Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '09

 
Kategori
Tiyatro
 

Aslan Şekspir

Aslan Şekspir
 

Aslan Şekspir’deydim. İzmir’in genç tiyatrolarından Tiyatro Oyun Kutusu’nun bu sezonki üç oyunundan biri. Phedra’nın Aşkı, Misery Öldü derken fazla etkileyici sahneli “in yer face” tiyatroya alıştırmıştım kendimi.

Klasik tiyatrodaki oturma düzeniyle çok da klasik olmayan bir sunum izledik.

Yazan, yöneten hem de oyunculuğu ile oyuna katkı koyan Serdar Saatman kurguyu fazla abartmış olmalı. Yetişkinlerden ziyade çok küçüklere hitap edecek, yer yer sıkan ve güldürmesi gerekip güldüremeyen sahneler izledik.

Komedi oyununa gidip Yalın’ın aşk şarkıları ile sahnede oynayan bir grup oyuncu ile karşılaşmak şaşırtıcı oluyor haliyle.

Oyunun başında fuayede tüm izleyicilerle yapılan anket oyunun konusunu az çok ortaya koydu. Oyunun oynanması esnasında seyircilerin anketlerinden kesitlerle oyun renklendirilmeye çalışıldı.

Başarılı da oldu aslında! İntikam üzerine söylediği cümleyi sahnede bire bir yüksek sesle başkasının ağzından duymak kimin hoşuna gitmezki?

Neyse fazla uzatmadan oyunun konusuna döneyim.

Bir grup tiyatro sevdalısı genç Shakespeare’nin “Venedik Taciri” adlı oyununu sergilemek isterler. Bu süreç içinde de gerçekle oyunu; oyunla gerçeği birbirine karıştırırlar. Bir yandan Shakespeare karakteriyken, bir yandan da kendileri oluverirler. Günlük konuşmayla, şiirsel konuşmalar birbirine karışır. Oyundaki mekân, yer ve zaman değişiklik gösterse de kişileri yüzlerce yıl öncenin günümüze adapte edilmişleridir. Tıpkı oyunun bugünkü prototipidir oyuncular. Geçmişle şimdiki zaman birbirine karışır. Bu karmaşa içerisinde de izleyiciyi, güldüren; ancak bir o kadar da düşündüren olayların içine dâhil ederler. Bu nedenle seyirci bir dakika bile boş durmaz. Yer, yer sorgular. Yer, yer oyunu yönetir... Bu durum seyirciyi dinamikleştirip oyuna hapseder. Kimi zaman Shakespeare karakterlerini, kimi zaman gerçek oyun karakterlerini, çoğu zaman da kendilerinin sorgularlar. Kimi zaman yabancı, dışarıdan gelen olup ezilirler; kimi zaman da oranın sahibi olup ezerler.

Oyuna dâhil olan seyirci oyunun sonunda aslında bütün bu olanların yüzlerce yıl önce de, bu gün de yaşandığının farkına varır. Bir ezendir kendisi. Bir ezilen... Antonio’dur, Shylock’dur, Bassanio’dur. Kısacası bir tacirdir...

Tiyatro Oyun Kutusu olunca umutlu gittim. Ama teknik ve kurgular izleyiciyi kendine konuda anlatıldığı gibi hapsedemedi.

Kendine has bir sunumla bir teknik deneniyor sanırım. Yeniliklere olan önyargım mı bilmem ama çekemedi beni. Başarılar diliyorum.

” In yer face” tiyatro tekniği devam etsin biz hep izleyelim!

Unutmamak lazım beni bu teknikle yine onlar tanıştırdı.

Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU

Abtokmakoglu@gmail.com

 
Toplam blog
: 430
: 2186
Kayıt tarihi
: 18.06.07
 
 

20 Nisan 1989'da İzmir'de doğdu. İlköğretim ve lise öğrenimini Karşıyaka'da tamamladı. 20..