Aslansa kendine Aslan Ali’ye bile adını verdik o bize ne verdi

Bugüne kadar aslanla ilgili olumsuz hiçbir şey duymadım. Hep övgü, hayranlık; gücün timsali, kral. Çocuklarımıza adını verdik, aslan gibi yiğit güçlü olsun dedik.

Aslan ormanların kralı, biz insanlara doğrudan pek faydası olmaz. Eti yenmez, gönü giyilmez. Niye varlar o bile meçhul. Ama zaten varlığın sebebi sorulmaz, var işte.

Aslanın bize doğrudan değil ama dolaylı yoldan yine de faydası var; ona bakarak azimli, güçlü olmaya çalışıyoruz. Yani bizim için biraz rol model.

Yalnız aslanın bu gücü çabasından ileri gelmiyor, yapısı böyle; aslan gibi bir yapım olsa ben de kral olurdum. Yani aslanın kral olması o kadar önemli değil, karınca kral olsa anlamlı olurdu.

Aslanın varlığı üzerinden yaratılan sanal güce karşıyım çünkü insanlar da öyle olmak istiyorlar; kişi kendinde var olan gücün ötesine geçmemeli. Bu anlamda aslan kötü örnek, sadece hayallerde kalacaksa hayata renk veren hoş bir yanı var yine de.

Aslan avını duymuştum ama niçin avlandığını bilmiyorum. Eti yenmiyormuş, niye ki;  o da et yiyor sonuçta. Avlanma nedeni, yine derisi filamdır ama “bak ben aslan avladım, aslan avcısı” gibi mit’ler olmalı.

Kocaman hayvanları parçalayan aslanın küçücük insana saldırmayışı tuhaf. Şeklini diğer hayvanlara benzetemediği için başka bir şey sanıyor olmalı. Bu arada insanların aslan beslememesi ondan korktukları için. Yine de böyle gözü kara deliler çıkmalıydı, “Aslan besleyen adam” ne sansasyon ama… Belki de vardır, ticari amaçla demiyorum.

Ormanların kralı var da niye kraliçesi yok? O da dişi aslan mı? Yok, o da kral. Aslında yaşamaya çalışan bir hayvancık. İmkânsızlık olduğunda ne o krallık kalır ne de o haşmet. Aslanın aslan olarak kalmasını sağlamalıyız.