Aşkta bağımlılık mı bağlılık mı?

Bağımlılık bir maddenin, kişinin, duygunun "köle"si olmaktır; "o" olmadan yapamamaktır.

Sevgili Bağımlılığı

Böyleleri sevgileri yanlarında olmadığı zaman, kendilerini felçli bir hasta gibi hisseder; sanki dünyadaki oksijen kaynakları tükenmiştir.Onlar için sevgili nefes almak gibidir. Sevgilileri olmadan hiçbir iş yapamazlar, alışveriş edemezler, yemek yiyemezler. Yaptıkları her hareketten attıkları her adımdan sevgililerini haberdar ederler aynı eyleminin iki mislini sevgililerinden beklerler. Bu tür ilişkiler aşkı kısa sürede yıpratır. İşin ilginç tarafı bağımlı olunan kişi bu ilişkiyi bitirdikten sonra yine aynı türden bir sevgili bulur kendine. Buna psikolojide bağımdaşlık denir.

Bağımlılığın temel olduğu aşk ilişkilerinde görünürde karşı tarafa tabi olmak varsa da aslında karşı tarafın tabi olması isteği vardır. Çocuk kendisini emziren anneye bağımlı gibi görünse de aslında sürekli ağlayarak annenin kendisine bağımlı olmasını istemektedir. Bu durumun kılıfı da aşk ilişkilerinde "Biz ruh ikiziyiz." cümlesidir. Bu ruh ikizi mevzuunda ikizlerden biri yöneten, biri yönetilen rolünü benimser. Böyle ilişkiler toplumda çoğu zaman ideal ilişki olarak lanse edilir; çünkü sürekli bir kontrol mekanizması vardır. Bağımlı olan sevgili öyle bir hale gelir ki sevgilisini aldatırken bile bunun için izin almayı düşünür.

Madde Bağımlılığı:
Sigaraya, uyuşturucuya, kolaya...

Örneğin sigara içilmeyen bir ortamdaki sigara bağımlısı yarım saat sonra kıvranmaya başlar; toplantının bir an önce bitmesini bekler, dışarı çıkar çıkmaz sigarasını elleri titreye titreye yakar; sigaradan derin bir nefes alır. İçindeki ağlayan çocuk annesinin memesine ulaşmıştır. Önce memeyi yutarcasına emer, sonra sakinleşir.

Uyuşturucudan hiç bahsetmeyelim.

Aileye Bağımlılık

Kimi aileler çocuklarını öyle bir yetiştirirler ki çocuk elli yaşına gelse de annesinin kınalı kuzusudur. Kıyafet alınırken, arkadaş seçilirken, hatta biriyle duygusal ilişkiye girilirken ailenin onayı alınır. Çocuk eve geliş - gidiş saatlerini, arkadaşlarıyla gittiği mekanları ailesine bildirmekle yükümlüdür. Böyle çocuklar sık sık hastalanır, aşık olur, ayrılır ya da hiçbir ilişki yaşayamaz. Bu çocuklar sürekli ailenin korumasında olduklarından özgüven problemi yaşar .Üniversite sınavına girdikten sonra başka şehirde okumaları için izin çıkmaz, gerekirse borçlanılır, ev satılır; çocuk özel okulda okutulur.

Ailesine bağımlı olan insanlar, aileleri uğruna, deli gibi sevdikleri aşklarını terk eder, sevmedikleri kişilerle evlenebilir. Ailenin onayladığı bir işte çalışır. Böylece ailesine karşı vefa borcunu öder. Bu türden insanlar aslında ailesini sömüren birer asalak olarak topluma salınır. Onlar bu alışkanlıklarını işte, okulda ve aşkta devam ettirirler.

İnsanın madde, sevgili bağımlılığından kurtulması mümkündür; ama aile bağımlılığından kurtulması çok zordur.

Öğretmen Bağımlılğı

Böyle öğrenciler için bazı öğretmenler birer ilah bazıları ise fostur. Matematiği en iyi "o" anlatır, gerisi hikayedir. Aslında burada öğretmen ailedeki annenin ya da babanın rolünü üstlenir, çocuğun tek başına öğrenmesini engelleyerek öğrenciyi kendisine tabi kılar; böylece kendini yüceltir. Böyle öğrenciler: "Konuyu sınıfta çok iyi anlıyorum; ama sınavda yapamıyorum."cümlesinin arkasına sığınır. Böyle öğrenciler öğrenim hayatlarının büyük bölümünü özel dersler alarak sürdürür, özel okullarda okur...


Günah Çıkarma Bağımlılığı

Bazı insanlar yaptıkları her hareketi açıklamak ister, bizim onlardan öyle bir talebimiz olmasa da saatlerce kendilerini anlatırlar, yaptıklarının gerekçelerini bir senaryo halinde sunup bizim de o senaryoda rol almamızı isterler. Onları buna yönelten en önemli faktör suçluluk duygusudur.


Konu dağılıyor...

Farkında olmadan konuyu epey dağıttık, aslında bu yazının konusu aşta bağımlık mı bağlılık mı idi; ama biraz dağıttık. Affola..


Aşkta Bağımlılık mı Bağlılık mı?

Tabii ki bağlılık ...
Niye mi?

Yukarıda anlattıklarımın hepsi aşkta geçerli de ondan...