Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşkta yanlış mesaj

Aşkta yanlış mesaj
 

Sahiplenmek ya da sahiplenilmek sevginin belirtisimidir? Sahiplenmek ya da sahiplenilmek sevgiyi besler mi,yoksa tüketirmi? Çoğu insana göre sevgide sahiplenmek gayet doğaldır. Sahiplenmek, sahip olmak, benim demek. sahip olduğun şey sana aittir,senindir. Sahiplenmekte ego vardır. Ben vardır. Bana ait vardır. Hangi insan bir eşya gibi bir başkasına ait olmak ister ki?
Sevgi , aşk başka birşey. Sahiplenmeyi ya da sahiplenilmeyi zorunlu kılmayan, egoları devreye sokmayan, kıskançlığı ve huzursuzluğu doğurmayan bir şey. Benim için mutlu olmamalı karşımdaki ya da benimle mutlu olmamalı. Gerçek sevgi başka bir şeydir. Ben değil, biz dir. Biz varız. Bizim ailelerimiz var. Ben mesela sadece sevgilime ait birimiyim? Sadece sevgilime ait olabilirmiyim? Ben anneme de aidim, babama da aidim, kardeşlerime ve hatta yakın dostlarıma ve hatta sevdiğim diğer pek çok insana da aidim.
Sevgi ve aşk başka birşey. Sevgi ve aşk paylaşım. Ortak yaptığımız , ortak bir yaşantımız olacak elbette ki aşkımızla, aşık olduğumuz insanımızla. Bu demek değildir ki esaret zincirleri de boyunlara takılacak.Elbetteki aşık olunca kendinizi bağımlı hissedersiniz ve ait hissedersiniz.Siz kendinizi bağımlı ya da ait hissediyorsunuz diye karşınızdakinden de aynı şeyi taleb etme hakkımıdır aşk?
Eğer böyle ise, sonun başlangıcı demektir. Sahipenmek ya da sahiplenilmek ayrı bir şeydir, ait hissetmek ve bağlanmak ayrı bir şey.Sevgi bağlılıktır. Sevgi ait hissetmedir ama asla sahiplenmek ya da sahiplenilmek olmamalıdır.Siz sevdiğinizi gönül kafesinize hapsetmiş olabilirsiniz? Ama ya o uçmak istiyorsa? Uçmak isteyen bir kelebeğin kanatlarını koparmak sevgi midir? Canilik mi?
Eğer ki sevdiğmin gözlerinde esareti görürsem ya da mutsuzluğu, ölünceye kadar yanımda olsa ne yazar? Ben O'nu gerekirse bir kez göreyim bir daha da hiç görmeyeyim önemli değil. Ama o bir kez gördüğüm anda dahi gözlerindeki kıvılcımı yakalarsam,benim O'nu mutlu ettiğimi hissedersem o bir anlık mutluluk, bir ömür yanımda olup mutsuz olmasından kat be kat iyidir.
Uçmak isteyen bir kelebeğin kanatlarını koparamaz bazılarımız. Sahipleneceğim, kabulleneceğim diye onu doğasından uzaklaştıramaz.Hele hele kelebeğin ömrünün bir gün olduğu düşünülürse. Asıl erdem ve sevgi ise budur.
Böylesi bir özgür bırakma bazen yanlış mesajlara neden olabilir hayatta. İşte bu da bir tehlike.Karşınızdakinin insan olduğunu düşünüyorsunuz.Empati kurmaya çalışıyorsunuz.Vermek istediğiniz mesajı atıyorsunuz ortaya, sinemaya gitmek istediğinizi söylüyorsunuz mesela,karşı taraf ise arkadaşları ile evde televizyon seyretmek istiyor, siz de "sen de gel sinemaya "demiyorsunuz karşı tarafın planını duyduğunuzda sevdiğinizin tercihinin o olduğunu düşünüp hoşgörü gösteriyorsunuz,O da size "sen de gel bizimle televizyon seyret " demiyor,siz de"O halde ben de sana geleyim televizyon seyretmeye" diye bir talepte bulunmuyorsunuz belki akşamı arkadaşları ile geçirmek istiyor diye.Olay ortada kaldı. Siz kendi arzunuz doğrultusunda sinemanıza gidiyorsunuz. Karşı taraf evde arkadaşları ile televizyon seyrediyor.Olması gereken de bu bence.Eğer ortada gerçek sevgi var ise de burada kimse kimseyi diğer tarafa uyum göstermedi diye suçlamaz ya da olay kritiği yapmaz.Gerçek sevgi de bunu gerektirir zaten.
Eğer ki karşı taraf "Sen sahiplenmiyorsun, sahiplenilmek de istemiyorsun!" gibi bir yorum yaparsa bu ve buna benzer olaylara dayanarak, burada yanlış bir anlaşılma vardır. Karşı tarafı kendi özgür iradesi ile vereceği seçeneklere bırakmak sahiplenmemek değil asıl sevgidir. Talep var ise paylaşım ve alış veriş olur. Talep var ise yardımlaşma olur.Talep var ise birlikte vakit geçirme olur. Talepsiz kalınıp oturulup beklenilirse ,birşeylerin ayağına gelmesi, bu ne sahiplenmetir ne de sahiplenilmek. İçinde özgürlüğü,empatiyi,saygı ve güveni barındırmayan hiç bir şey sevgiyi de barındırmaz.
Gerçek aşk , zordur.Gerçek aşk fedakarlıkların en büyüğünü yeri geldiğinde vazgeçebilmeyi gerektirir.Gerçek aşkın bedeli ağırdır. Gerçek aşk sahiplenmek ya da sahiplenilmekten değil , ne kadar ait, ne kadar bağımlı hissedersen hisset vazgeçebilemekten, yeri geldiğinde yüreğini koparıp atabilmekten geçer.Gerçek aşk özgürlük ve fedakarlıktan geçer.Gerçek aşk, bazen, her ne kadar acıtsa da,her ne kadar acısan da uzakta kalıp boynu bükük, yüreğin yana yana sevdiğinin mutluluğunu seyredebilmekten geçer.İşte bu yüzden aşk ilahidir.İşte bu yüzden aşk tanrısaldır.Tanrı ise her kulunu kayıtsız şartsız,koşulsuz katına kabul eder.

 
Toplam blog
: 167
: 1867
Kayıt tarihi
: 20.04.07
 
 

01/06/1967 Rize/fındıklı doğumlu olmama rağmen doğum yerimi hiç görmedim. Türkiye'nin hemen her ilin..