Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '09

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Aşk Yağmuru heykeli

Aşk Yağmuru heykeli
 

Antalya’nın kemer ilçesinde tartışmalara neden olan kadın ve erkek figürlü 'Aşk Yağmuru Heykeli' adlı heykel göreve yeni seçilen Belediye Başkanı Mehmet Gül’ün talimatıyla yerinden kaldırıldı. Heykel Eski Başkan Hasan Şeker’in olduğu dönemde Heykeltıraş Zafer Sarı tarafından yapılmış, 2007 yılı Temmuz ayında Çınarlı Kavşağı'na dikilmişti.

Heykeltıraş Zafer Sarı daha önceki açıklamalarında Kemer’in heykel konusunda artık isim yaptığını söylemiş ve şöyle devam etmişti, ‘Kemer adı artık sanat ile anılmaya başladı. Aşk yağmurunun ardından şimdi aslanlı çeşme heykelimizin de çalışmalarına devam ediyoruz. Ayrıca geliştirdiğimiz yeni heykel çalışmalarımızı da oluşturmak için projelendiriyoruz. Bunlar içerisinde yer alan Yeşil Örten adını verdiğim proje Başkanımızın da büyük beğenisini kazandı. Bu proje 10 mt. Uzunluğunda, 4 mt. genişliğinde 3.40 mt. yüksekliğinde olacak. Önümüzdeki süreçte bu projeyi de Kemer’e kazandırmayı hedefliyoruz. “dedi. Sarı yaptığı eserleri gösterirken, Aşk Yağmuru adındaki çınarlı kavşağa yapılan eserin cinsellik objesi olarak çok tartışıldığını ifade ederken, “ Aşk Yağmuru çok tartışıldı. Ancak gördüğünüz gibi her eserimiz farklı düşüncelere ve farklı anlamlara neden olacak eserler. İşte bunlardan birisi de Yeşil örten adını verdiğim bu eser. Burada da çevreyi konu aldık, küresel ısınmayı konu aldık. “dedi.

Sanatçılar, düşünürler, bilim adamları toplumun önünde yürüyen insanlardır bu her zaman böyle olmuştur.Toplumlar bu insanları gerektiğince anlayamadığı için cezalandırmıştır.Tarih sayfalarını karıştırdığımızda birçok örneğini görürüz. Engizisyon mahkemeleri en açık kanıtıdır. Son olayda da sanatçının eserini ona sormadan vinçle kaldırarak depoya kaldırma girişimi sanatçıyı cezalandırmaktır.

Aşk Yağmuru heykeli toplumu rahatsız ettiği ve gençlerin bilhassa kadınların ahlakını bozduğu gerekçesiyle yerinden kaldırıldı.

Aşk yağmuru heykeli son derece estetik bir formda yapılmış kadın ve erkek figürlerinden oluşan ve kadını yücelten bir heykeldir.Erkek figürü kadını yukarıya çıkarıp ona aşkını sunmuştur.Kadın figürünün kolları fıskiye görevi görmüştür.Sanatçı heykele işlevsel bir unsur katarak yaratıcılığını ön plana çıkarmıştır.Figürler çıplaktır ancak bu çıplaklık estetik bir formla verilmiştir.

Çıplaklık, giysisiz olmak anlamında kullanıldığında ve özel bir bağlamda ele alınmadığı sürece, ufak ya da büyük ölçüde utanç duygularını çağrıştırabilen bir kavramdır. Oysa sanatta çıplaklık başka bir ruh kazanır, denebilir ki, sanat çıplaklığı yüceltir. Bunu yaparken de, cinselliği çeşitli olumsuz, ve aşağılayıcı çağrışımlardan kurtarır. İnsan güzelliği, peçesiz bir şekilde ve gündelik köhnemişlikten an olarak sergilenmektedir. Zihinlerde uyandırdığı imaj, iki büklüm olmuş savunmasız bir vücut değil, dengeli, güzel ve güvenli bir yapıdır. Çağlar boyunca en büyük sanat yapıtlarına ilham kaynağı olmuş olan çıplağın bu çağrışımı yapması doğaldır. Eski Yunan kültürü çeşitli çağlara ve akımlara malzeme ve ilham sağlamış ama tarihe karışmıştır; Rönesans ya da 18. veya 19. yüzyıl akımları da kendilerinden sonraki gelişmeleri etkilemişler, dünya sanat tarihine altın sayfalar kazandırmışlar ama sonunda aşılmışlardır. Bütün bu devirleri ve akımları etkileyen ve onları aşarak bugüne kadar yaşayan çıplak olmuştur. Dolayısıyla çıplağı, yalnızca bir malzeme olarak değil, sanatsal bir biçim olarak görmek gerekir.

Anadolu Medeniyetler müzesine gittiğinizde oradaki eserlerle karşılaştığınızda Anadolu’nun çeşitli yerlerinde kazılar sonucunda ortaya çıkarılmış Ana tanrıça heykellerinin çıplak olduğunu görülecektir. Anadolu'da çıplaklık konusu neolitik çağdan beri işlenmiştir. Çatalhöyük'te bulunan çıplak Ana Tanrıça heykelleri ve daha sonraları göğüslerini tutan çıplak Ana Tanrıça tasvirlerinin sanat tarihinde önemli bir yeri vardır. Çıplak Kubaba = Kybebe = Kybele figürleri Anadolu'dan Roma'ya kadar yayılmıştır.

Bu yüzden sanat eserlerimize sahip çıkmalı onları korumalıyız sanatçılarımızın ellerinden çıkan her ürün bizleri geleceğe taşıyıp toplumumuzun gelişmesine katkıda bulunacaktır. Yasakçı bir zihniyetle toplumlar ilerleme kat edemez. Biz bunu yaşayıp gören bir toplumuz.

 
Toplam blog
: 13
: 4165
Kayıt tarihi
: 01.03.09
 
 

Merhaba ismim Halide Gök. 2008 Gazi Üniversitesi Resim-iş Öğretmenliği bölümü mezunuyum. Henüz mesle..