Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşksızlıktan sınıfta kal!

Aşksızlıktan sınıfta kal!
 

Aşk acısı çekmek değil de aşkı bulmak mesele artık… Neden bu kadar korkulur oldu birlikteliklerden, sevmekten, sevilmekten… Bir düşünelim Türk filmi tadında hayal kurmadan kimler vardı yirmili yaşlara, kimler susarak konuşmadı ki hayali aşklarıyla ve yahut kimler dertleşmedi kalabalıktaki yalnızlıklarıyla…

Tek bir yaprak bile varsa dalda adı umuda açan çiçektir, çünkü o ayazda ki arının balına özdür ve hatta ağacın kesilen dalından yaşama sakladığı son sözdür. Pekiyi aşka umut bağlayan kaldı mı? Son yaprak kuruyalı kaç nesil geçti, fasılın tadından anlayanların sözlü yeli kaç devir öncesinde esti. Bilen var mı, bilen bildiğine şaşmaz mı? Pekiyi eski aşklar hikayeden öteye aşmaz mı?

Zamanın gençlerine sormak ne acı. Nerede o temiz, saf beklentilerin en büyüğü olan kırmızı kiremitli, bahçeli evden ibaret hayaller. Ve asla gerçekleşmeyecek, gerçekleşmese de hayal sahibini mutsuz etmeyecek olan o hayallerin masalımsı aşkının devri. Şimdi yaşayan var mı aşkı, doğuma hazırlanan annenin doğurduğuna pişmanlık duymadan çektiği sancıyla ya da ecelin fani bedenlere ilk dokunuş anında ki bilinmezin, belirsizin verdiği korkuya eşitlenebilir tat da.

Aşkı, Urfa isotu acılığında yaşamasa da insan, o aşkla, sevgiyle ömür senaryosuna da, parmak halkasına da yazmalı kahramanın adını. Öyle ki tersine işletmekteyiz evlilik kurumun kuruluş aşamasını. Günümüzde zor varılan evlilik kararından kolay vazgeçilir oldu. Oysa eskiden kolay evlenilir zor boşanırdı aşk ile birleşenler. Seksenlerde, Amerikan dizilerinde seyrettik yirmi yıllık evliliklerin nasıl başarıldığının sorgulanışını, ne yabancı gelirdi değil mi? Anlayamazdık, çoğumuzun ailesinin uzun soluklu evlilikleri devam ederken…

Sosyalleşmek yerine soyutlaştıkça hayattan, aşkın varlığını yoklukta satılığa çıkardık… Ve maddiyata maneviyatı ne çabuk sattık… Sorunda burada başladı sanırım, kariyer hedeflerken kumarda kazanıp aşkta kaybettik çünkü biz papatya falıyla sevgiler sınadık… Gerçekte şansa kalmasın diye hayatımız ev, araba ve paralı sevgili aradık. Bulduklarımızda şevkati verdiğimiz kadar aldık… Bir iken iki olmak kolay değildir hele kendi kuvvetini, başarını sınamak varken insanoğlunda… Güçlü, ayağı yere basan gençlerden, mutsuz birliktelikler çıkmak zorunda değildi elbet ama önce kaldığımız yerden sevmeyi öğrenmek gerek… Tabi bunu yürekten istemek gerek… Hadi isteyenler ellerini kaldırsın. Geri kalanlar hayat okulunda mutluluktan sınıfta kalsın...

 
Toplam blog
: 76
: 1458
Kayıt tarihi
: 25.03.07
 
 

1976 yılında Iğdır'ın Tuzluca ilçesinde doğmuşum... 8 yaşımda göç ettiğim bu ile bir daha hiç git..