadar değil. Sen tam bir sanat aşığısın. Ben sadece sana aşığım."

"Sağ ol."

"Bazen kızmıyor değilim sana."

"Neden?"

"Kitap tutuyorsun benim yerime. Kıskanıyorum o zaman."

"Sahi mi? Hiç aklıma gelmezdi beni okuduğum kitaplardan kıskanacağın!"

"Kırılmayasın diye hiç söylemedim sana."

"Kıyamam! Biliyor musun?"

"Neyi biliyor muyum canım?"

"Yolda yürürken beni hiç yalnız bırakmıyorsun ya bu çok hoşuma gidiyor."

"Sadece yolda mı?"

"Hayır. Tabii ki sadece yolda değil. Otobüste, karşıdan karşıya geçerken, parkta, pazarda, evde, yatakta, yemek yerken, ... Kısacası hep yanımda ve beni sıkıca tutuyorsun."

"Ne zaman sana uzansam hemen karşılık verip sevgiyle kucaklıyor, beni yüzde yüz sarıyorsun canım."

"Sen de beni birtanem. Hiç ayrılmayalım ölüme kadar."

"Evet canım bize kalsa hiç ayrılmayız. Zaten ayrı olduğumuz zamanlar seni öyle çok özlüyorum ki bilemezsin."

"Ben de seni çok özlüyorum."

"Sevindim beni özlemene.Bazen düşünüyorum."

"Neyi?"

"Keşke bizim yakaladığımız uyumu düşüncelerimiz, kişiliklerimizde hatta ruhlarımız da yakalasa."

"Doğru düşünmüşsün. Ben bunu defalarca düşündüm bugüne kadar."

"Söylemedin hiç!"

"Bilmem konusu açılmamıştı."

"Bak şimdi konuşuyoruz ne güzel anlat işte."

"Söylemek istediklerimi sen söyledin zaten."

"Anladım, sen güneşin batışını izlemek istiyorsun. Hadi, iyice sokul bana."

"Evet. Çok seviyorum biliyorsun güneşin doğuşunu ve batışını."

"Ben, sadece seninleyken seviyorum her şeyi."

"Çok naziksin."

"Bak şimdi daha da mutlu edeceğim seni."

"Nasıl?"

"Bekle biraz sabırsız sevgilim benim."

Çiçekçi kadın yaklaştı elinde çiçekleriyle.

"İzninle."

Bıraktı sevgilisini çiçekçi kadına gel işareti yaptı. Çiçekçi kadın geldiğinde en güzel gonca gülü seçti. Aldı. Parasını alan çiçekçi kadın, hızla başka bir banka doğru ilerledi.

"Utandırdın beni."

"Niye utanacaksın?"

"Aynı zamanda şımartıyorsun da beni haberin olsun."

"Olsun yakışır benim sevgilime. Canım bir dakika dikenlerini temizleyeyim." ve uzattı sevdiğine.

"İkimiz tutabiliriz hem ayrı kalmayız böylece birtanem."

"Tamam. Aramızda kalsın çiçeğimiz."

"Aklıma Şair Özcan Yalım'ın dizeleri geldi."

"Söyle bakalım."

"Aramıza gül girdi bikez - çıkmaz."* demiş " Ne de güzel söylemiş değil mi?"

"Evet çok güzel söylemiş. Aramıza sadece gül girsin. Çiçek girsin. Başkasına dayanamam ben."

"Bak, birtanem, güneş ne kadar güzel batıyor."

   Kadın, kocasının elini sımsıkı tutmuştu. Ellerinin arasında gül… Başını omzuna yasladı. Oturduklarından beri hiç konuşmamışlardı. Ama elleri hiç susmamıştı.

Nisan-2011, İzmir

 

* Özcan YALIM, Güzelleme adlı şiiri

 
Toplam blog
: 12
: 109
Kayıt tarihi
: 02.09.09
 
 

İzmir doğumluyum. İzmir'de yaşıyorum. Yazı yazmayı çocukluğumdan beri çok severim. Kağıt ve kalem..