Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mart '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk ve çıtırlar

Aşk ve çıtırlar
 

Bu aralar aşka ara verdi insanlar galiba. Neden mi, çünkü aşk manasını yitirdi şimdi yeni heyecanlar peşinde insanlar yeni fanteziler. Kadınlar çıtır erkek tavlayarak, çıtır sözcüğü ile övünmenin erkeklere mahsus bir şey olmadığını ispat ediyorlar. “Ne güzel komşumuzdun sen Fahriye abla” şiirindeki cinsel eğitim artık nikah masalarında, birlikte yaşamalarda resmileşiyor. Bu durum çıtır kız arayışındaki erkeklerin ekmeğine yağ sürüyor. Nasıl derseniz, ortalıktaki tüm ağır ablalar çıtır erkekleri kapınca, çıtır kızlar da bunlara tarih boyunca merak salmış olan erkeklere kalıyor.

“Hanım kardeşlerim en az üç çocuk doğurun” çağrısı klasik kadınlara, yani koca eline bakan kadınlara yapılmış bir çağrı idi, şimdi akıllı, erkeği seçen, dünyadan haberdar kadınlar çoğalıyor. O kadınlara öyle “hanım kardeşlerim doğrun” çağrısı yapamazsınız, onların yanındaki çıtır erkeklere şöyle bir çağrı yapabilirsiniz” ey erkek kardeşlerim karılarınızı doğurmaya razı edin” tabii mümkünse.

Aşk nerelere kaçmışsa bir gün saklandığı yerden çıkar. Aslında böyle yazılar yazmak da yanlış, çünkü kavramlar üzerinde konuşurken önce tanım yapmak lazım, tanım yapmadan sallamak olmuyor. Aşk nedir, evlilik nedir, mutluluk nedir? Bunun benim için ne olduğunu anlatmadan aşk, aşk diye yollara düşmüşüm neye yarar. Ve lakin biri çıkıp dese ki “be kardeşim bunun evrensel genel kabul görmüş ortak bir tanımı yok mu?” var mı!!!!

Bence yok. Olsaydı, bu konuda yazı yazıp ahkam kesip kimse para kazanamazdı.

Bakın hala lafı dolandırıp aşkın benim için manasının ne olduğunu söylemiyorum. Söylemeyeceğim de, benim aşk dediğim şey yok ki.

Şimdiki çocuklara “turfanda” kelimesini anlatmak ne kadar zor ise, onlarda şaşkınlık yaratacak ise, “benim aşk dediğim” şeyi de anlatmak zor olacak. Peki yok olduğunu düşündüğüm şeyi niye anlatmaya kalkıyorum. Çünkü efendim, aşk kayboldu ama kelime kaybolmadı. Orada öylece duruyor. Üzerinize afiyet boşaltılmış içi ile bile ilgi çekiyor .

Manasını bilmediğimiz veya tarifini yapmadığımız kelimelerle konuşmayı pek severiz. İntizar gibi sözgelimi. İntizardan müntezir türer. Müntezir başkaları için sanki beddua eden anlamına gelir, oysa hiç öyle değildir. Aşık ve maşuk, aşık olana maşuk denir. maşuk sözcüğü ölmüşken aşk ve aşık meydanlarda salınıyor. Siz hiç aşık olan birini gördünüz mü? Bana kara sevda öykülerini anlatmayın, onlar tımarhanelik meczupların aşk dediği sapıklıklardır.

Ben gördüm.

Ama hala aşk nedir , anlatmadığım için ne gördüğümü anlatamıyorum değil mi? İşte aşk böyle bir şey, çok konuşulup da kimsenin anlatmadığı bir kavram. Anlatmamak en iyisi , bu aşk körlerin fili tarifi gibidir, kim neresinden tutarsa orasına benzetir.

Çıtır oğlanlar da bir yerinden tuttular aşkın. Çıtır kızlar zaten yıllardır bir aşk(!) yaşıyorlardı olgun erkeklerle.

Çok fısıldamışımdır, ama herkes kızar bana. Erkekler 30 yaşından sonra aşık olmaz ki.

Bu cümle aşk nedir anlatmadan anlaşılmaz ki.

Aşık olmayan erkekler sınıfı aslında iyi bir sınıftır. Bunlar olgun, hayattan alacağını almış birileridir. Tedavül meraklısıdırlar, tedavülde olup olmadıklarına bakarlar. Veya az kalmış günlerin tadı için çılgınlıklar yaparlar. Aşk yapmak değildir maksatları, aşık olmak değildir.

Peki çıtır kızlar bu adamlara niye takılırlar? Bu on puanlık uzman sorusunu psikolog veya psikiyatrlara sorsanız sizden hem para alır hem de başınızı şişirirler. Ben yanıtını basitçe vereyim “güvenlik” için, yalnızca güvenlik gelecek güvenliği. En güvenilmezlerin yanında bir güvenlik ararlar.

Olgun kadınlara takılan çıtır erkelerin derdi nedir dersiniz?...

 
Toplam blog
: 283
: 1304
Kayıt tarihi
: 04.12.06
 
 

Nükleer fizik doktoru, şiir yazmaya çalışıyor, kalite yönetim sistemleri danışmanı, öykü deneme yaza..