Aşkta yaş farkının önemi var mı ki?

Aşkta yaş farkının önemi var mı ki? 

Kendi sorduğum soruya, kendi adıma, hemen, ilk kendim cevap vereyim; istersen güzel okuyucum... 

Sorduğum kendi soruma, kendi cevabım: 10 yaş... 10 yaş büyük de olabilir sevgilim; 10 yaş küçük de... Genel geçer kurala göre, erkeğin büyük olması kabullenilip, kadının büyük olması yadırgansa da; adalet, her iki yana da eşit şans vermeni gerektirir.Tabi eğer, yüreğinde gerçekten adalet duygun varsa... 

Bir kadını öperken hiç yaşını düşünmedim ki ben... 

- Hımmmm! Bu, 28 yaşında... Elma şekeriymiş dudakları!... Bu mu? Bu... 45'İinde... Boşver sen şimdi bu, zamanı geçmiş hatunun duygularını... 

Hiç benlik değil canım bu cümleler... Hiç tarzım değil, şekilci yaklaşımlar... Hele de konu aşksa... 

Çünkü ben, kadınımın öperken yaşına değil, bana ne hissetirdiğine bakarım... Ve de ben onu öptüğümde, ruhunda, bedeninde çakan kıvılcımlara; kadınımın... Duygu ne kadar gerçek?... Dokunuş ne kadar isteyerek?... E, boşuna mı yazdık kardeşim - KADINA YAŞI NE GAM - diye?... Bilen bilir... 

Elbette fiziksel beğeni ve beklentilerim var benim de; kendi zevkimce... Ama şunu gördüm ve öğrendim ki kadında... Kadın, şarap gibi... Yıllandıkça tatlanıyor. Önce kendi bedenini sonra da partnerini çok daha fazla tanıyor ve mutlu ediyor. 

15 yaş, 20 yaş fark benim ölçülerimle de fazla olsa da... Aşk bu... Büyük söze, bol keseden atmaya gelir mi hiç? 

Arada çok büyük yaş farkları olduğunda, çoğunlukla, en temel belirleyici faktörün para olduğunu ben de biliyor ve gözlemliyorum... 

Ama benim bahsettiğim, zaten bu durum değil ki; güzel okuyucum. Sana da, kendime de, sırf arada 8 - 10 yaş fark var diye aşılmaz duvarlar örmek aşka, geçilmez barikatlar kurmak sevdaya, kendi kendine; doğru mu? diyorum. Aşka hiç şans vermeden, sırf yaşa takılmak, sence de doğru mu? Yeteri kadar adil mi; senin ölçünle de, güzel okuyucum? 

Etrafımızda, hayatımızda, binlerce mutlu örneği varken, aşıkların kendisinin de, sırf yaşı öne sürmesi, aşka da, o aşkı yaşayacak olanlara da, aşkın gerçek felsefesine de aykırı değil mi? Haksızlık değil mi? Sence de aşk bu kadar basit bir şey mi? 

Kapıdan çıktığında, trafikte, işyerinde, sinemada, kısacası her yerde ya da herhangi bir yerde, ne zaman?, nasıl?, neden? aşık olacağın bir matematik probleminin çözümü kadar belli, net ve kesin mi? 

Aşk, böyle saçma sapan kuralları kabul eder mi? Aşk her zaman ve her yerde, kendi oyun kurallarını dayatır. Sen daha bunu öğrenemedin mi? 

Ben öğrendim ve size diyorum ki: 

Eğer ortada gerçek bir aşk varsa, ne yaşın, ne sosyal sütatünün, ne de paranın, pulun, hesabı, pazarlığı yapılır. En azından benim inandığım doğru budur. Haaa... Birileri eline kağıdı kalemi almış: 

- Onun yaşı ne? Benim sosyal sütatüm ne? Hangimiz daha çok para kazanıyor? diye parmak hesabı yapıyorsa eğer... 

Orada, zaten, ne aşk olur; ne tutku... Ne sevda kalır ortada; ne ihtiras... Ona da benim söyleyecek sözüm olmaz. Çünkü ben, aşkın adamıyım.; paranın pulun değil canım!