Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '08

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Assos...

Assos...
 

ASSOS 28.05.2008 17:06

İnsan kendini bildikten ve bulduktan sonra istediği her şeye sahip oluyor…

Kendimle ilk tatile çıkışım bu.Ve tam benim gibiydi. Hiç bilmediğim bir dünya gibiydi. Artık biliyorum. Ne arkadaşlarla uyulması gereken fikirler, ne sevgiliyle hissedilenlerin en iyisinden en kötüsü, ne ses, ne hız… sadece ben..

Ama Assos ‘da benim gibi, kendini bulmuş, yalnız kalmayı göze almış, ne olduğunu farkında bir yer.. Sanki buraya o eskilerdeki bir dizideki kızın yaptığı gibi.. Kızın adı eve ‘di. İşaret parmaklarına dokunup bütün evreni dondururdu. Sanki o kız buralarda bir yerde.. Hayatı durdurabilmiş bir yer burası.. Kuş sesleri dalga sesleri bile kendi seslerinin kısmış gibiler.. uzaktan ve daha yavaş geliyorlar kulağıma.. Gıdıklanıyorum bile.. Kendimi sanki çekilmiş güzel bir manzara fotoğrafını n içinde gibi hissediyorum. Burada hissedilen mutluluk bile sakin sakin işliyor insanın nefeslerine.. Oysa ben mutluluğu coşkulu yaşamayı bilirdim hep.. Ey mutluluk sen bile kaç çeşitsin???

Güzeller güzeli klubemde uyumak için uzanmışken bir tıkırtıyla huzur manzaralı pencereme bakıyorum. Bir sincap tam karşımda ellerini birleştirmiş dua eder gibi bana bakıyor.. 1 dakika bakışıyoruz ikimizde mutluymuşuz gibi.. sonra o işimiz bitmiş, hoşgeldinini demiş gibi tıkır tıkır gidiyor beni gülümsememle baş başa bırakıp..

İnsan bir yıl kadar buralarda yaşasa İstanbul gibi bir şehre dönünce kötülerle baş etme yeteneğini kaybedebilir sanki…

O güçlü olma çabalarının beynimizde tutuğu yer, ağaçların balıkların isimlerini öğrenmelere bırakabilir yerini..

Hayatımda görmediğim yıldız yağmurlarını gördüm. hani gayet fazla tatil yapmış biri olarak ve güzellikleri farkında olmayı kendine iş edinmiş biri olarak çok etkileyici yıldızların altında bayağı mutluluklarım vardı. Ama bu yıldızlar hiçbir yerde bu kadar delirmiş değillerdi. İlk gece 2 saat şoktan çıkamadım bile diyebilirim. Çünkü, genelde bildiğim gökyüzüne baktığım zaman, yıldızlar tek bir katmanda ve boyutta bir tablo gibi görünürdü, noktalarla koyulmuşlar gibi.. Fakat burdaki fark, sanki derinlik boyutları artmış , o gükyüzündeki yıldızlar 3, 5, 8, 10 boyut tu. Büyü gibi.. Yani birileri çok yakın , birileri çok uzak ve ardarda , ince ince sıralananmışlar. O kadar çoklarki sanki gökyüzü bilerek genişletmiş kendini , sığabilsinler diye! Kendi parmağımla ölçtüm. Bir parmak ucum kadar bile boşluk yoktu o delirmiş yıldızlardan!

Başım bunlarla meşgulken, bacaklarımda, o özel assos taşlarından yapılmış havuzun içinde özel bir şekilde yakılmış ateşte ısınmakta. Yani gözlerimin paslaştığı tek yer tepemdeki yıldız yağmurları ve önümdeki kırmızının her tonuna giren ateşler!.. Kulağımda güzel müzikler ve o melodileri kıymetleyen özel dostlar. Kendim olarak söylüyorum gerçekten özel dostlar.. Assos 'da kurulan dostluklarda Assos kadar özel.. Dedim ya o topraklar herşeyi kendi gibi yapmış.. Benim kendim olma çabalarım gibi...

Doyumsuzluğu unutuyorsun mesela, herşeyini paylaşabilirsin herkesle, para bile değerli değil sanki orda...

Gerçek olamayacak kadar derken, gerçeğin ta kendisi olduğunu o kadar sessiz yaşatıyorki adama , sanki herkesin bir iyi olası geliyor. Suratı asık bir iki köylü bile başarısız cast çalışması gibi. Bildiğimiz kötülere benzemiyor tipleri bile!

Ve bunları buraya yazmanın dışında böyle bir hayatında olabileceğini birebir yaşamak çok daha zevkliydi. Aslında ben yaşadıklarımı güzelleştirerek yazardım. Yani acıda olsa delirmelide olsa neyse yaşadığım, kenar süsleri gibi işlerdim cümlelerime kalemimle.. İlk kez birşeyi yazıyorum ama yaşadığım daha güzel kalıyor. Güzel bir ilk... Yeni bir adım daha...

ASSOS 'a cennetim olduğu için...

Kazandığım özel dostlarıma , hiç tanımadığım türlü oldukları için...

VE SANA SEBEBİ OLDUĞUN İÇİN....

Assos!dan dönerken....2/6/08 01:47

yeniay olmalı gecede...dün gibi..

 
Toplam blog
: 27
: 776
Kayıt tarihi
: 19.05.08
 
 

Mart ayının 20'sinde doğmuşum... Ve gerçekten çok yağmur yağıyormuş hani hikaye başlangıçları gibi....