Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

09 Nisan '13

 
Kategori
Güncel
 

Atan ya akıllı olsaydı

Atalarımız o kadar güzel sözleri miras bırakmış ki bizlere, sadece sıkıştığımız çaresiz kaldığımız zamanlarda değil, sevindiğimiz mutlu olduğumuz üzüldüğümüz her durumda “cuk” oturan bir lafı gediğine koymuşlar, tabiri caizse…

Deyişin aslını bilirsiniz “Taşı gediğine oturtmak…”

***

Sıkça kullandığımız bir deyim daha var;

“Bir deli kuyuya bir taş atmış kırk akıllı çıkaramamış…” diye, hatırladınız mı?

Daha iktidara gelmeden önce bir taş attılar ortaya “türban” siyasette istedikleri yere taşıdı kendilerini, “başörtüsü” mü “türban” mı tartışmalarında ortak bir nokta kendi cenahlarının dışında, yok.

Her kim akıl etmişse bu kıyafeti resmen inanç kuyusuna bir taş atmış kırk akıllı değil koskoca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları çıkaramıyor…

***

Bilim dünyası böyle değil, uydurulmuş hiçbir bilgiye inanmıyor, kanıtlanmamış hiçbir tezi savunmuyor ama siyaset adamları aslı astarı olamayan hatta akılının ermediği birçok konuyu ortaya atıyor önce kendi inanıyor sonra da “yandaşları” kayıtsız şartsız inanıyor. Cehaletle beslenen eğitim ortamının çocukları olmak demek ki böyle bir şey…

***

Dini konularda ahkâm kesen yok mu, çocukça bir terim ama “sürüsüne bereket” ancak değişik bir durum söz konusudur burada; din adamları kendi söylediklerine inanmazlar ama inandırırlar, o yüzden de halk arasında “imamım dediğini yap ama yaptığını yapma,” denir. Bu konu iki ucu “bantlı” değnek olduğundan girmeyeceğim…

***

Siyaset adamları geçmişte de bir takım akıl almaz iddiaları atmışlardı ortalığa, kan gövdeyi götürmüştü, haklı haksız onca genç vatandaş işkence gördü, can verdi, hapishanelerde çürütüldü, bugün olduğu gibi o günlerde de dış odaklarca beslenenlerce atılan taşı kuyudan çıkarmak kırk akıllıya değil omzu kalabalık yedi paşaya düşmüştü…

Dedim ya “türban” konusunu ortaya atan siyasetçilerin çoğu göçüp gitti bu dünyadan ama “türban” tartışmaları hala sürüp gidiyor. Zaman zaman bugünün iktidarının adeta can yeleği haline geldiğinden sıkça ısıtılıp, eğitim aldıkları okullarla süsleyerek önümüze konuyorlar…

***

Tarihin sayfalarını karıştırıp çıkarlarına hizmet edeceğine inandıklarını, halka ve ülkeye vereceği zararları düşünmeden ulu orta yer ve zamanlarda da kullanmak siyasetin kullandığı “taş” modası olunca günümüze gelene kadar o kadar çok “taş” kuyuya atıldı ki hala işin içinden çıkanlara rastlanamadı.

Bir dersim olayı atıldı ortaya, patladı gitti ama ne atana ne tutamayanlara yararı oldu, milyonlarca alevi vatandaşın kalbi kırıldı hayal kırıklığı yarattılar sadece…

Türklük ve Türk kimliği, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı üzerine o kadar ahlak dışı, akıl dışı, izan dışı insafsızca “taşlar” atıldı ki ülke her an patlamaya hazır ya da pimi çekilmiş bomba gibi oldu. Hala kuyudan çıkarılmayan bu taşlar yüzünden ülke adeta “deniz topu” etkisinde…

Hemen akabinde Camiler ve kutsal kitabımız ve inançlı insanları hiçe sayıp “dindarlık” üzerine atılan o kadar ağır safsatalar çıkarıldı ki kendinden malum siyasetçiler yüzünden, ülke de yaşayan büyük bir kesim dininden ve imanından soğudu…

Yılbaşı günü için, resmi bayramlar için öyle büyük taşlar atıldı ki hala kuyudan çıkarılabilmiş değil. Kendilerince bayram ve yılbaşı açıklaması yapıp “kandıracaklarını”  sandılar ama yine bir deyişimiz var atalarımızın hediyesi; “Yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış” Yalan ve sahte olduğu anlaşıldı ama bu kez devreye siyasetin pis kolları ve dikta anlayışı girince atılan taşları “kuyudan” çıkarmaya akıllı deli aranmıyor “gerçek vatanseverler milliyetçiler” aranıyor…

***

Şu sıralar da kafa karıştıranlar ortalıkta “Jammer” ler gibi… Diyelim ki Silivri de bir duruşma var, gerçekleri ortaya koyanlar var, derhal biri çıkıyor ve kendi meşreplerince söylenenleri iddiaları çürütmeye çalışıyorlar, oysa yargılama sırasında mahkemeleri etkileyecek yorumlar yapmak özellikle iktidar üyelerinin yapması yasak olduğu kadar da suçtur.

Ergenekon ve Balyoz safsatalarına gariban yandaşlar dışında hiç kimse inanmıyor hele delillerin yalan dolandan gizli tanıkların ise hain ve katillerden oluştuklarını gördükten sonra…

Gizli tanıklar aslında gizli değiller aleni de adı “Gizli tanık” demek ki kural böyle…

Velhasıl bu davalarda da “bir deli kuyuya taş atıyor kırık akıllı çıkaramıyor” aslında aklı başında korkusuz gözü pek bir hâkim savcı olsa çıkaracak da çıkaramıyorlar…

***

Ülkede “kuyuya atılan taşlar” o kadar çok ki hangisini sayayım, aslında benim merak ettiğim de şu; bu taşları malum kuyulara atanlar “deli” ya atanlar “akıllı” olsaydı…

Başbakan da geçenlerde İmralı görüşmeleri ortaya çıkınca atılan taşları kuyudan çıkarmak yerine bildiğiniz gibi yazarları işinden attırmıştı…

Acaba diyorum bu “akil adamlar” korosu kuyulardan taş çıkarmak için mi seçildiler?

***

Efendim geldik bir yazının sonuna daha, yazmakla bitmiyor memleketin komiklikleri, yarına bakacağız artık…

Malum bugün günlerden Salı, TBMM de siyasi partilerin gurup konuşmaları var, memlekette dar, ince, derin, kalın ağzı büyük kıçı kırık “kuyu” çok, bakalım nasıl taşlar atılacak “kuyulara”

Bendeniz ümidini yitirmiş biri olarak taşları kuyudan çıkaracak deliymiş akıllıymış aramaktan çoktan vazgeçtim. Rahmetli annem ne zaman kızsa bana “el akıllıya hasret ben deliye” derdi. Rahmetli demek ki benden “akil adam” olunmayacağını ta o günden anlamış, adam olacak çocuk…misali!

Erdoğan ÖZGENÇ

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..