Aşka dair

AŞK!.. Nedir aşk?

Yüzyıllardır yazılmasına rağmen henüz tam olarak tarif edilemeyen, yaşı, başı, cinsiyeti belli olmayan, aniden karşınıza çıkarak pusulanızı şaşırtan, ne idüğü belirsiz bir durumdur aşk! Aşkın tıpta koruyucu bir aşısı yoktur mesela, tedavi edici hazır bir reçetesi de! Aşka hiç inanmayanlar bile ansızın o korun içine düşüp cayır, cayır yanıp kavrulabilir.

Aşk bazen hayalde, bazen düşte, bazen kaçırılan bir bakışta, bazen de gözlerden süzülen iki damla yaşta anlam bulur. En mantıklı insanı bile zıvanadan çıkarıp dosta düşmana madara edebilir. Bir bakarsınız göklerde uçurur, bir bakarsınız yerlerde süründürür. Birde karşılıksızsa eğer asıl dram o zaman yaşanır. Uçan kuştan medet umdurur, esen yelden haber sordurur. Bazen de bir bakışla başlayıp uğruna ölebileceğinizi düşünürken, alacağınız kötü bir nefes kokusu bile o büyüyü bozup; aşkınızı tekrar sorgulamanıza neden olabilir.

Kimler neler yazmadı ki aşk için, Atilla İlhan “ Ben sana mecburum” diyerek milyonlarca aşığın duygularına tercüman olmadı mı?

Karacaoğlan “ ben güzele güzel demem, güzel benim olmayınca “ diyerek aşka bir başka açıdan bakmadı mı?

Aşık Veysel ise “Güzelliğin on par'etmez / Bu bendeki aşk olmasa / Eğlenecek yer bulaman / Gönlümdeki köşk olmasa” diyerek güzelliğin asıl dışta değil, içte yaşandığını vurgulamadı mı?

Başka bir şairimiz Nazım Hikmet ise “ Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da / hatta sevda yüzünden ölmek de. / Bütün iş Tahir’le Zühre olabilmekte / yani yürekte “ derken aşka olan bakış açısını, inancını ve saygısını ortaya koymadı mı?

“Ela gözlerini sevdiğim dilber /Göster cemalini, görmeye geldim / Söyleyim ben sana işin doğrusu / Soyunup koynuna girmeye geldim” diyen Karacaoğlan’ın dizelerinde ise aşkın bir başka halini “B” halini gözlemliyoruz.

Yine aşkın B hali ile daha ilgili çapkın şairlerimizden Orhan Veli ise diyor ki “Aynada bir başka güzelsin / Yatakta başka / Aldırma söz olur diye / Tak takıştır / Sür sürüştür / İnadına gel / Piyasa vakti / Muhallebiciye / Söz olurmuş / Olsun / Dostum değil misin? “ Bu savımı güçlendirmek için yine şairin “aşk resmi geçidi” isimli şiirine bir göz atmaları yeter.

Yunus Emre ise “ Ben yürürüm yane yane / Aşk boyadı beni kane / Ne akılem ne divane / Gel gör beni aşk neyledi/ derken aşkın çok daha farklı bir boyutu olan Tanrı aşkını dile getiriyordu.

Eveeet… Yüzyıllardır aşk üstüne yapılan keşifler bir türlü sona ermemiş, erecek gibi de görünmüyor. Bende aşka inanan bir insan olarak, aşka dair birkaç karalamamla baş başa bırakıyorum sizleri. Umarım duygularınıza tercüman olabilirim.

Aşkın ömrü keşifle biter,

Kalan ömür kırıntılarla geçer.

*************

Sen uzaktan seyrettiğim bir ada iken adın aşktı,

Şimdi yalnızca ada.

*************

Aşk pastörize sütler gibidir.

Açıldıktan sonra ömrü kısalır.

***************

Aşk bazen gelmesini istemediğiniz misafir gibidir,

Git dersiniz gitmez.

Kalbinizin başköşesine kurulur,

Ama sizi mutlu etmez.

*************

Karşılıksız aşklar,

Karşılıksız çeklere benzer.

Sahiplerini ya hastaneye götürürler,

Ya da; hapishaneye!

***************

Aşk trafik kazası gibidir.

Bir anlık boşluğunuzdan yararlanır.

Neye uğradığınızı şaşırırsınız.

****************

Aşk gelirken randevu almıyor,

Kimse ona medeniyet den söz etmemiş galiba.

****************

Taksitli satışlardan hiç hoşlanmam,

Bana taksitle bir şey satma.

Senden vazgeçmemi istiyorsan,

Kartlarını açık oyna.

******************

Aşk başınıza gelebilecek en kötü felakettir.

Karşılıksızsa eğer…

Hiçbir şirkete kasko yaptıramazsınız.

Ben yinede her şeye rağmen aşk diyorum. Aşk'la kalın.

Aynur Sarıkaya

Şubat 2005