Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '13

 
Kategori
Deneme
 

Aşk...

Aşk...
 

İsmim Anıl Yiğit ve ben bir gezer-yazarım...

Halihazırda 13 saat yolculuktan sonra hayaları pişik olmuş, 20 km Cezayir şehrini gezdikten sonra yorgunluktan ölmekte olan bir ÖZ’üm ben!

Babamın söyleyemediği tabiriyle ben ARSIZ bir yazarım. Yazarken, dilimin kemiği yok. Utanmaz adamın tekiyim ben!

Dünyanın neresine gidersem gideyim, kendimleyim ben! Ve gün geçtikçe daha fazla kendimle oluyorum! Yoksa EGOİSTmiyim ben?

HAYIR!!!

Cezayir’de yer-yer kanalizasyon kokusu var ama sokaklar tertemiz! Arabalar eski ve vuruk! Halk fakir ve mutlu, ve ben şok olacak şekilde beğendim eski tipli, Barselona bozması bu şehri!

Kadınlar, Türkiye’den daha fazla kafası açık ancak erkeklerden kopuk, erkekler mutlu ve kendi hayatlarını yaşıyorlar, şehir fakir ve turistsiz, yalnız, ve ben 20 km yürümekten yeterince mutlu ve tatmin olmuşum!

Kelimelerin bazen efendisi, bazen kölesiyim ben! Cezayir’e zenci kaldım ben! Yok ki turist benden başkası! Niye öğrenmedim ki Fransızca, şimdi uyduruyorum İtalyanca’dan çakma!

Ben aşk hayatlarının söz dizesiyim! İnsanlar farkında değiller fakat ben onların hayat oyunlarını, gerçekçi olmayan aşklarını, yazıyorum. Tıpkı bir uyur-gezer gibi farkındassız sıralıyorum kelimelerimi!

Ne aşk benim, ne de aşk bensiz!

Siz varlığımı var sayıyorsunuz, oysa ben yok olduğumu söylüyorum! Hangimiz doğrusunu söylüyor?

Dünyanın nice meydanlarını gezdim ben ve buradan farklı değil; Taksim gibi kesinlikle değil; hem parkıyla, hem de ağaçlarıyla, mis gibi meydanlar dünyadakiler! Oysa taksim bir alışveriş ve sevişme meydanı! Fakat yağmurlu ve yağmursuz bir havada oksijen soluyacağın bir meydan değil orası!

Şimdi de başımıza meydancı mı kesildin? EVET!

Trafik lambası yok Cezayir şehrinde! Sadece bir çift gördüm o kadar! Ama trafik, dünyanın en kötüsü!

Metropolda hayat ne kadar hızlıysa, burada o kadar yavaş! Metrosu var, hızlı, yaşamı var, mutlu ve de yavaş!

Kadınlar güzel, uzun boylu, geniş omuzlu tıpkı tay bir, kısrak gibi!

Film seyrettim aşkla ilgili ve aşka geldim, yazıyorum...

Ben kesinlikle, aşklarımın müsvettesi değilim, hepsini tarihe gömdüm ama karım ve çocuklarım, onlar gerçek aşkım!

Bir gün Ahmet Telli’ye sordum; niye sevgi değil de aşksın?

Bir gün Murathan Mungan’a söyledim; aşıkken kesinlikle yazma, beceremiyorsun!

Bir gün Ataol Behramoğlu’ne sordum; yıllardır neredesin?

Oysa aşık ben, ben var ya, hiç durmadan kazarak, yazıyorum hayatı!

Bankalar güçlü, tüm petrol zengini ülkelerdeki gibi!

Halk çulsuz, tüm petrol zengini ülkelerdeki gibi!

Bendeniz gömme dolabım! Deştikçe içimi, neler, neler çıkar!

Evet, biraz meşrep, biraz da haytayım  ve yazarken bazen sınır, mınır tanımam! Ve bazen de mesafeli ve hudutlu yazarım!

Aslen Anadoluluyum; bakmayın Diyarbakır doğumlu, Balıkesir Erdekli yazdıklarına! Hiç birisi ben değilim Anadolulu olduğumdan başka!

Anadolu liseli olmak, anadolulu olmaya ön şart mıdır? Galiba evet!

Cezayir’de ılıman bir hava, sonderece zevkli ve eski apartmanlar, dışarıya güneşi kesmesi için konulmuş perdeler, birbirinden Avrupalı gözüken ve beni şaşırtan bir halk ve kontrol edilmesi mümkün olmayan keşkmekeş bir trafik var!

Shoarma dedikleri ve hafif sarımsaklı ve mayonezli yoğurtla, patetesli servis edilen, harika dönerleri var!

Ve bendeniz son derece kendine aşık ve romantik bir biçimde bu şehri gezdim ve aklımda, binbir kare kaldı ve ne yazık ki polisler, bu kareleri çekmemi engellediler!

Ne yazık değil mi?

Olsun; gördüklerim ve öğrendiklerim, hep benim, hepsi benim!

Ve paylaşırsam, bazen de sizin!

Benim ismim Anıl Yiğit ve ben aşk yazarıyım!

  

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..