Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşka sarılmak

Aşka sarılmak
 

İçinde fırtınalar neden kopar ki insanın? Kendi denizindeki dalgalar adam boyu olur da neden yüzüne yüzüne vurur? Bir bakışın taşıdığı zirveden düşmek midir bakıp da görememek? İçine sevdiğinin kokusunu doldurmak isterken, avucunu koklamak değil de nedir bu hal? Sevdiğinin gözlerini, ellerini, saçlarını, boynunu, dudaklarını, avucuna sinmiş kokusunda aramak, kahreder insanı. Bir yumruk düğümlenir boğazına, kocaman bir yumruk. Yutmak istersin, yutamazsın. Çıkmaz da mübarek, çıkmaz ki rahatlayasın.

Göz pınarların bir basınçla dolar birden, sıkarsın kendini, akmasın şimdi dersin gözyaşım. Dersin ama asıl istediğin, ne kadar varsa akmasıdır oysa. Serde erkeklik var, ağlayamazsın. Uluorta bağıra çağıra ağlamak gelir içinden, koşmak, koşmak, koşmak gelir bilinmeyen bir yöne, mütemadiyen koşmak gelir içinden, ama nafile, çakılır kalırsın yerinde.

Burnunda tüter sevdiğin, bir koşu varacak yerdesin, gidip koklayamazsın. İçine çekemezsin kokusunu şöyle doya doya. Sesini duymak istersin, kulaklarından girip içinde bayram coşkusu yaşatsın istersin, sesini duymak bile imkansızlaşır.

Yanındayken sevdiğin, dünya umurunda değildir. Dünyan o’dur. En güzel şarkıları varlığında dinlersin, hatta kalbin en güzel şarkıları ona yazmaktadır. En güzel şiir odur, tanrı yazmıştır onu, mest olursun okudukça. Deniz kokar sevdiğin bazen, bazen de en güzel kır çiçeklerinin kokusuyla bir olur, dolar içine. Kimi zaman bulutsuz bir gökyüzü, kimi zaman da en güzel yağmurları taşıyan bir bulut olur yağar üstüne, ıslatır seni bir yandan içini ısıtarak. Dudaklarında dünyanın en güzel meyvelerinin tadını bulursun. Gözleri, bir bayram sabahının serinliğini yaşatır, hep anlatılan o eski bayramların sabahı. Nedensiz sevinçlerle doldurur içini, bayramdır işte, başka neden aranmaz.

Sarılırsın, çok sevdiğin bedene sarılırsın ama bir bedende kalmaz sarılma. Asıl mutluluk hissi, ruhunu sardığını düşünmekle doğar içinde, kış sabahının sıcak güneşi gibi. Göğsün açılır kansız ve acısız, yüreğin yarılır sancısız, alır içine koyarsın kollarınla onu, en mutena köşesine yerleştirirsin yüreğinin. Sardıkça kolların daha bir yerleşir içine, içindeki köşeye. Daha bir sararsın, hapsetmek istersin içinde o güzelliği. Kolların en güçlü kıskaç olmak ister, ellerin en kuvvetli kafes. Yüreğin sığmaz olur içindekilerle göğüs kafesine. Dar gelir bulunduğu yer, çırpınır deli bir heyecanla.

 
Toplam blog
: 88
: 912
Kayıt tarihi
: 26.07.06
 
 

1969 yılında Tarsus'ta doğdum. İktisat Fakültesi ve Su Ürünleri Fakültesi mezunuyum. Amatör olara..