Atasözleri, yazarı La edri..

Eskiden davulcular geçerdi, allı yeşilli.( Çalıntı değil, alıntı, rahmetli Bülent Ecevit'in "Takalar "şiirinden). Davulcuların alıntıları nereden olurdu bilinmez. Hele camda bir güzel görseler, başlarlarmış onlara nağmeler yakmaya. Şimdilerde, oturduğum mekân itibariyle mi nedir, bırakın davulcuyu, ancak bavulcuları görüyorum, kafile kafile turlarla gider gelirken. Maniler söylerlermiş. Hiç birini duymazdım ki, davulun gürültüsü uzaktan hoş gelirmiş. Yakından bile duyamazken. Ama atalarımız anlatırlarmış. Ben de atalarımla bir türlü oturamadım ki .Yaşım tutmadı. Şimdiki gibi, zaman tünellerinden, ilticaen, bin bir rica ile, irtica etseydim belki. Bu yüzden, kulaktan kulağa oynarken, kelimeler aslından biraz uzak ta olsa ulaştı işte böylece. Ama bir davulcumuz var ki; tokmağı indirdi mi, yüreği gümbürder adamın. Hele bir Kasımpaşalı yanı tutmaya görsün. O mürşit önünde, eğilip, süzülmek nerde. Nerde bir mümine yakışan, hoşgörü, sabır, iyilikle idare. Lider olmak kolay değil. Allah diyen yolda kalmaz dedik. Ellerimizi taşın altına birlikte koyduk. Beraber yürüyemedik ki o yollarda. Ramazan ayı dolayısıyla, halkı uyandırmak amaçlı bari çal gönlünce.. Öyle bir uykuda ki millet, Davulun sesi ninni geliyor. Gel, zararın neresinden dönsen kardır, her işte bir hayır vardır.Ben yine de sesini duyamam , yüzünü göremem, ama bundan başkasına oy veremem, diye şarkılarla türkülerle bize bir masal anlat...Gecikmiş zamanlardan, Elveda ey şehri- Ramazan...

NE DEMİŞTİ ATALARIMIZ;

En çok da bu hoşuma giderdi bir vakitler,

Katranı kaynatsan olur mu şeker?

Bu dünyada her şey kendi cinsine çeker.

Bu yüzden kiminle olursan ol beraber,

Senide onun gibi zannederler.

Üstelik kişi de refikinden azarmış derler,

Adet budur kötü, kötülük eder.

Horoz da bazen, vakitsiz öter,

Köpek kapar ise, katır da teper.

Eşeğe vurursan altından semer,

At olmaz, huyunca o yine kişner.

Gülü seven, dikenine katlanır da

Hocanın vurduğu yerde gül biter.

Şükür et bu âlemde var daha beter,

Herkes kendi ektiğini gün olur biçer.

Her şeyi danışan, dağları aşmış,

Ben bilirim diyen, düz yolda şaşmış.

Nice sel suları bulanık akmış,

Çeşme akmasa da, yine damlarmış.

Güzelsen, başından dert eksik olmaz,

Kabahat, kürk olsa hiç giyen olmaz.

Acı patlıcanı kırağı çalmaz ama,

Akacak kan da, damarda durmaz.

Bırak boş hayalleri, terk et hevesi,

Sarf etme boşuna, sayılı olan nefesi.

Şöhrete aldanma, davulun sesi,

Uzaktan herkese hoş gelirmiş derler

Denizde fener olmazsa, gemiler batar,

Haramı yiyenler, çok atıp tutar,

Düşünerek göreceksin uzağı,

Kurma hiç kimseye, duygu tuzağı.

Koyunun altında ara buzağı,

Çömlek yuvarlanır, bulur kapağı.