Aslan Sütü

Söz Ali Avaz’ın kaleminden, nota Mustafa Sayan sazından; Sezen Aksu güzel sesi ile yorumluyor!

 “Tanrı istemezse yaprak düşmezmiş, Tanrı istemezse insan ölmezmiş. Sen Tanrı mısın beni öldürdün, Eşime dostuma beni güldürdün “  

Aksu’nun saz arkadaşları sazın perdeleri arasında kusursuz dolaşıyor.

Saz ve söz bir bütün içinde akıp gidiyor…  

Sözlerin derinliği, notanın ritmi, sazların akustiği ve Aksu’nun ustalığı ile bütünleşen müziği dinlerken; başını eline alıp gidiyor insan.

Nereye mi?

Gitmek istediğiniz yere.

Taaa uzaklara, bazen yüksek bir dağın doruklarına, bazen de kıvrım, kıvrım akan bir nehrin vadisine…

Durgun suyun üstünde yüzen bir yaprak gibi, nehrin akıntısına kapılarak; ulaşmak istiyor uçsuz bucaksız kocaman denize.

Belki denizin üstünde yüzen yakamozu avuçlayacak, beklide küçük dalgalar halinde kıyıya vurup kumlarla buluşacak.

Sonra da ıslak kumların üstüne oturacak, kumdan şatolar yapacak, dalgaların onu nasıl yıktığını seyredecek.

Kim bilir?

Hayal kurmanın sonu var mı?

Bazen hayaller kalemin ucundan mürekkep olup A-4 kâğıda akıyor, notalarla buluşuyor.

Sazla sözle karışıp, rüzgârların arasında dolaşıyor.

Sezen söyleye dursun! Biz de yeni kaleme aldığımız Aslan Süt’üne biz göz atalım.

Onun tadına bakalım, koklayalım biraz.

 ASLAN SÜTÜ

Efkârlıyım yine bu akşam

Bulutların üstünde başım

Her yer is ve kızıl duman

Boş yere hayal kurmuşum

Şu karşı yaylaya çiğ düşmüş

Karayel esiyor fırtına şiddetli   

Doğduğu yerde dondu Güneş

Yıldız kaysa buraya düşmez   

Zümrüt yeşili şu koca orman

Kral’ı yok olmamış harman

Bir yudum tatsa az koklasa

Küçük dağlar su dökecek eline

Gelincik tarlasında ayak izleri

Ufak dalga dövüyor Hayal’i

Duman etti eritti koca Deniz’i

Korkuttular hep cehennemle bizi

Ve Aksu’nun Tanrı istemezse yaprak düşmezmiş yorumu devam ediyor.

"Vicdanının sesini dinle bak ne diyor, Senin için bir can, bir can gidiyor…"
İşte böyle, gününüz sazların ritimleri gibi kıpır, kıpır şen ve şakrak aksın!