Aşka Mektuplar

İnce Saz/ Firari

( https://www.youtube.com/watch?v=-5CRXpzlWIM ) 

08.11.1950/İstanbul

’Süresi meçhul şu ömrümüzde,
Varlığı şahaneniz her daim şükür içimde
Hayaller gerçeğe bürünürken sessizce
Tükensin ne çıkar! Bu hayat sevgimizle…’’

Bir sihir gibiydi gelişiniz. Solgun ve sakin bir sonbahar sabahını şahane pırıltılar saçan bir yaz sabahına çevirdiniz.

O sabah ki; henüz kimse dokunmamış, ilk gören gözler biziz. Kimse koklamamış havadaki sarhoş edici yaprak, yağmurdan ıslanmış toprak kokusunu. O ses ki; belki çok tanığı yok bu sabah, gök kubbeyi çınlatan ‘’ Ezan-ı  Mukadder’’…  Tıpkı bunlar gibi muazzamdı gelişiniz de. Sabahın hediyesi, ben günahkâr kuluna neyin lütfu olduğunu bilemediğim.

Uzun bir özlem içinde bıraktığınız ruhum, yüreğim, bedenim artık size kavuşmuş olmanın mutluluğu içinde..

Ah! Kavuştuğumuz o an ne söyleyeceğimi bilemeden baktım gözlerinize, ben oradaydım işte. Saklamıştı bakışlarınız beni çok derinlerde.. Siz baştan sona bana kesilmiştiniz ben size…

Durdu zaman o anda, şimdi kainat hala o kavuşma anında.. Geçip gittiğini düşünüyor herkes zamanın, ne yanılgı içinde!

Bırakalım hayatın, ellerinden kayıp gittiğini düşünsünler acımasızca.

Bırakalım bilmesinler gözlerinizde yok olmayı seçerken ben; kainatta bıraktığı tesiri bu aşkın.

Ben sizle erirken onlar var olmayı bilsinler yarınsız saatlerde…

Artık dönüşü yok! Gönlüm avuçlarınızda, saklayın onu sonsuza kadar…

Varlığınızla yeniden şereflenmek arzusu ile..

Kalbimin, ruhumun hissettiğine…

Tenimi yakan hasretinizle, özlem dolu sevgiler...