Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '10

 
Kategori
Hayvanlar Alemi
 

At ve yılkı atlarının özgürlüğü

At ve yılkı atlarının özgürlüğü
 

Hayvanlar aleminde ''at'' insanoğlunun en yakın yardımcısı olmuştur. Yüzyıllardır insanların hizmetinde bulunmuş, duygulariyle, hisleriyle insanoğlunun kendine en yakın hissettiği, aynı zamanda insana en çok vefa gösteren asil bir canlı olmuştur.

At ve sahibiyle ilgili bir anı;

Gözlerinde tavuk karası olan H.Karanfil'in, evine odun getirmek için gittiği iki saatlik orman yolundan dönerken, havanın kararmasıyla yolu iyi göremediğinden, atının kuyruğuna tutunur ve böylece evinin yolunu, atı sayesinde bulurdu.

Her zaman ilgimi çekmiştir yılkı atları, kah özgürlüğün sembolü olarak, kah terkedilmişliğin, işe yaramazlığın acısını hissettirmiştir bana. Yılkı atları artık dağlarda insanoğluna değilde, birbirlerine olan vefa duygusu hayranlık uyandıracak derecededir. Baskın olan özellikleri özgürlüğe bağlı oluşları nedeniyle, hep aynı yerde göremezsiniz yılkı atlarını, devamlı yer değiştirirler çünkü. Yemyeşil çayırlarda, dumanlı dağların eteklerinde, başına buyruk yol almanın tadını çıkarır yılkı atları. Aynı zamanda ürkektir, yanına fazla yaklaştırmaz insanları, korkup kaçarlar dörtnala, bakakalırsınız arkalarından.

Bir zamanlar yöre halkına hizmet eden atlar, yaşlanıp hizmetini tamamladığında veya çiftçi gibi hayvana ihtiyacı olan insanlar kışları hayvanı besliyecek maddi olanaktan yoksun olmaları durumda bu atları dağa salarlar, ihtiyaç olduğunda içlerinden birini yakalar hizmetlerinde kullanırlar. İşte tabiatta serbestçe dolaşan yabani atlara yılkı denmektedir. Bu atlar birbirleriyle çiftleşerek üremişler ve yabanileşmişlerdir.

Yılkı atlarının hikayelerini hepimiz dinlemişizdir. Özgürlüklerinden ödün vermiyen bu atları, ülkemizde Sandıklı İlçemizde, Akdağ eteklerinde Kocayaylada ve ayrıca Erciyes dağı eteklerinde görmek mümkündür. On oniki attan oluşan gruplar (Öğrekler) halinde dolaşır, her öğreğin bir lideri vardır. Kışın zor şartlarında ve kurtların saldırılarına karşı bu şekilde mücadele eden yılkılar, kışları çam ormanlarının altlarını sığınak olarak kullanırlar.

Orta Anadolu'da ağır kış şartlarında yaşam mücadelesi veren Doru Kısrağın Yılkı'ya bırakılma öyküsünü, Abbas Sayar ''Yılkı Atı'' romanında bir başka güzel anlatmıştır. ''Güçlü, hırslı bir at kişnemesi ovanın dört bir yönüne dağıldı. Dağınık düzen otluyan 8-10 at başlarını kaldırdılar ve kulaklarını diktiler.(...) İçlerinde güçlü, kuvvetlileri vardı. Kimi kahra uğramış zavallı, kimi yılkının alışığı...'' ''Hesaptan düşülmüş, defterden silinmiş''.

M.Ali Uğurtan ''Yılkı atlara vurgunum ben'' şiirinde ne güzel anlatmıştır, yılkı atlarının özğürlüğünü, çaresizliğini, vefasız sahiplerini, aşağıda şiirden iki dörtlük;

Vefasız sahiplerden/ Kurtuluş kaçağında/ Açlığın, susuzluğun/ Ölümün kucağında/Yılkı atlara vurgunum ben

Sarp kayalıkların/Sevgisiz ocağında/ Donduran soğuğu/ Kavuran sıcağında/ Yılkı atlara vurgunum ben..

Son yıllarda artan çevre kirliliği, su kaynaklarının kimyasal atıklarla zarar görmesi, yılkı atlarının yaşam mücadelelerini zorlaştırıyor. Kışın sert geçtiği dönemlerde doğalbarnakların yapılması, yavruların ölmemesi için ormanlık alanlarına yem bırakılması gibi tedbirler alınması gerekmektedir.

 
Toplam blog
: 465
: 1550
Kayıt tarihi
: 03.12.07
 
 

Çevreye saygı, insanlık görevi olarak algılanmalıdır. Bankacılık ve finans yöneticiliği  uğraşım ..