Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Mustafa Çifci Aşk Yazarı

http://blog.milliyet.com.tr/mustafacifci

24 Eylül '13

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşka koşmak

Aşka koşmak
 

Aşka Koşmak


 Her aşk özeldir derler...

Her ne kadar özel gibi görünse de, dünyanın her yanında yaşanan aşklar, ayrılıklar,  acılar, dramlar, hüzünler birbirine benzer, özel değildir...

Aşk,  geceyle gündüze benzer. Önce güneşin kızıllığı ağır ağır yok olmaya başlar ufuklardan. Karanlık sessiz adımlarla ilerlerken küçük ayrıntılar yok olur. Her şey giderek biraz daha görünmez olur yoldaki ufak taşlar, uzaklardaki eşyalar. Sevgilin yanındadır, bedenine dokunabilir, saçlarının tel tel dağılışını görebilirsin. Kirpik uçlarından dudak kıvrımlarını, yüzündeki çizgileri,  gözlerindeki sevinç ya da hüzün karşındadır... Ve ay ışığı, olduğundan daha güzel gösterir her şeyi. Ama öyle kalmaz zaman, giderek koyulaşırken karanlığın gücü, yok olmaya başlar gördüğün tüm ayrıntılar. Ellerinden tutarsın ama göremezsin yüzündeki çizgileri ve gözlerindeki dünyasını, tebessüm eden dudak kıvrımlarının güzelliğini...

Gecenin karanlığı arttıkça sadece bedenine dokunabilir, öpüşmelerinizde nefesinin sıcaklığını hissedersin. Ve o sıcaklıkta, içini ısıtan, güven veren, güç veren, hayata daha sıkı bağlayan, sizi onunla bütünleştiren bir duygudur bu hissettiğiniz.

Sevgisi içinize dolmuştur.

Aşk burada başlar işte, görmesen de içinde hissettiğin duygudur aşk...

Doygunluk tamam olunca gün ışımaya başlar ağır ağır.

Ay ışığında her şey muhteşem görünürken güneşin karşısında değişir renkleri.

Ve bir zaman gelir ki sıra dışı olan her şey sıradanlaşır..

Çekilmez olur sözler bir anda, her şey ağır ağır kötüleşir.

Ayrılıktır kapıyı çalan...

Aradığınız sadece sizi mutlu edecek, size sevinç verecek, yaşamış olmaya değer bir hayattır.

Aşka koşmak, yaşamın heyecanına koşmaktır.

Aşka koşmak, üzüntülerden ve durgun bir hayattan kaçmaktır.

Aşka koşmak, yaşamın anlamına koşmaktır.

Aşka koşmak, sıcak ilişkilerin içinde yaşamak arzusudur.

Aşk, kaçamak ilişkileri sever derler, yalandır.

Aşk, kaçamak ilişkileri sevmez!

Kaçamak demek eşini aldatmak demektir. Aynı şeyin size yapıldığını düşünün, kabul edebiliyorsanız sorun yok, saygı duymak gerekir.

Kaçamak, bencil ve doyumsuz insanların anlık komplekslerini tahmin etmeleridir.

Kaçamak, sahip olduğu  güzellikleri görememesidir.

Kaçamak demek yalan demektir.

Ve yalan insana acı verir, hoş gelse de ilk başlarda neşesi, sevinçleri, sonrasında bıraktığı izler çok daha fazladır.

Aşk, ulaşılmaz olunca büyür, kavuşunca biter derler, bu da yalandır.

Göz gördüğünü sever derken bildikleri bir şey vardır büyüklerin.

Kaçamak değildir aşkın adı, neden, kimden kaçılsın ki?

Seviyorsanız bunu herkes bilse ne olur ki?

Ve yaşam, çimlerin üstüne sırtüstü uzanıp gökyüzüne baktığımızda görebildiğimiz kadardır.

Gözümüzün gördüğü ve ruhumuzun hissedebildiği kadardır dünyamız.

Gerisi bizim değil...

Aşkın adını kaçamak yapanların hesabı görülmelidir.

Yakalanıp müebbet hapse atılmalı, karanlık zindanlara sürülmelidir.

Gün ışığı ise dostluğu arayanların olmalı....

Aklıma düşüyordun ansızın aşk deyince.

Hiç çıkmamak dileğiyle karşılık veriyordun mektuplarıma.

Öyle olsun sevgili...

Geleceğin güzel günlerine adına..

Öyle olsun...

Bu öykümde sana olsun...

(2006 )

Yazar:  Mustafa Çifci- www.mustafacifci.com

 Not: Bu eser Mustafa Çifci’nin kitabından alınmıştır. Telif hakkı yazarına ait olup, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında her hakkı saklıdır. Yazarın yazılı izni alınmadan kopya edilmesi, çoğaltılması, dağıtılması, özet olarak belli bir bölümün başka yerlerde yayınlanması yasaktır.

 
Toplam blog
: 297
: 523
Kayıt tarihi
: 16.04.13
 
 

Yazılarında insanı derinden etkileyen yoğun bir duygusallık, hüzün, karamsarlık ve yalnızlık vard..