Aşkı yaşamak

Düşünüyorum da;

Günümüzde, sevdiğine sonsuz sevda şiirleri yazan, sevdanın adını sevdiğinin adı koyan, zamana, mekâna, her şeye bu sevdanın gücü ile meydan okuyan, sevdanın adını mantık değil de gönül fırtınası koyan kaç genç, kaç sevdalı yürek, aşk mabedinde sevdiğinin adını bir dua gibi söyleyen kaç âşık var…

“Biz aşkı yaşayalım, aşkımızı yazacak birileri mutlaka bulunur “düşüncesinde olan kaç âşık var biliyor musunuz?

Kaç âşık var, karanlık olarak olarak gördükleri dünyayı sevdaları ile aydınlatmak isteyen.

Kaç sevdalı yürek var, sevdiğinin yüzünde sabah güneşi olmak isteyen.

Var mı hala bir bedende iki can, iki ruh olan âşıklar.

Var mı hala sevdiğinin gülüşünde kahkahanın sesi olan, neşenin adı olan sevdalılar.

Var mı hala , “yılların sevdiğinin saçlarını ağartarak değil de okşayarak geçmesini “ isteyen âşıklar.

Var mı hala sevdiğinin elindeki kır çiçeğinin rengi olmak isteyen duygu yüklü sevdalılar.

“Bana güzeli tarif et dediler, gözlerim ona baktı ve sustu”misali, gözleri sevdiğini gördüğünde başka güzeller bulunmadığını söyleyecek kaç âşık var günümüzde.

Sevipte kavuşmasa dahi;

“Özlerim deli gibi, Hasret sarar içimi, Sen de sevmiştin beni, Evvel zaman içinde”  diyebilen kaç tane evvel zaman aşığı var günümüzde.

Yaşadınız mı, aşkın ölümsüzlüğünü, yaşadınız mı evliliğin aşkı öldürmediğini.

Yaşadınız mı aynı şehirde sevdiğinizle aynı havayı soluyarak mutlu olmayı.

Yaşadınız mı sevdiğinizin elinden tutarken kendinizi unutmayı ve ona iki çift sevda sözcüğü söylemeyi.

Sevda sözcüklerini telefonda değil de haykırarak yüzüne karşı söylemeyi denediniz mi?

Öyle bir aşk yaşayın ki sevgili gençler, aşkın olduğu her mekânda sizin aşkınız konuşulsun, aşkın yaşandığı her mekân aşkınızın mabedi olsun.

Yıllar sonra geriye dönüp baktığınızda yaşanmış bir aşkınız olsun.

Yıllar saçlarınızı ağarttığında bile siz ilk gününüzün heyecanını yaşayın.

Yeni bir yazıda buluşmak dileği ile…