Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '12

 
Kategori
İlişkiler
 

Aşuftelik ve naturellik med cezirinde telef olan dişiler

Aşuftelik ve naturellik med cezirinde telef olan dişiler
 

En sevimli aşufte tülay/yalan dünya


 

Günümüz kadın tayfasını bekleyen boğuşma meselelerinden bir tanesi ki,aslında en mühimlerinden birisi huzurlarınızda efem.

Artık kendi kabuğunu kırma ve saklandığı cumbanın ardından çıkma şansını eline geçiren kadının, bir dizgin problemi ile karşı karşıya kaldığını görmekteyiz.

Yani, ya herru ya merru kaptırıp koyuverme esnasında; yalpalamalarla,şaşkoloz adımlarla ve en nihayetinde er kişi camiası tarafından kallavi tanımlandırmalarla isimlendirilen, bir bocalayan kadın camiası var gündemimizde.

Zemini oluşturma mesaisini tamamlamadan, çatı katı da deniz manzaralı olsun, "Beş çayımızı içeriz hüpürdeterek" sevinciyle, eline ne gelirse harcın içine atarsa; sonucunda dahil olacağı grubun(!) dayanılmaz ağırlığı içinde boğulması an meselesidir.

Can kurtaran yakışıklı mı bari, diye sormadan geçemeyeceğim?!

Tamamen bir kapalı kutu açılması olayı yaşadığımız ve kutu açıldığında içinden çıkanın, nasıl bir bocalama içinde yaşandığının şahitliğidir.

Her şey yasak, her şey ayıp, her şey engel yaşantısı içinde, kendi doğallığının özünü kavrayamayan ve bu öz içinde yaşama becerisine sahip olmayan dişi cinsi için "Haydi meydan senin" nidaları "Bu ne ola
ki?!" den başka bir anlam taşıyamaz.

Ne yapacağını bilmiyor.

Ne olması gerektiğini, nasıl davranması gerektiğini bilmediği gibi!

En dipte kendini tanımıyor, benliğini anlayamamış, temelinin harç nüvesinden bi haber. Üzerine dekorasyon yapılacak temelin, nasıl bir işlemden geçmesi gerektiği tamamen çevrenin insafına kalmış bir durumda.

Artık etraf nasıl bir don biçerse, üzerine giyiverecek. Slip, paçalı, tanga, g-string?!

Özgür, kendi ayakları üzerinde durabilen, burnundan kıl aldırmaz, söz geçirilmez, başına buyruk, dediğim dedik, kadınlığını ezdirmez sıfatlarının zenginleştirdiği janjanlı tanımlamalarla, en son trendi
yakalama telaşının gel gitleri  arasında şaşkındır cinsi i latif şurekası.

Kadın tanımlaması ve içeriği günümüz şartları düşünüldüğünde belirsizdir ve nasıl olacağı konusunda kimsenin net bir fikri yoktur.Eski çağların kendi kabuğundaki emektar, fedakar, cefakar kadını
yerini; modern, çağdaş, kültürlü, atak, çevik, ve en önemlisi sinmiş olmayan kadına bırakmaya çalışırken, dayatılanın aslında öyle olmaması, belirsizliği ve karışıklığı iyice gün yüzüne çıkarmaktadır.

Kadın doğal mı olmalı, aşüfte mi?

Yoksa her ikisi birden mi?

Veya hiçbiri mi?

Üstelik bu ikilem arasında gel git yaşarken; kendisi için mi, yoksa erkek için mi uğraş vermeli?

"Kimin için, kim olma" oyunu yeni dönemin en  reytingi bol oyunu aslında, her ne kadar kuralları keyfe keder değişse de, günümüz sinerji yaratma ve monotonluk yaratmama ironisi içindeki kadının, hangi kisveye bürünmesi dahlinde en hesaplı kazancı sağlaması determinizmini bünyeye uyarlamaya çalışmaları içinde geçmektedir.

Kafaya, akla, mor kıvrımlara yerleştirilen görsel malzeme, kadınsılığın kıvrımlarında vücut bulduğu için; ulaşılmak istenenin aşufteliğin, 'aşuf' kısmından ileriye doğru gidişini sükunetle izlemekteyiz. İbrenin gösterdiği 'telik' kısmının metelikle bir bağı olup olmaması, sinsi yaklaşımlar ardında dikizleyebileceğimiz sansürlü kısımdır.

Öz, töz ortaya çıkan bir avuç köz.
Kadının daha çok fırın ekmek yemesi lazım, üstelik diyet mevsimi de açılmışken! Bir rakkas sesi duyulur, anlar mı?

Belki?!

"Alnında halka halka aşüfte kakülü
Göğsünde yosma gırnatanın en güzel gülü...

Raks ortasında bir durup oynar, yürür gibi;
Bir baş çevirmesiyle bakar öldürür gibi...

Gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü sürmeli,
Şeytan diyor ki, sarmalı yüz kere öpmeli.

Gözler kamaştıran şala, meftun eden güle
Her kalbi dolduran zile, her sineden "Ole!" (Y. Kemal Beyatlı-Endülüs'te Raks) 

 

 

 

 
Toplam blog
: 432
: 6177
Kayıt tarihi
: 08.10.06
 
 

Med cezir içinde kafasına estiği gibi yaşayan bir havva kızı birazcık kağıt kalem aşinalığı olmas..