Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '13

 
Kategori
Deneme
 

Atatürk, ordu, devlet

Atatürk, ordu, devlet
 

ATATÜRK


Dünyaya gözümü açtığım zaman,

Düşmanı süngüye takılmış gördüm,

Büyük Atatürk'ün gök gözlü resmi,

Boy boy duvarlara asılmış gördüm.

Dedim dedem nerde,dediler şehit,

Dedim gerçek midir ? Yaradan şahit,

Dedim ben de olsam böyle bir yiğit,

Sevinçten gözyaşım dökülmüş gördüm.

(ÇOPUROĞLU)

Aşık, Atatürk'ü ve yaptıklarını ne güzel anlatmış ama günümüzde yaşanan onca olumsuz olay var ki maksadı belki vurgular  diye şiiri başa aldım.

Her ne kadar, Türkiye Cumhuriyeti, Onun kurucusu Büyük Önder Atatürk, Türk Bayrağı ,  Türk Ordusu ve Cumhuriyetin temel kurumları üzerinde itibarsızlaştırma çalışmaları yapılıyorsa da bu değerlere gönülden bağlı vatandaşlarımız oldukça çok.

Bundan çok değil 10-15 yıl önce bir topluluğun olduğu meclise resmi elbisesiyle bir subay, astsubay gelse herkes saygıdan ayağa kalkar, ona yer gösterirdi.. Bu kişiler de Atatürkçü yetişirler, asla ordunun şerefini zedeleyecek bir davranış gösteremezlerdi. Bir askeri okula giren ince elenir sık dokunur ve her okulun en gözde ve zeki öğrencileri bu okullara girer, giren de parmakla gösterilirdi.

Orduyu Peygamber ocağı olarak biliriz, Türk Devletinin olmazsa olmazıdır ve Atatürk düzenli orduyu zaten bunun için kurmuş ve vatanı bu orduyla kurtarmıştır. Onun içindir ki Atatürk dediğiniz zaman da gencinden yaşlısına tüm Türk toplumu bu vatan için yaptıklarını unutamazdı. Camilerimizde İmamlar, Cuma ve bayram hutbelerinde “Büyük Türk Ordusunu Muzaffer eyle” Yarabbi diye dua ederlerdi.

Tarih mi değişti? Çağ mı değişti? Başkomutanlık Meydan Muharebesini, İnönü Muharebelerini yapanlar mı değişti bilmiyorum ama şu  bir gerçek ki, son yıllarda halkın gözünde ordu güvenilmez bir kurum haline getirildi. Paşalar devletin Posta Müdüründen farksızmış. Devletin bir memuruymuş.Genelkurmay Başkanı hükümetin emrinden çıkamazmış.Önceleri farklı mıydı ? Hayretle her gün bunları dinliyoruz. Paşaların sayısı, orduevinde yedikleri, maaşları, hakları vs.vs. Sanki dersiniz bu eleştirenlerin ayağından 20-30 yıl postal çıkmadı.Sanki dersiniz ki bu eleştirenler  dağlarda terörle mücadele etti !

Oysa Milli Güvenlik Kurulunun görevleri “Devletin varlığı ve bağımsızlığıülkenin bölünmezliği ve bütünlüğü, toplumun huzur ve güvenliğinin korunması hususunda alınmasını zorunlu gördüğü kararları almak ve uygulamak.” Şeklinde ifade edilir, Bir tehlike karşısında, bu kurumdan ne yapmasını bekliyoruz ?

Normal olan iç ve dış tehditlere karşı çelikten bir irade göstermesi ve onu bertaraf edilmesi değil midir? Anormal olansa bu gün yurdun doğusunda ordunun ve güvenlik güçlerinin gösterdiği tavırdır ki bu çok tehlikelidir. Sen Sırtında sadece omuz çantası olan kırmızılı kadının gözüne gözüne biber gazını sıkacaksın, Yine sen 65 yaşındaki kadını soyup ince arama yapıp protestocu diye rencide edeceksin.Sonra da  omzunda kalaşnikofu ve belinde el bombası olan teröriste ses çıkarmayacaksın öyle mi! Ha açılım uğrunaysa bari yurdun her tarafında olan demokratik protestolara aynı hassasiyetle yaklaşalım ki anlaşılsın.

İnsan geçmişi düşünmeden de edemiyor. Yoksa Kürtlerle biz yeni mi birlikte yaşıyoruz?   Hayır eskiden de Kürtler ve Kürtlük vardı. Kürt vatandaşlarımız da mert, gözüpek, vatanına bağlı, silaha meraklı, bu cumhuriyetin onurlu birer vatandaşıdır. Mustafa Kemal Amasya’dan Erzurum Kongresini yapmak üzere yola çıkarken. Bazı kimseler “Yolda tehlikeli Kürt eşkiyaları var yolunuzu kesebilirler.”diye onu uyarmışlar, Mustafa Kemal de öne ve arkaya ağır makineli tüfek olan koruma almış ve böyle yola devam etmiş, herhangi bir olumsuzluk yaşanmamıştı. Yoksa  Kürtler Türklerin demir ökçeleri altında ezilip duran bir ulus mudur ? Cumhuriyetin eksikleri varsa -ki vardır- hepimizin eksikleridir ve tüm dünyanın medeni ülkeleri gibi bizler de bu eksikleri tüm yurttaşlarımızın refah ve huzuru için gidermeliyiz. Yoksa sadece Kürtlerin hakları açısından olaya yaklaşırsak bu vatan toprakları üzerinde oynanması anlamına gelir ki bu gün sahnelenen de bu tehlikeli oyundur.

Almanya’da Fransa’da  10-15 yıl çalışmış, yurda dönüş yapmış sonra da vefat etmiş vatandaşlarımızın mirasçılarının araştırılarak birikmiş sosyal haklarının gönderildiğine ve mirasçılarına dağıtıldığına çok şahit oldum. Bu kıdem tazminatlarını gönderenler acaba ölenin etnik kimliğine bakıp mı gönderdiler? Hayır, işte onlar adaleti tesis etmişler. Sonuç olarak hangi hükümet iktidarda olursa olsun tavsiyem hiç değilse örnekleme yapılmasıdır. Bir olayda acemiysen bu olayı yaşamış demokratik devletlere bakarsın ve adaletli bir sistem kurarsın olur biter. Adaletli sistemler ırka, dine, mezhebe,maddi güce dayalı olarak çalışmadığı için, kimse ben bu sistemde Kürt veya başka bir kimlik sahibi olduğu için aşağılandım da diyemez.

Adaletli günler diliyorum.

  

 
Toplam blog
: 123
: 1874
Kayıt tarihi
: 02.07.12
 
 

68 kuşağındakileri iyi bilirim. Çalışmam ziraat üzerine. İnsanların ana dilleri ile konuşmalarını..