Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '12

 
Kategori
Siyaset
 

Atam!... Rahat uyu, Tayyip yok…

Atam!... Rahat uyu, Tayyip yok…
 

10 Kasım 1938…

O tarihten bu yana tam 74 yıl geçmiş…

Geriye doğru dönüp baktığımda…

Hiçbir ülkede, hiçbir kişi, hiçbir zorlama olmadan, hiçbir şekilde bıkmadan, usanmadan, yağmur-çamur demeden gönülden anılmıyor, anılmadı.

Varsa da ben bilmiyorum. Şöyle bir tarihi kişilere dönüp bakıyorum, böylesi coşkuyla ve gönülden anılmıyor, anılmadı da…

Bu kadar coşkuyla, bıkmadan, usanmadan, sevgi ve saygıyla çağlayan yüreklerde unutulmadan 74 yıldan bu yana anılan tarihteki tek kişi…

Mustafa Kemal Atatürk…

10 Kasım 1938 den 1950 yılına kadar tek partili rejim idi, devletin desteğinde oluyordu diyelim, süre 12 yıl…

Yıl 1950… Bugün yıl 2012…

Aradan tam 62 yıl geçmiş…

Atatürk aleyhine söylenmedik söz kalmadı. Açıktan hakaretler su sebil… Açıktan “Ben Atatürk’ü sevmek zorunda değilim…” sözleri artık gündelik sözlerden. İktidar partisi, bugünlerde kimseye çaktırmadan “tekke ve zaviyelerin kapatılmasına” dair kanunu, ki bu kanun “Devrim Kanunu” niteliğindedir ve Anayasaya göre değiştirilemez, değiştirmeye, tekke ve zaviyelerin faaliyetlerini serbest bırakmaya çalışırken.

Bugün, Atatürk’ün 10. Yıl nutkuna gönderme yaparak, 10. Yıl marşında geçen sözleri küçümseyerek şöyle diyebilen bir başbakana sahibiz bugün: "10. Yıl Marşı'nda geçer; 'demir ağlarla ördük' falan. Neyi ördün? Hiçbir şey örmüş falan değilsin. Ortada duranlar belliydi. Demir ağlarla şimdi Türkiye'yi biz örüyoruz.''

Kurduğu cumhuriyetin her gün bir yerlerin yok etme çabasında bulunanlara karşı…

Evet, yılmadan, usanmadan, gönülden sevgiyle tam 74 yıldan bu yana anılan tek tarihi kişi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk…

Bugün, ülkenin her tarafında yağmur yağıyor. Buna rağmen, millet olarak sevgimizi göstermeye çalışıyoruz.

Atam…

Sen bugün daha rahat uyu…

Niye biliyor musun?...

Ülkemizin başbakanı, senin kurduğun cumhuriyeti, senin sağlığında yaptığın hizmetleri ve başlattığın devrimleri küçümseyen ve bunu da ifade etmekten sakınmayan ülkemizin başbakanı, hiç değilse bugün ülkede değil…

Brunei Sultanı “Aniden” davet etmiş, bugün orada…

Atatürk’üm…

Bir gün gelecek, herkes seni anlayacak. Tabi biz anlatmakta başarılı olabilirsek… Seni anlamak için biraz çaba harcamayı becerebilirsek…

Umarım 10. Yılda söylediklerini bir gün anlarlar…

Bilmeyenlere hatırlatmak için bakalım ne demiş Atatürk…

“Türk Milleti;

Kurtuluş savaşına başladığımızın onbeşinci yılındayız. Bugün, Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu, en büyük bayramıdır. Kutlu olsun.

Yurttaşlarım,

Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk Kültürü olan, Türkiye Cumhuriyetidir. Buradaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak, azimkârane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzun, dünyanın en mamur ve medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizde zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil; asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti, milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin, yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir. Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihi bir vasfı da, güzel sa’natları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtri zekâsını, ilme bağlılığını güzel san’atlara sevgisini, milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek, milli ülkümüzdür. Türk milletine çok yaraşan bu ülkü, onu, bütün beşeriyette hakiki huzurun temini yolunda, kendine düşen medeni vazifeyi yapmakta, muvaffak olacaktır.

Bugün, aynı inan ve kat’iyetle söylüyorum ki, milli ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin, büyük milletinin, büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ile, atinin yüksek medeniyet ufkunda, yeni bir güneş gibi doğacaktır. Türk Milleti; Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük bayramını, daha büyük şereflerle saadetlerle huzur ve refah içinde kutlamanı, gönülden dilerim.

Ne mutlu Türküm diyene!...”

10 KASIM 2012
İBRAHİM PEKBAY 

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..