Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '13

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk Üzerine Analizler

Aşk Üzerine Analizler
 

Aşk sarhoşluğudur yere göğe sığmayan, Aşkın sarhoşluğudur bulutların üzerinde yaşandı sanılan...


Aşk, sürekli yaşadığı arayışıdır insanın.
Ancak aradığıyla çalkalanır,
Ancak aradığında durulur...

Suyun toprakta yok olması gibidir,
Hele bir de toprak susamışsa…
Rüzgarın canlara şifa serinliğidir,
Hele bir de ten sıcaktan bunaldıysa…
İçini ısıtan güneş gibidir,
Hele bir de can üşüyorsa…

Ama… susamamışsa…
Sıcaktan bunalmamışsa…
Üşümemişse… ne bunlar aranır,
Ne de aranmayana aşık olunur….

Aşkı yaratan insanın kendi arayışıdır….
Bir de çok susadığında su,
Bunaldığında serinlik,
Üşüdüğünde sıcaklık bulabiliyorsa… değme gitsin..
Aman sabahlar olmasın… şafaklar sökmesin… rüyalar bitmesin.. 
Zaman dursun, ömür sürüsün...
Doyasıya yaşansın ama hiç doyulmasın…
Düşmanı olunur, ay gibi sevgiliyle yıl gibi geceye
Elinde fenerle baskın yapan şafağın...

Bak ne diyor Mevlana:
"Ne güzel geceydi dün gece, ne güzel geceydi
Şarap tasını her sunuşunda
Diyordu aklına başına al.
Hani dün gece aklın da tam sırasıydı ya!"


Yaşanan her şey nasıl biterse…
Aşk da, aşk sandığımız ya da adına aşk dediğimiz de öyle…

Duyulan özlem, en güzel bahanedir özlenene aşık olmak için..
Ne kadar özlersen o kadar aşık olursun…
Ama gün gelir özlem dinerse ne aşk kalır ne de aşık..

Biraz da acı çekmektir aşk.
Özlüyor diye her şey ayaklarına serilmez insanın…
Susadı diye sular önünden akmaz…
İçin yanıyor diye rüzgarlar bağrına esmezi…

Toprak her istediğinde suya kavuşmuş olsaydı
Çöl mü kalırdı yer yüzünde...
Hangi tutku çöl kadar susuz olabilir ki... suyu özleyen...
Hangi aşkın özlemi önüne geçebilir ki çölün suya özleminin..

Denizdeki saman çöpü gibidir insan,
Sanır ki dalgalar kendisi içindir…
Sanır ki kıyılar kendisi için var edilmiştir.
Rüzgarlar ona eser, güneş için doğar, ay onda batar..

Rüzgarların elinde çalkalanır da denizler,
Kıyılara vurduğunda durulur...
En güçlü fırtınalar bile gün gelir yorulur...
En kurak toprak dahi gün gelir sudan gına getirir…

Doğasındadır; aydınlığı karanlığın, soğuğu sıcağın,
Hüznü sevincin, ayrılığı kavuşmanın,
Mutsuzluğu mutluluğun takip etmesi...
Yaşananların gün gelip bitmesi...
Ancak her bitiş yeni bir başlangıca gebedir,
Her bitiş yeni bir başlangıcın habercisidir...

Aşk dediğin boş bir bardaktır, dolmayı bekleyen..
Açlığın doruk yaptığı noktadır, en boş hali bardağın…
Dolmaya başladıkça azalır açlığı…
Taşması ise duyduğu açlıkta boğulmasıdır…

Sen nesin… boş bardak mı?
Kurak toprak mı?...
Biraz suyla doyarsın,
Biraz suyla dolarsın...
Ne açlığın kalır ne boşluğun
Taşarsın da eser kalmaz  arzundan....

İşte o zaman hiç özlemeyeceğin şey, biraz daha sudur.
Her şeyin en değerli olduğu an, en çok istediğin andır.
İstemezsen, ne değeri olabilir ki istenmeyenin…

Bir de madalyonun diğer yüzü var.
Tamam her şeyi var eden sensin.
Aşkı da aşığı da yaratan sensin…
Onlar sen istediğin için değerliler.
Ancak; “verenlerin sevgisi kalmayınca en değerli hediyeler bile değersiz kalırmış”.
Çok istesen bile, ne anlamı kalır sevgisiz verilenin..
“Seven gönüllerin gururu olmazmış”... ama nereye kadar.
İşte bunun için aşkın iki tarafı vardır…

Bir yere kadar tek başına hayaller kurulur aşk adına..
Ancak tek taraflı yaşanan, adına "platonik" dense de aşk değil hayaldir...
Aşk insanı öldürmez ama hayal öldürür...
Aşk belki bir yere ulaştırabilir ama hayalin varacağı tek adres hayal kırıklığıdır...

Sürekli beslenmesi ve yaşanması da gerekir aşkın.
Beslenmeyen ocağın ateşi mi olur?
Karşılıklı gereği yapılmazsa en kolay eşyalaşandır aşk.
Bundandır insanın sürekli aşk araması…
Eşyalaşanın yerine yenisini koymaktır tüm çabası.

Aşk adına çok şey söylenir de hep merak ederim
Acaba Mecnun Leylasına kavuşup evlenselerdi sonları ne olurdu diye..

Galiba evlenenler nasıl evlerine masa sandalye, kap kacak alıyorlarsa
Biraz da aşk alıyorlar... kullanmak ve eskitmek için...
Eskiyinceye kadar mutlu olmak için...
Ve.... "yenisini arandığından eskisinin hükmü yoktur" durumları...

Sevgi, saygı ise çok farklı bir kavram...
Ancak yaşadığında bunlar varsa şansı olur insanın
Aşk sevgisiz, tutkusuz olmaz ama
Sevgi, saygı aşksız da olabilir...
Aşk sürekli mutluluk vermez ama
Sevgi, saygı mutsuzluğu engeller....
Aşkın birlikteliği süresi kadardır ama
Sevgi saygının birlikteliği ömür boyudur..

Ve sevgi saygı zaman zaman aşk da yaşatır...

 


 

 
Toplam blog
: 193
: 1045
Kayıt tarihi
: 01.08.07
 
 

Bilecik doğumluyum. Emekli Eğitimciyim. Ankara'da ve yazları Kuşadası'nda yaşıyorum Günlük uğraşl..