Aşk ve korku!

İnanç üzerinden yayılan korkudan daha büyüğünü bilmiyorum.

Hangi din, inanç olursa olsun insanlara yön tayin etmek üzerine kurgulanmıştır. Doğaldır ki her biri de kendi tarifinin doğru yere götüreceğini iddia eder. Bir diğeri rakip dahi değildir. Çünkü rakip olursa aynı platformda yani aynı değerler zinciri içerisinde yer bulur. Bunun doğal sonucu da yarışmayı getirir. Halbuki diğeri sapık, yanlış, yoldan çıkaran yanıltan ve şeytanın yolu olarak belirlenirse, rakip olmaktan çıkar. Artık hiç bir şartta onunla karşılaştırılmayı kabul etmez. O Kafirlerin yoludur.

Fakat kendini anlatırken, korku salmak tehdit etmek ve sonsuz bir acı vaadiyle tanım yapmak kendi içinde bir rakip yaratmak değil midir? Şeytan niye vardır?

Bu nedenle hangi dini inancı taşırsanız taşıyın Allahtan korkmak zorundasınızdır. Zaten kul ile Allah arasındaki hiyerarşi bu korkuyu istemezseniz de yaratır.

İşte tam da bu noktada Allahtan korkmayan, çekinmeyen yalnızca onu anlamaya çalışan hatta En-El Hak diyenler çıkıverir. Bunlar oyun bozanlardır. Kurguda bunlara yer yoktur.

Sevgi hamuru yoğrulmuş insandan bahseden ile ve yaratıcının asla zulmetmeyeceğini söyleyerek Aşktan bahsedenler, genellikle manevi bir şımarıklıkla yaftalanır ,kendi yaşadıkları yıllarda genellikle taşlanırlar! Evet hem de gerçek anlamda taşlanırlar. Hallacı Mansurlar, Beyazıt-ı Bestamiler , Cüneyd-i Bağdadiler, Şems-i Tebriz'iler ve kimler kimler...

Diğer bütün korkular çok ama çok küçük kalır. Fakirlik, Ölüm, kaza, hastalık, savaşlar, saldırılar, vahşi hayvanlar vs. sonsuz Cehennemin, zebanilerin, kızgın alevlerin ve kızgın sacların yanında hiç kalırlar.

İşte bu nedenle sizi düşündürmek istemezler! İnan ve itaat et! Hepsi bu. Sevgi ne demek? Maazallah sevmek nasıl olur? Sen kimsin haddine mi Aşk?

Sen korkmalı ve sana ne deniyorsa onu yapmalısın. Ha aklını kullanma yetisinden mahrum olmuşsun ha korkudan aklını devreden çıkarmışsın, ne fark eder?

Farkını da diğer yazımda yazacağım.