Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '11

 
Kategori
Eğitim
 

Ataması yapılmayan öğretmenler

Ataması yapılmayan öğretmenler... Bu cümle artık hepimiz için çok tanıdık geliyor. 2011 KPSS' nin istatistiki verilerine baktığımızda, sınava giren öğretmen sayımız hakkında kesin bilgi veren Eğitim Bilimleri kısmına 230.415 öğretmenimiz katılmıştır. Ancak bu rakam en minimize edilmiş veridir. Çünkü bu sınava katılamayan 40 yaş üstü öğretmenlerimiz, atanmaktan ümidini yitirmiş öğretmenlerimiz, farklı memurluk statüsünde çalışan öğretmenlerimiz, formasyon sıkıntısından dolayı katılmayan öğretmenlerimiz. bulunmaktadır. Bu kısmı çok daha fazla uzatabilirdim. Aileleri ile birlikte atama mağduriyeti yaşayan insanımızın sayısı 1.000.000'u çok rahat aşmaktadır. 

Ataması yapılmayıp mağduriyet yaşayan öğretmenlerimizin hepsine tek tek hak vermek gerekir. Gerçekten haklıdırlar. Ellerinden öğrencilerinin alınması kadar üzücü bir şey gerçekten en kötü duygulardandır. Bununla birlikte toplumsal baskı, maddi imkansızlıklar gibi konular sebebiyle şu ana kadar 21 öğretmenimiz intihar etmiştir. Son intihar vakamız da bu Ağustos ayı içersinde yaşanmıştır. 

Ben de bir öğretmen olarak buraya kadar haklılığımızdan bahsettim ve sonuna kadar arkasındayım. Ancak biraz da özeleştiri yapmak gerekmez mi? Düşünüyorum, acaba ben bu ülkenin eğitim sistemindeki öğretmen atamalarındaki çarpıklık için ne kadar ses getirebildim? Kamuoyunun oluşmasına ne kadar katkı sağlayabildim? Öğrencilerime bu çarpık sistemi ne kadar anlatabildim ve onlara yol gösterebildim? Tüm buraya kadar kendimle ilgili yanlışlarımı irdeledim. Ancak toplumumuza yönelik bir iki hayal kırıklığımdan bahsedeceğim. Bu toplumda milyonlarca öğrenci öğretmen beklerken, yüzbinlerce öğretmen atanarak öğrencilerine kavuşmayı beklerken, atanan öğretmenler toplumsal ve maddi sorunlarla boğuşurken, plansızca yükseköğretim programları açılıp yeni işsizler yetiştirilirken, kısacası eğitim sistemi can çekişirken hepimiz mutabıkız. Ancak bu kadar ortak düşünceden sonra siyasi iktidarlara neden sandıkta gereken cevapları veremiyoruz? Eğitim faktörü, oyumuz için bir anlam ifade etmiyor mu? Hangi parti olursa olsun, eğitimi değersiz gören, göz boyamak anlamında olan sayısal verilerle bizlerin oyunu isteyen partiye gerekli cevabı vermek bu kadar mı zordur? 

Halkımız pekçok konuda memnun gözükmektedir. Çünkü 2011 seçimlerinde yüksek bir katılım göstererek, iktidarı açık ara bir farkla yeniden başa getirmiştir. Öğretmenlerimizin burada kızmaya hakkı yoktur. Bir ülkede kamuoyunu oluşturan en önemli insanlar eğitimcilerdir. Kamuoyunu eğitim sistemindeki çarpıklıklar konusunda aydınlatamadıysak, sadece kahve söylemleri ile sızlanıp dövündüysek önce kendimizdeki sorunları düzelterek işe başlamalıyız. 9 yıldır bu ülkede öğretmen atamalarını yapan iktidar yine baştadır. Ödüllendirilerek, açık ara bir şekilde baştadır. Bunun anlamı biz sizin politikalarınızdan memnunuz demektir. Şimdi öğretmenlerimiz çeşitli forumlarda veryansın etmektedir. Yeni Mİlli Eğitim Bakanımız 2012 Ağustos'a kadar başka bir atama olmayacaktır demiştir. Diyebilir... Çünkü bu zamana kadar Mİlli Eğitim Bakanlığımıza dur diyebilecek bir ses yükselmemiştir. 2013' e kadar öğretmen almıyoruz deseler yine kendi kendimize söyleniriz. 

Toplumların lokomotifi olan eğitimciler olarak, kamuoyu oluşturmayı öğrenmeliyiz. Yıllardır haklarımızı aramakta sıkıntı yaşadık ve verilenle yetinmeyi bildik. Ancak bizler düşünen insanlarız ve gerektiği yerde dur demeyi bilmeliyiz. Umarım ilerleyen aylarda sevinçle yükselen kelimeleri birer birer dökebilirim...Saygılarımla 

 
Toplam blog
: 3
: 1459
Kayıt tarihi
: 18.07.11
 
 

Tarih öğretmeni... ..