- Kategori
- Mavi Yolculuk
Aslında yeşil yolculuk!
Kedisi bize emanet!!
Genel Müdürümüz Afrika’daydı biliyorsunuz! Apar topar döndü geçen sabah!
Hemen yönetim kurulunu toplantıya çağırdı. Apar topar!
Uyuyordum ben!
“Ahmet Bey çok önemli bağlantılar kurdum! Sizi de uykunuzdan alıkoydum ama !”
Ben de apar topar hazırlandım yollandım merkeze!
Toplantı masasında eskiden kek mek bulunurdu, bu günler leblebi çekirdek koyuyorlardı kâselere. Sigarayı bıraktığımdan beri böyle!
Onlar da konmamış!
“Kızım hani çekirdeklerim leblebilerim?”
“Vakayinüvis koydurtmadı efendim!”
“Niye? Sigarayı bıraktığımı bilmiyor mu? Söylemiştim ona hâlbuki!”
O an salondan içeri girdi!
“Ben koymayın dedim. Afrikalılar bir dilim ekmeğe muhtaç, siz leblebi çekirdekle eğleniyorsunuz!”
“Ne eğlenmesi Hocam! Canım sıkılmasın diye yiyorum bunları biliyorsun!”
“Hem yerken dikkatiniz dağılıyor! Anlatacaklarım önemli!”
Konuşurken Nilgün Hanım da girdi salona!
“Müdür hoş geldin! Nasıl gidiyor işler?”
“MuDo’ya ulaşamadım! Sis dağında kayboldu her halde! “
“Yahu bu adama söyledimdi hem! Ovalık yerden evlenemedi de gitti dağdan birini buldu! Kaybolur böyle!”
“Herkes siz gibi değil ki Ahmet Bey!”
“Estağfurullah!”
Döndüm Genel Müdüre!
“Ee, Hocam neler oldu Afrika’da? Yediğin içtiğin senin olsun! “
“Aç döndüm aç! Sanki dalga geçiyorsun sorarken!”
“ Ne güzel işte, rejim yapmışsın! Nilgün Hanım keşke siz de gitseydiniz! Bakın Hocam süzülmüş!”
“Ben halimden memnunum!”
“Ahmet Bey, büyük bir protein açığı var kara Afrika’da!”
“Bizim meyvelerde protein var mı Nilgün Hanım? Varsa gönderelim!”
“Yok!”
Vakayinüvis bir dosya çıkardı çantasından.
“Deniz yosunlarında yüzde altmış oranında protein varmış!”
“Bizde de yüzde altmış su var! Ne ilginç değil mi?”
“Ne alakası var bunun konuyla?”
“Denizde yaşıyorlar onlar protein deposu, biz karada yaşıyoruz su deposuyuz!”
“Konuyu dağıtıyoruz!”
“Ben pek su içmem bu yüzden! Yüzde altmış yeterli benim için!”
“ Hocam konuyu dağıtıyoruz. Afrika’ya eğilmemiz lazım! İnsanlık için en azından!”
“Ne yapabiliriz Hocam? Söyleyin yapalım!”
“Ege ve Akdeniz kıyılarına keşfe çıkalım diyorum. Bakalım yosun cevherimiz ne durumda!”
“Ben gidemem!”
“Nilgün Hanım gitsin! Gidersiniz değil mi Nilgün Hanım?”
“Giderim tabi; niye gitmeyeyim?”
“Deniz yosununu lahana gibi haşlıyoruz, konserve tenekesine yerleştiriyoruz, paketliyoruz. Devlet teşvik de veriyor! Doğru Afrika!”
“Yok ya!”
“Tabi! İyi para kırarız bu işten!”
“Rakiplerimiz duymasın bu faaliyetimizi! Duyurmayalım şimdilik. Mavi yolculuk hikâyesi anlatalım. Öyle bilsinler!”
“Olur!
“Ha; referanduma burada ol Nilgün Hanım! Bir oy bir oydur!”
Gidiyor!
Allah hayırlı eder inşallah!
- Toplam blog
- : 1640
- : 466
- Kayıt tarihi
- : 27.01.07
Doğum tarihim değişmedi ama çok şey değişti bu güne kadar. En başta, dede oluyorum! Evet; şaşırdı..