Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '13

 
Kategori
İlişkiler
 

Aşk yoktur aslında

Aşk yoktur aslında
 

Aşk yoktur aslında. Sadece sevgi vardır.

Hissettiğimiz aşk ve diğer pek çok bağ da sevgi bağının bir türüdür .

Sanırım hepsi sonunda ilahi aşka bağlanır.

Aşık olursunuz, içinizde bir göze kaynar.  Anlatmaya gerek yok. Herkes aşık olmuştur bir kere hayatında. İçiniz de yanabilir, uçabilirsiniz de. Duygusallığınıza ve yaratılışınıza da bağlıdır biraz. Kısacası aşk, yoğun sevgidir. 

Serçe Kuşları şiirimde dediğim gibi. " Aşk, aşk değildi aslında; gözü yaşlı bir bebek gibi girdi hayatımıza." Bir şekilde aşık oluyoruz işte.  Kozmik ışınlardan mı desek, kader mi? Yıllar sonra, eğer hala birlikteyseniz o kişiyle, aşkın aslında sevgi olduğunu hissedersiniz. Gene de " Aşk bitti, sevgiye dönüştü." lafını hiç sevmem. Ağırıma gider. Zaten sevgiymiş der, çıkarım işin içinden. :)

Aşk, belki de diğer sevgi türlerine dönüşmez de uykuya dalar. Kaybedeceğimizi anladığımız anda, ortaya çıkabilir. Tehlike hissettiği anda, kalkar yattığı yerden . Öyle olmalı.

Sonra yavrunuz olur. Bu da değişik bir tür sevgidir. Hiç kimseye karşı hissetmemişsinizdir bu duyguyu. Oğluma hamile olduğumu öğrenmeden önce, bir rüya görmüştüm. Kucağımda çok güzel bir bebek. Meme emiyor. "Bu dünyanın en güzel bebeği." diyorum. Yaratılışımızdan var olan sevginin bilinçaltımızdan rüyalar yoluyla çıkmış hali. Bir de bu bilimsel açıklamanın dışında spiritüel bir açıklama yapılabilir ki herkes buna inanmayabilir. Geleceği görmek gibi.

Neyse, gerçekten de oğlum doğunca, bu dünyanın en güzel bebeği çok demişimdir. Ayrı bir ışığı oluyor insanın yavrusunun, ve kokusu. Anlatılması imkansız. Çalışırken, burnuma güzel bir koku gelirdi. Havayı koklayınca aslında koku falan yok. Gaipten sesler gelir ya, bu da gaipten koku . Oğlumun kokusu. Sevginin kokuya dönüşmüş hali.

Az önce, oğlumla kurabiye yaptık. Çocuk şeklindeki kurabiye kalıbını bastı hamura. Kurabiyenin göğüs kısmına da kendi çapında küçük bir parça koymuş. Annesinin göğsündeki çocuk. Bu da çocuğun annesine hissettiği sevgi hali. Güzelce pişirdik onu. İlk önce onu yiyeceğim, dedi.

Sonra bi de hayvan sevgisi var. Öyle yumuşak yumuşak. Küçükken, yavru sokak kedilerine bakardım. Karlı kış günlerinde, büyük mücadelelerle onu eve alırdım. Hastalandığında baş ucunda bekler, suda antibiyotik kedi hapı eritir, ciğere sürer yedirirdim. :) Hamile olduğumu öğrenince, sanki anneme dönüştüm. Annemin bahçesindeki kediyi elleyemedim. Sonra bebek küçük diye, sonra o da elleyip  hastalanır diye, çocuğumun sevgisi hayvan sevgisini bastırdı. Şimdi de anneme kızan ben, annemin laflarını oğluma tekrarlayıp "Sana baktık da, kedi kaldı." diyorum.

Sevdiğimiz insanla evlenirken, bazen annelerimizi dinlemiyoruz. Bu defa da anlaşılıyor ki aşk denen sevgi türü anne baba sevgisine daha ağır basabiliyor.Kişisine göre değişir tabi.

******

Sonu yok bunun. Dede sevgisi, anneanne sevgisi. 87 yaşında dedemin ölebileceğini düşünüp üzülürüm.

Yine de kabul edelim. Aşk türü, daha farklı bir yere konmuş. En azından bir süreliğine, sevgi  bitene kadar. Süründürdüğü için olsa gerek. İki ucu keskin kılıç.  Yüceltebilir de,  mahvedebilir de.

 

 
Toplam blog
: 82
: 6114
Kayıt tarihi
: 20.05.12
 
 

Hukukçu bir anne.  Hayatta her şeyin kontrol edilemeyeceğini zor da olsa öğrendim.  Hayat, kısa b..