Asker sayısıyla övünmek

Eski çağlarda insanlar arasındaki ilk mücadeleler taş ve sopa gibi ilkel silahlarla yapılmaktaydı. Zamanla insanlar ağaç parçalarını, madenleri şekillendirerek kendilerine yeni silahlar yaratmışlar ve böylece ilkel teknoloji ürünü diyebileceğimiz ilk silahlar ortaya çıkmıştı. Mızrak, yay, ok, kılıç insanların hem avlanmalarında, hem de doğada egemen duruma gelmelerinde etkili olmuştu. Ama bu silahlar birbirlerine karşı verdikleri mücadelelerde de en önemli savunma aletleri olmuştu.

Asırlar geçtikçe medeniyetler gelişti. İnsanlar için faydalı olabilecek her şey geliştirilirken, milletlerin birbirleri üzerinde hakimiyet kurmaları için gerekli olan herşeyin de icat edilmesi kaçınılmaz oldu. Çoğu kez devletler bunu savunma amaçlı yaptıklarını iddia etseler de bazen açıkça tahakküm, işgal, istila niyetiyle yaptıklarını söylemekten çekinmemişlerdir.

Sultan II.Mehmed'in Bizans surlarını yıktığı meşhur topun icadı İstanbul'u Türklere kazandırmıştı.Barutun ateşli silahlarda kullanılması da mertliği bozmuştu ama sahip olanı da hakim kılmıştı. Türkler İstanbul'u topla kazanmıştı ama kılıçla üstün gelen Türkleri Avrupalılar karşısında yenilgiye sürükleyen en önemli faktörlerden biri de ateşli silahlar olmuştu.

İlk dünya savaşı eskisi gibi meydanlarda mertçe değil, siperlerde namertçe yapıldı. Artık savaşlar dolaylı olarak değil, doğrudan sivilleri de etkilemeye başlamıştı. Eskiden siviller savaşlardan maddi, manevi olarak etkilenir ama çok az sivil hayatını yitirirdi. II.Dünya Savaşı ise tüm Avrupa şehirlerini yerle bir edecek ve milyonlarca sivilin hayatına mal olacak silah teknolojisinin kullanıldığı bir dehşet manzarasına sahne oldu.

21.yy.'da ise devletler o iki büyük dehşet savaşından bile daha vahim sonuçlara yol açacak, hatta belki de insan yapımı bir kıyamete sebep olabilecek silahlara sahiptir. Atom bombasının üretilmesinde katkısı olan ünlü bilim adamı Albert Einstein II.Dünya Savaşı bittiğinde belki de ABD'nin Hiroşima ve Nagazaki saldırılarından dolayı o meşhur sözünü söylemişti; "üçüncü dünya savaşının nasıl olacağını bilemem ama dördüncüsü taş ve sopalarla olacaktır". Yani nükleer bombalarla yapılacak savaş, asırların birikimi olan medeniyetleri yerle bir edecek ve insanlar adeta ilkel çağlara dönecektir. Tabii ABD, Rusya, Çin ve Hindistan birbirlerine saldırmak gibi büyük bir hataya düşerlerse.

Peki Türkiye düşman saldırılarına karşı yeterli savunma gücüne sahip midir? Türkiye'nin herkesin övündüğü yeterli asker sayısı savaşlarda zafer getirebilir mi?

Ordudaki asker sayısı ile kıyaslama yapıldığında Türkiye dünyada ilk sıralarda yer almaktadır. 720.000 muvazzaf askerle 6.sıradadır. Ancak bu sayı Türkiye'nin kendisinden çok daha az asker sayısına sahip 170 küsur devletin hepsiyle mücadele edebilecek gücü olduğunu kanıtlar mı? Hatta 2,5 milyonluk muvazzaf asker sayısıyla dünyada ilk sırada yer alan Çin, ABD ve Rusya ile olası savaşta üstün gelebilir mi? Elbette Çin'in sahip olduğu silahları, nükleer teknolojiyi inkar edemeyiz ama ondan daha ileri teknolojiye sahip iki devlet karşısında yenilmesi kaçınılmazdır.

Sorarım size 1 milyarlık ordunuz olsa da çağın en yeni teknolojik silahlarından yoksun ne yapabilirsiniz? Bu durumda savaşa hazırlıklı olduğunuzu, herhangi bir tehdit karşısında vatanınızı müdafaa edebileceğinizi iddia edebilir misiniz? En yeni teknolojik silahlara da sahip olduğunuzu varsayalım. Bu silahları, uçağınızı, tankınızı, topunuzu, askeri gemilerinizi size başka bir devlet verdiyse, siz bunları kendiniz üretmediyseniz o silahları düşmana karşı etkili bir biçimde kullanabilir misiniz? En önemlisi müttefik sandığınız ve her daim itimad ettiğiniz devletlerden aldığınız bu silahlar, o güvendiğiniz devletlere karşı size savunma imkanı verebilecek mi? Maalesef bu kesinlikle imkansız. Çünkü o devletler programladıkları askeri uçak, helikopter ve gemilerin kendilerine karşı kullanılması durumunda savunma mekanizmasını da kurmuş durumdalar. Olası dünya savaşının en büyük failleri ABD ve İsrail Türkiye'nin iki büyük silah üreticisidir. Dünya savaşı da gelişmelerden anlaşıldığı kadarıyla bu iki devletin müslümanlarla çatışmasıyla olacaktır. Bu durumda Türkiye ya ABD safında olup müslümanları katledecek  ya da karşı safta olup ölüm fermanını imzalayacak.