Astroloji ve kadim kökenleri

Astroloji, bugünkü pozitif ve deneysel bilimlerin dışında kalan, yüzyıllardır varolan ve insanı metafizik yönüyle algılayıp, doğadaki ve insandaki fizik ötesi yönleri araştıran uygulamalardır. Gezegenleri ve karakterlerini yorumlar. Astroloji içimizdeki göğü okumak diye de nitelenebilinir. Bu durumda gezegenler, ruhun derinden hareketlerine karşılık gelir.

Astroloji, göksel cisimlerin insan karakteri ve kaderi üzerine olan etkilerinin neler olduğunun araştırılmasına ve anlatılmasına denir. Yunanca yıldız anlamına gelen “Astro” ve bilgi anlamına gelen “Logos” kelimelerinden türemiştir. Astroloji göksel cisimlerin insan karakterini oluşturan ve hayatlarına yön veren etkilerini araştırır ve bundan haberdar eder.

Hermes, hesap (matematik), felsefe (hikmet), riyaziye (geometri), tıp, astronomi ve astroloji (ilm-an-Nücum) alanlarında ilk kitap yazandır. Rönesans dönemine ait ve içine astrolojiyi de alan konulardan birisi de Hermetizm’dir.

“Yukarıda ne varsa, aşağıda da o vardır” ilkesi yine Hermetizm’den gelmektedir. Özet bir anlatımla, Hermetizm insanoğlunun evrenle olan birliğini, onun bir parçası olduğu düşüncesine dayanmaktadır.

Astroloji insan karakterine ve yaşamına tesir eden tek etki değildir. Astroloji DNA'larımızdan gelen, anne, baba, doğdukları ülke ve onların yaşam biçimlerinin hepsinin insan yaşamı ve karakterine olan etkilerini kabul eder. Yıldız haritasında, görünen potansiyel etkiler, kişinin doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı, bulunduğu ortam ve konumlarla çok yakından ilişkilidir.

Astroloji; yıldızları birer varlık olarak ele alıp onların fizik ve psişik olarak inceler ve bunların insan üzerindeki etkilerinin araştırılmasıyla ilgilenir. Astroloji geleceğin ne getireceğini söyleyemez.

Astrolojiye verilmesi gereken önem, mikro kozmos ve makro kozmos bakış açısından, tasavvuftaki birlik felsefesinden de kaynaklanır. Yoksa günümüzdeki ticari mantıktan değil.

Cevizin kabuğunu kırıp ÖZ’üne inmeyen,

Cevizin “hepsini” kabuk zanneder.