Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '14

 
Kategori
Astroloji
 

Astroloji ve hayat ilişkisi. Çarpma, çarpılma, temas, aşk, sevgi ve hayat elementleri

Astroloji ve hayat ilişkisi. Çarpma, çarpılma, temas, aşk, sevgi ve hayat elementleri
 

Büyük Patlama'dan beri evrenimiz bir yaratılış süreci içinde yol almakta. Adına zaman dediğimiz ve ismini koyduğumuz ve kendi yaşamsal ölçümüz olarak güneşin etrafındaki hareket ve dönüş sayısına göre fiziksel değişimimize ad koyduğumuz evrende ard arda gelişen değişen bir sürü olay olmakta.

İlk patlama ile yaratılış süreci devamlı sürette birbirini etkileyen tetiklyen olaylara gebe olmuş.

Basitçe anlatırsak Hidrojen oksijen'in cazibesine kapılarak YANmasaydı SU olur muydu? Burada bir temas bir çarpışma var.

Nerede bir temas ve çarpma varsa orada bir olay olmakta. Olayın olması hayatta yeni durumların ortaya çıkmasına sebep olmakta.

Mesela TV ekranlarında Türkiye'de insanların benzer burç ve yükselenlerle evlenmelerini söyledim. Çünkü Ataerkil aile yapısında mutluluk denince benzer zevklerin paylaşımıyla ortaya çıkılacağı umulmakta. Böyle bir evlilik monoton, üretkenlikten ve farklı bakmaların sonucu ortaya çıkacak zenginlikten çok uzaktır. Mesela, bu yüzden yıllarca girişimci ve atılgan bir aile şirketi kurmakta zorlanmıştır Türkiye.

Oysa Avrupa, Amerika vb ülkelerde evliliklerin zıt burçlarla olması gerektiğini açıkladım. Çünkü zıtlar birbirini çeker, bu çekim bu cazibe tutkulu AŞK'ı ortaya çıkartır.

Aşk gözlerle geliyorum der. Çarpılma burada başlar ilk. Ortada bir nesne yoktur ancak sevgilinin görüntüsü göe çarpar ilk. Gözden beyne çarpan görüntü kalpteki atış sayısını arttırır. 

Arada aşk bağı oluşmaya başlayınca gözle başlayan temas hafifçe elle devam eder. Bir yerde içilen bir kahve ve akabinde göz temasının devam etmesi sonucunda masanın üzerinde eller tutuşmaya başlar. Tutuşan ellerin sıcaklığı kalpleride daha fazla tutuşturur.

Hepsi dikkat ederseniz bir Temas bir ÇARPILMA oluşturmakta yada oluşma sonucunda devam etmekte. Nasıl isterseniz öyle söyleyin. 

Evlilikle devam eden arpılma bağı devam eder.

Cinsellikte sperm nereye gideceğini biliyormuşcasına hızla ovalyuma koşar. Orada en hızlı atik ve güçlü olan hedefe varır, diğerleri daha az emek harcadığı daha az tutkulu daha az aşka sahip olduğu için kapının dışında kalır.

Bu çarpılma sonunda zigot oluşur, ALAK oluşur. Bişeye benzemeyen bir çiğnem et parçası gibi değersiz olan bu nesne yavaşça büyür ve dünyanın en sevimli yaratığı olarak doğar.

Çığlık çığlığa doğar. Aç doğar.

Acıkmışlığını annesinin göğsündeki sütü almakla giderir bu ise dudaklarının annenin göğüslerine temasıyla başka bir çarpılma başlar. Anne ve evlat AŞKI.

Sevgi temas olmadan olmuyor, annenin dudaklrı evladın saçına konar. O evladın saçı sanki anneye gül bahçesi cennetbahçesi gibi kokar, o koku öyle bir cazibedirki anne için dokunmadan edemez evladına.

İnsan ruhu aslında Allahın ciğerlerinden fırlayıp gelen bir nefes, insanın ilk hali ruh hali budur. Neden nefes, neden HAVA zikredilmiş KURAN'da?

Çünkü Ademe herşeyin adını öğrettim demek Astrolojide akıl burçları Kova Terazi ve İkizler bir vurgu aslında. Bilmek bilgelik, farkındalık, insanın aslında misyonunun ne olduğunu ve fıtratını tanımış olması. İnsanın aklı simgeleyen HAVA ile yaratılması sadece Ateşten yaratılan Şeytanı kıskandırmaya yetti. Zira insan ilk olarak HAVA ile başladığı varoluş süreci spermken bir damla SU ile çarpışmıştı çoktan. İnsana HAVA dan sonra Eklenen ikinci element SU'ydu, döldü. Bu yüzden insan kendi geçmişini fiziksel geçmişini sadece babasının dölü sanmakla faşizme kaymakta asabiyetçi anlayışı. 

Oysa Hava'yu İLAHİ nefesi görmedi insan...

Hava ve Suyla ALAK'a Zigot'a dönen insan artık bedensel bir hüviyete yavaşça geçmiştir. Doğduktan sonra insan öldüğünde ilk temasını TOPRAKLA devam ettirir. Bu temasla insan HAVA iken sadece RUH, SU ile birleşince ki bedenin %70'i SU, Toprağa düştüğünde yeni bir köşeyi dönemeci geçmiştir. Önemli bir Tavaf köşesi aşılmıştır. 

İnsan öldükten sonra son temasını son randevusunu ATEŞLE YAPAR.

"Andolsun, o çılgınca yanan ateşi de elbette görecektiniz." Tekasür 6

Bu randevu ile insan kendi varlığının en büyük tavafını yapar.

Allahtan gelmiş, suyla tanışıp toprağı öpmüş en sonundada ateşle buluşmuştur. Günahkarsa içine girecek, değilse onu görüp yoluna devam edecek ve tekrar RABBINA gidecektir.

"Biz Allah'a aitiz ve sonunda O'na döneceğiz" Bakara 156

Hayata ait olan bu elementlerden Hava niçin aklı simgeler hiç düşündük mü?

Hava konuştuklarımızı iletir. Ağzımızdan çıkan kelimler havada dalga olur ve kulağa gider. Sözcükler aklın ürünüdür bunu havadaki ses iletir. Ses anlamlı hale gelir kulakta ama nasıl?

Konuşurken ağızda dilin harktleri dişe dudağa çarpmalar sonucu sesler oluşmakata. Ses HAVA iletkeniyle kulak kepçesinde toplanır ve iç kulağa iletirlir ve zara çarpan temas eden ses dalgaları anlamlı hal gelir. Beyin bunu algılar çözümler ve sonra işler. Beyin hava olmasa b kadar işlevsel olmazdı. Havasız kalmak çabuk bir beyin ölümü getirmekte. Kişinin kalbi sonradan çalışsada beyin ölmüşse ölmüştür. Beyin Havanın içindeki oksijensiz çalışamıyor.

Kuranda geçen Allahın insana üflemesi aslında Allahın insana bilgiyi iletmesidir. Bu yüzden melekler Ademin bildiğini bilemedi Şeytan bozuldu. 

SU'nun neden insanın geçmişini sigelediğini açıkladım. İnsan kendisinin geçmişini dölde görmekte, ATA'da görmekte, bu yüzden ırkçı ve ayrımcıdır insan.

İnsanın Toprak tarafı insanın cömertlik yada cimriliğini oluşturmakta. İman insanı cömert yapar. İman Allaha güvendir. Güvenen insanın da eli bol olur.

Cimriler Allaha güvenmezler, yalandan imana sahiptir. Hatta inancı kullanırlar mal toplamak için. Fakirlik korkusu Allaha güveni yıkmıştır cimride.

Cimriler yapışan bu duyguyu ancak cehennem ateşi paklar.

Cimri bir nefse Ateş en iyi abdest ve arındırıcıdır.

Kirlenme ve deorme olma nasıl ki çarpmalar ve çarpılmalarla oluyorsa ARINMA DA temasla olmakta.

Abdest alırken suya temas ederiz, su yoksa toprağa temas ederiz. Hava sürekli derimize abdest aldırmakta zaten. Ateş ise hala yola gelmeyenlerin Allah ile buluşmadan önce arınacakları CEHENNEM ATEŞ ABDESTHANESİdir.

İnsan hayatta neyle, kimle, nasıl temas ettiğine iyi bakmalı.

Hz Ali bu yüzden kişi arkadaşının dini üzerinedir der. Bu temasa vurgu yapar.

Ellerimiz edilen dudan sonra yüzümüze sürülmesinin nedeni Allahın isimlerinin sayılarının bulunduğu avuç içimizde bu isimleri hayata taşımanında sorumluluğu var ve edilen dular onun ismiyledir. 

Bir anlamda ettiğimiz dualarda RABBE dönükken yine 81 ve 18 olarak açılmış ellerimiz duadan sonra ALLAHIn İSİMLERİNİ ÖPER....

Kainat sevgiden yaratılmasaydı temas için olmazdı onca koşuşturma,bir cezbenin peşinden bunca emek harcanırmıydı sevgi olmasaydı.

Sevgi cazibeyi, cazibe hareketi, hareket bereketi doğurmaktadır. Bu yüzden Mekkei MÜKERREME, Kuran'ı KERİM, Rasul'ü EKREM, Allah'ta KERİM'DİR. Seviyorsan emek harcarsın bu da BEREKETİ getirir. 

Yasal Uyarı: Yazılan yazı "İslamda Astroloji-Doğum Haritası ehberi-Hayatın Şifreleri Esma Ül-Hüsna" ve "Kabe'nin Hayat Şifreleri-Sembollerin Dili" adlı kitaplarımdan alıntılar taşımaktadır. Kaynak belirtilerek kullanılabilir.

 

 

 

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..