Asker mektubu(!)

KAZDIĞIN TARLA ÜRÜN VERMEDİ, GELDİĞİNDE YİNE KAZ...(!?)

Eski geleneklerimizdendir; bir baba, babasının yanında çocuklarını sevemezdi...Nedendir, bilinmez ama ayıp sayılırdı... Eşi ile ise, yan yana bile oturmazdı... Belki de saygıdandı.

İşte böyle örf ve adetlerin yaşandığı toplumumuzda, askere giden gençlerimiz de, eğer evli iseler, doğrudan eşlerine mektup yazamazlardı; eşleri de onlara...

Askerdeki gençler de, bu nedenle, eşlerinde, çocuklarından ve ev hallerinden haber almak için mektupları babalarına yazardı... Bu konulardaki bilgileri de, askerdeki oğullarına babalar yazardı...

x       x       x

Bu tür geleneklerimizin henüz azalmadığı dönemlerde -özellikle kırsal kesimlerimizde- bir gencimiz askere gider... Ancak bu gencimiz, askere gitmeden 15-20 gün önce evlenir...O sıralarda, askere gitme öncesi evlenmeler, yine kırsal kesimlerde çoğunlukla olurdu...Amaç, askerlik süresi içinde yavukluların başlarının bağlanması idi...Ne olur, ne olmaz diye...

Bu gencimiz aradan bir iki ay geçince, eşinin durumunu öğrenmek ister... Mektubu babasın yazmak zorunda olduğu için, konuyu babasına nasıl açacağını bilemez...Sonunda aklına güzel bir fikir gelir ve babasına şöyle bir mektup yazar :

Ey mektup, güzel mektup,

Bütün köyü dolaş da gel,

Bir idik, iki olduk,

Üç olduk mu bak ta gel...

Baba, askerdeki çocuğunun ne demek istediğini hemen anlar ve şu cevabi yazar oğluna...

Ey oğul, güzel oğul,

Mektubun geldi bu yaz

Böyle mektup sıkça yaz,

Ektiğin tarla nahsül vermedi

Geldiğinde yine kaz...

Seçim sonrasında, sevinenleri güldürür; üzülenleri ve kızanları da biraz gülümsetir diye yazdım bunu...

cdenizkent